Paylaş
Her ne kadar ortak dili konuşsak da, anlaşmakta zorluk çekiyoruz. İşin aslını isterseniz, anlaşmaya bile yanaşmıyoruz. Bu söylediklerime örnek mi istiyorsunuz. Hemen vereyim. Mesela, maddi hasarlı kazalarda tutulan, kaza tespit tutanağı.
Çok iyi hatırlıyorum, uygulama 2008 yılının Nisan ayında başlamıştı. Aradan tam 18 ay geçti. Bugüne kadar toplam, 1 milyon 184 bin adet kaza tespit tutanağı tutuldu. Bunun ne anlama geldiğini şöyle anlatayım. Sadece 2009’un Ocak-Ekim döneminde, 773 bin 269 adet maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmiş. Ve bunun 614 bin 869’un da kaza tespit tutanağı tutmuş.
Demek ki, bu yılın 10 aylık döneminde meydana gelen trafik kazalarının yüzde 80’inin de, sürücüler kendi aralarında anlaşarak, kaza tespit tutanağı doldurmuşlar. Yani, uygulama bir buçuk yıl gibi kısa bir sürede oturmuş. Çok güzel değil mi? Güzel ama önemli bir detayı maalesef atlıyoruz. Hatırlayanınız var mı bilmiyorum... Kaza tespit tutanağı uygulamasının asıl çıkış amacı neydi? İyi düşünün. Elbette kaç adet kaza olduğu ve bu kazaların kaçında tutanak tutulduğu değildi.
Amaç, sürücülerin aralarında anlaşmalarıydı. Ama nasıl anlaşmaları? Kaza yaptıklarında, araçlarını yolun kenarına çekip, polisi çağırmadan tutanak tutarak.
TRAFİK RAHATLAMADI
Evet... Bundan tam 18 ay önce uygulamaya giren kaza tespit tutanağının asıl ve tek amacı, maddi hasarlı küçük kazalarda sürücülerin araçlarını yolun kenarına çekip, trafiği rahatlamalarıydı. Böylece, özellikle de büyük şehirlerde, trafiğin yoğun olduğu saatlerde, uzun kuyruklar oluşmayacaktı.
Peki, bu gerçekleşti mi? Hayır... Bırakın gerçekleşmesini, uygulamanın asıl amacını bugün hatırlayan bile yok.
Kaza nerede oluyorsa, sürücüler araçlarını olduğu yerde bırakıp, orada tutanak tutuyorlar. Hal böyle olunca da yine yoğun trafik... Yine, uzun kuyruklar. Hele bir de sürücüler tutanağı doldurmayı bilmiyorlarsa ki, çoğu bilmiyor, etraftan başkaları yardıma geliyor ve ufacık bir kazanın olduğu yer, mahşer yerine dönüyor.
Trafik de saatlerce açılmıyor. Bu açıdan bakılınca da, kaza tespit tutanağı uygulaması trafiği rahatlatmaktan çok daha da beter hale getiriyor.
İşin bir başka boyutu daha var. Malumunuz, kaza tespit tutanağı uygulaması ile birlikte, artık trafik polisleri, maddi hasarlı trafik kazalarına bakmıyorlar. Neden?
Çünkü amaç, kazanın olduğu yerde polis bekleyerek, trafiği felç etmemek.
POLİS NEDEN GELMİYOR
Durum böyleyken, uygulama başladığından beri sıkça, “Polis çağırıyoruz ama gelmiyor” şikayetini duyuyorum.
Kazayı yapanlara soruyorsunuz... Ölüm var mı? Yok. Yaralı var mı? O da yok. Sürücülerden biri alkollü mü ya da ehliyeti mi yok? O da değil. O zaman niye polis gelsin ki. Bu uygulamanın amacı zaten, maddi hasarlı küçük kazalarda polis beklemeden, sürücülerin kendi aralarında anlaşması. Haliyle polisler de böyle bir durum karşısında kaza yerine gitmiyorlar. Ve gelmiyoruz diyerek de sürücüleri bu uygulamaya ve kendi aralarında anlaşmaya itiyorlar. O yüzden kimsenin emniyet görevlilerine, “çağırıyoruz, gelmiyorlar” diyerek sitem etmeye, kızmaya hakkı yok.
Bakıyorsunuz, iki araç tampon tampona çarpışmış... Ufak, tefek çizikten başka bir hasar gözükmüyor. Yolun ortasında bekliyorlar ki, polis gelsin. İnanın bu şekilde trafiği felç eden sürücülere ben bile içerliyorum. İşin daha ilginç tarafı, bu tür kazalar başka kazalara da neden oluyor.
Uzun lafın kısası... Maalesef kaza tespit tutanağı uygulaması asıl amacına hiçbir şekilde hizmet etmediği gibi amacı bile unutulur hale geldi. Hatta tam tersi, trafiği rahatlama yerine daha büyük sorun olmaya bile başladı.
Paylaş