Paylaş
Sene sonu dolayısıyla piyasalarda durgunluk hakim ve Ocak ayının sonuna kadar sürecek gibi gözüküyor. Diğer taraftan ihracatta düşüş var; 11 ayda yüzde 11,5 gerilemiş. Önemli düşüş mü? Değil ama artmasını hedeflerken, azalması olumsuz etki yaratıyor. Her ne kadar milliyetçi duygularımızdan dolayı çok fazla önemsemiyormuş gibi gözüksek de Rusya ile yaşanan krizin, üretimden ihracata etkisi büyük olacak. Kriz, henüz rakamlara tam yansımadı, önümüzdeki aylarda etkisini göreceğiz. Daha da önemlisi, bu krizin ne zaman biteceği, yeni bir boyut kazanıp kazanmayacağı belli değil. Ki, 1 Ocak’tan itibaren Rusya’nın yeni tedbirler uygulaması, ihtimal dahilinde.
Geçenlerde reel sektör temsilcileri ile sohbet ediyoruz. Söylediklerini aynen paylaşıyorum: “En iyi ihtimalle Rusya ile Mart sonunda ilişkiler düzelir diyorlar. Çoğu işletmenin, özellikle de Rus pazarına çalışan üreticinin, ihracatçının bu kadar beklemeye bile tahammülü yok. Dört ay süren krizin etkisi; üretim, istihdam olarak tüm 2016’ya yansıyacak. En büyük korkumuz krizin devam etmesi, derinleşmesi.”
ASGARİ ÜCRET
Gelelim, bir diğer önemli konuya. Asgari ücret, bin 300 liraya çıkacak. Maliyet artışını kimin, ne kadar üstleneceği henüz belli değil ki, sadece bu konu bile işletmelerin önünü görmekte büyük engel. Geçenlerde, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, konunun önemini, “Destek verilmezse KOBİ’lerin kârlarının üçte ikisi gider; 40,5 milyar TL’lik gelirlerinin 25 milyar TL’si kaybolur” diyerek, ortaya koydu.
Özetleyelim: Başta Rusya olmak üzere Suriye ve Irak’ta yaşananlar ihracatı olumsuz etkiliyor, bunun yansıması olarak iç piyasada da durgunluk yaşanıyor. Doğu ve Güneydoğu’da PKK terörü nedeniyle iş hayatı tamamen durma noktasında. Böyle bir ortamda asgari ücretteki artışın işverene getireceği yük de küçüğünden büyüğüne tüm işletmeleri korkutuyor.
Doğru, Başbakan Ahmet Davutoğlu, aybaşında, eylem planının açıkladı. Önümüzdeki dönemde yenileri de açıklanacak. Her ne kadar bir aylık, 3 aylık, yıllık yapılacaklar ortaya konsa da açıklananlara bakıldığında hem uygulanması hem de etkileri uzun vadede olacak.
ACİL ÖNLEM GEREKİYOR
Ne mi demek istiyorum? Seçimler nedeniyle bir yılı durgunlukla geçiren piyasaların ve reel sektörün; son dönemde yaşananları da hesaba kattığımızda dayanacak fazla gücü kalmadı. Kaldı ki, ihracatçısından üreticisine kadar tüm sivil toplum örgütleri hükümete isteklerini birer birer sunuyor.
Diyeceğim o ki, gerek vergisel gerekse finansmana ulaşım açısından işletmelerin biran önce desteklenmesi ve önlerindeki bürokratik engellerin kaldırılması; daha da önemlisi bu aşamada yeni yüklerin de getirilmemesi gerekiyor. Yani, mevcut durumu rahatlatacak acil önlem gerekiyor. Amacım, felaket tablosu çizmek değil, ama reel sektörün içinde bulunduğu duruma ve korkularına gözümüzü, kulağımızı kapatacak da değiliz. Kapamayalım ki, üç-beş ay sonra üretim, istihdam, ihracat verileri kötü gelmeye başladığında, ‘biz nerede yanlış yaptık’ diye dövünmeyelim.
Paylaş