Paylaş
Kimileri evini, eşyasını, dükkanındaki malını kaybettiğini söylüyor… Kimileri tarlasının, serasının sular altında kaldığından yakınıyor... Hepsi de devletten acil yardım bekliyor.
Gelen yorumlara başlarda sessiz kalmayı tercih ettim. Daha doğrusu umursamadım. Baktım ki, elektronik postaların sayısı artıyor... Artık sessiz kalamadım. Açık açık söyleyeyim... Yazacaklarım çoğu kişinin hoşuna gitmeyecek. Kimse kusura bakmasın ama sesinizi duymuyorum ve duyurmak da istemiyorum. Neden mi böyle söylüyorum? Anlatayım...
Trakya’daki büyük sel felaketinin hemen sonrası... Televizyonda haberleri izliyorum... Bölgeden canlı yayın yapan muhabir, malları sular altında kalmış dükkan sahibine, zararını soruyor... “200 bin lira” cevabını aldıktan sonra, “sigortanız var mıydı?” diye devam ediyor. Dükkan sahibi, “yoktu, yaptırmadık” diyor. Muhabir, “şimdi ne yapacaksınız” diye soruyor... Cevap aynen şöyle: “Geçen yıl bu zamanda da böyle sel olmuştu, yine dükkanı sular bastı. Kaybım çok oldu. Bu yıl da aynısını yaşadık. Devlet zararımızı karşılasın”.
Aynı muhabir bu sefer bir başkasına mikrofonu uzatıyor... Vatandaş selde hayvanlarını kaybetmiş... “100 baş büyük hayvanım, 30 da koyunum sulara kapıldı. Zararım büyük. Ben şimdi ne yapacağım? Burada dere yatağını ıslah ettiler, geçen yıl da sel bastı, bu yıl da. Devleti dava edeceğim. Diğer mağdurlar da, devleti dava edecek. Zararımız karşılansın istiyoruz’ diye yakınıyor.
SEL MAĞDURLARI NE İSTİYOR
Olaya bakın... Her yıl sel felaketinin yaşandığı bölgede oturacaksın... Selden dolayı her yıl da maddi kayba uğrayacaksın... Ama kendi malın için hiçbir önlem almayacaksın... Almayı da düşünmeyeceksin. Sonra da devleti dava edeceksin ki, zararını karşılasın diye. Hadi diyelim devlet bu yıl karşıladı... Ya gelecek yıl...
Sonraki yıl...
Bu ülkede konut sigortası yok mu? Yılda 100 lira, bilemedin 150 lira ödüyorsun, sigortanı yaptırıyorsun; sel de eşyan mı zarar gördü, paranı alıyorsun... Bu ülkede işyeri sigortası yok mu? Yılda 150 lira ödeyip, sigortanı yaptırıyorsun; selde malın gitti mi, hasarını ödüyorlar... Bu ülkede hayvan sigortası yok mu? Yılda 5 bin lira prim ödüyorsun, üstelik bunun yarısını da devlet karşılıyor; hayvanın selde telef mi oldu, değeri neyse peşin alıyorsun. Bunları bilmiyor musun?
Biliyorsun, bilmesine de, ‘devlet yardım etsin’ demek işine geliyor.
Geçenlerde Yapı Kredi Sigorta Genel Müdürü Giray Velioğlu ile sohbet ediyoruz... İki ay önce Samsun’da meydana gelen sel felaketinde; konutu, işyeri zarar görenlere 10 milyon TL hasar ödediklerini söylüyor. Dikkatinizi çekerim, sadece bir şirketin ödediği hasardan bahsediyorum.
KADERCİLİKTEN VAZGEÇEMEDİK
Demek ki neymiş... Yaptıran, yaptırıyor... Selde zarar gördüğünde de sigortadan parasını tıkır tıkır alıyormuş... Devleti de dava etmeye gerek kalmıyormuş.
Ama yok... ‘Ben kaderciyim, sigortadan falan anlamam, beni de ilgilendirmez’ diyorsan... Devletten de medet ummayacak, kaderine razı gelip, bedelini kendin ödeyeceksin.
İşte bu yüzden, ‘sel mağdurlarıyız’ diyenlerin sesini duymuyorum... Duymak da istemiyorum.
Son olarak şunu da söyleyeyim... Yıllardır, siyasetçilerin oy uğruna her afette, ‘merak etmeyin devlet baba yanınızda, yaralarınızı saracak’ diyerek, politika yapmalarını sürekli eleştirdim. Bugün artık siyasetçiler bile popülist politikanın kimseye faydası olmadığını görüp, ezber bozdular ama vatandaş halen devlet babadan medet ummaktan vazgeçmedi.
Paylaş