Paylaş
Ticari araç sahipleri ise, ‘işte budur’ diye sevinecektir. Ne kızın, ne sevinin. Başlıktaki teklif bana ait değil. Türkiye Şoförler ve Otomobilciler Federasyonu Başkanı Fevzi Apaydın’ın isteği. Aydın, özetle, “Geçen yıl İstanbul’da bin 300 ile 2 bin 500 lira prim ödeyen iki minibüse, bu sene kazaları olmadığı halde 11 bin 810 lira ile 12 bin 310 lira poliçe kesildi. Ticari taksilerin primi ise 2 bin 650 ila 6 bin lira arasında değişiyor. Sigortanın risk ve fiyatı devlet tarafından belirlensin” diyor. Sadece Fevzi Aydın değil, Esnaf ve Sanatkârları Konfederasyonu Başkanı Bendevi Palandöken de, benzer şikayetlerde bulunup; devletin, sigortacıların keyfiyetinden esnafı kurtarmasını istiyor.Peki, trafik sigortasının primlerini devlet mi belirlemeli? Birkaç sigortacıya sordum. Ama önce bahsi geçen rakamlar dikkatimi çektiği için bir araştırma yaptım. Söylendiği gibi primler minibüslerde 10-12 bin liralara, taksilerde de 6 bin liralara çıkıyor mu?
TİCARİ ARAÇLARIN PRİMİ
Doğru, mesela, 5 bin lira prim ödeyen taksiler var. Kim bunlar? Senede 3’den fazla ölümlü kazaya karışınlar. Bu sene 28 adet taksi, trafik sigortasına 5 bin lira ödemiş. Türkiye’de toplam 6 bin taksiden sadece 28’inin ödediği prim, 5 bin lira. Üç yıldır hasar yapmayan taksilerin primi ise sadece 800 lira. Taksi başına düşen ortalama prim ise bin 170 lira. Minibüslere de baktım. En yüksek prim 4 bin 500 lira. Toplam 44 bin minibüsten sadece 86’sı bu primi ödüyor. Neden? Çünkü senede 3’ten fazla ölümlü kazaya karışıyor da ondan. Kusura bakmayın ama bunlara minibüs şoförü değil trafik canavarı deniyor. Hasarı olmayanlar ise yıllık 430 lira ödüyor. Minibüslerde ortalama prim ise 640 lira. Mesela sigortaya 8 bin lira prim ödeyen kamyonlar da var. 43 bin kamyondan sadece 324’ü bu paraya sigorta yaptırıyor. Neden? Adam kamyoncu değil canavar da ondan.Şunu da söyleyeyim, araştırdım, 1 milyon 700 bin ticari araçtan sigortaya yılda 12 bin liralar ödeyen bir tane bile araç yok. Kusura bakmayın ortalarda dolaşan rakamlar gerçeği yansıtmıyor. Ne mi demek istiyorum? Tüm patırtıyı çıkaran; senede üç-beş ölümlü kazaya neden olan 20 bin ticari araç sürücüsü. Toplam ticari araçların yüzde 5’i bile değil. İşte, Otomobilciler Federasyonu da, Esnaf Konfederasyonu da eleştirilerini bu kesime dayanarak yapıyor.
ÇAĞRIDA BULUNUYORUM
Gelelim, primleri devletin belirlemesine. Sigortacılara sordum, özetle şu yorumda bulunuyorlar: “Trafik sigortası vergimi ki, devlet belirlesin? Vergi gibi görüyorlar. Bin lira ödeyip, hasar olduğunda bir milyon lira alınan vergi sistemi mi var? Senede 4-5 ölümlü kazaya karışacaklar, bu kazalar nedeniyle milyonlarca lira tazminat ödeyeceğiz; sonra da dönüp, kaza yapmamış kişilerle aynı primi talep edecekler. O dönem kapandı.” Açıkça söyleyeyim, sürekli kaza yapıp bu kazalarda da insanların canına kasteden sürücüler ile diğer sürücülerin sigortaya aynı primi ödemesini beklemek ve bunu da ‘devlet belirlesin’ söylemi ile talep etmek doğru olmadığı gibi hakkaniyete de sığmaz. Şunu da belirteyim: Hem Fevzi Aydın’a hem de Bendevi Palandöken’e buradan çağrıda bulunuyorum. Söylendiği gibi hasarsız ve nedensiz hangi minibüs ya da taksinin primi bin liradan 12 bin liraya çıkmışsa; yazsınlar, araştırıp, buradan duyuracağım. Ama böyle bir durum yoksa ya da sadece belli oranda bir prim artışı yapılmışsa onu da nedeni ile yine buradan yazacağım. Var mısınız?
Paylaş