Şehirli Bratz, köylü Barbie’ye karşı

Her şey çocuklukta başlar değil mi... Kızların eline verirseniz incecik, grisini gibi bebekleri, büyüdükleri zaman da öyle olmak için kafayı yer dururlar.

Neyse ki artık 40-42 bedenin kıymeti tekrar ortaya çıkmaya başladı biz kadınlar için. Ve inanın çocukların dünyasında da ciddi değişimler var.

Ben hiçbir zaman bebek düşkünü bir çocuk olmadım. Gerçi bizim zamanımızda çok bebek çeşidi ve aksesuvarı da yoktu ama artık öyle değil. Ne tip ararsanız bulmak mümkün. Yine de başı çeken belli isimler var. Mesela Barbie...

Fakat son yıllarda ciddi bir değişim göze çarpmakta kız çocuklarının oyuncak bebek tercihlerinde. O da daha dolgun hatları, parlak dudakları ve iri gözleri olan, modern ve şehirli hatta fazlasıyla trendy bir görüntüye sahip olan Bratz bebekleri.

Amacımız Barbie’yi kötülemek değil tabii ki, ama Amerika’da 8-12 yaş arası kız çocukları arasında yapılan araştırmada kızların, Bratz bebekleri tercih sebebi olarak kendilerini gerçek birer genç kız gibi hissetmelerini sağladığı ortaya çıkmış. Başka bir deyişle, masalsı dünyadan çıkıp kendilerini görmek istedikleri genç kız tipi olarak açıklamışlar bu bebeği.

Gerçekten de bu bebeğe baktığınızda incecik bir görünüm yerine, daha dolgun hatlı, farklı giyinen, her çeşit kıyafeti kendine yakıştıran, moda aksesuvarları kaçırmayan bir tarz göze çarpıyor.

Trendlerin çocukların dünyasına bu kadar girmesi belki size biraz erken gelebilir. Ne var ki onlar güzellik kavramına ve bununla ilgili yakın takiplere büyüklerden daha hevesli yaklaşıyorlar. Dolayısı ile de çılgın giyinen, rengarenk bebeklerin onların ilgisini çekmesi normal. Ayrıca genç kız kavramı da onlar için bizimki gibi değil. Mesela Barbie’nin yaşını 35-40 olarak belirtmiş küçük kızlar. Hangi büyük 40 yaşında Barbie gibi olabilir ki!!!

Neyse, Time Out New York dergisi çocuk bölümü editörü Barbara Aria, 2001 doğumlu bu Bratz bebeklerinin bu kadar popüler olma nedenini modern, şehirli ve yenilikçi imajına bağlıyor. Ona göre Barbie köylü, Bratz şehirli...

Gerçi Barbie’ye haksızlık etmemek lazım. Allah için güzel kız, tarzım olmasa bile. Senelerimiz onun önderliğinde geçti. Ne var ki yaşam merkezlerimizin, trendlerimizin, amaçlarımızın ve amaca ulaşma yolunda tercihlerimizin hızla değiştiği günümüzde oyuncakların da gelişimini bu doğrultuda göstermesi anne olarak dikkatimizi çekiyor.

Hani lahana bebekler mesela...

Barbie hayatımızın güzellerinden; öyle de kalacak ama nesil değiştikçe bebeklerin tipleri de, tarzları da değişecek. Biz beğeniriz ya da beğenmeyiz, neyle oynayacaklarına sonuçta çocuklarımız karar veriyor. Biz sadece alıyoruz!!!

Bana kalırsa yakında nasıl bebekler yapacaklar biliyor musunuz? Çirkin bebek yapacaklar ve kız çocukların onları estetiklerle daha güzel hale getirmeleri sağlanacak. Düşünsenize, kız alacak bebeğini, elindeki malzemelerle burnunu değiştirecek, dudaklarını dolgunlaştıracak falan...

Ona 14 yaşına kadar tam 49 bin kere yapma, etme keşke, eğer, diyoruz

Bebeklerinin büyüdüğünü görmek anneleri rahatlatır. Çünkü artık konuşmaya başlayan çocuk derdini, ihtiyacını ifade etmeye başlamıştır. Ne var ki bu değişen dönemle birlikte yeni sıkıntılar da kendini göstermeye başlar. Çocuğun inadı, aksiliği, dediğimizi anlamaması ya da anlamak istememesi anneleri çileden çıkarır. Ne zaman nasıl davranmamız gerektiğini, neye ne kadar hayır dememiz gerektiğini bilemeyiz bir türlü. Bugünkü sayfamızı psikolog Işın Akı’nın bu dönemle ilgili önerilerine ayırdık.

Hızla büyüyen ve kişliğini sergilemeye başlayan çocuklar bu dönemlerinde davranışları ve iktidar hırslarıyla annelerin sinirlerini zorlayabilirler.

Psikolog Işın Akı, çocukların doğduğu andan itibaren günde ortalama on olumsuz ileti alarak büyüdüğünü anlatıyor. ‘Yapma, eğer, keşke, evet ama, gibi kelimeler bizi ve tabii ki çocuklarımızı etkiliyor.

Örneğin; servisi kaçırırsan hayatın biter, eve geç kalırsan baban seni görmesin gibi. Yaşanan, duyulan olumsuz ileti bir yılda 3 bin 650 eder ki bu da on dört yaşına kadar 49 bin olumsuz ileti demektir. Çocuklar on beş yaşından itibaren korku, kaygı, öfke ve kızgınlık dolu kararlar verebilirler. Başarılı ve mutlu olmaları için iç engelleri ortadan kaldırmak gerekir.’

Rakam gerçekten de ilginç. Terleme, üşürsün, hasta olursun gibi negatif cümleler hayatımızda ciddi bir yer kaplıyor.

Her ne kadar çocuklarımıza karşı yapıcı ve sakin davranmak istesek de, bazen neye nasıl tepki vereceğimizi bilemiyoruz. Bu sorunu çözmenin en iyi yolu, çocuğun neden sorun çıkarttığını anlayabilmek. İşte bu noktada Işın Akı’ın özetlediği, psikiyatr Rudolf Dreikurs’un tezi bize ışık tutuyor.

DAVRANIŞA DEĞİL SONUCUNA BAKIN

Dreikurs çocukların davranış bozukluklarını dört grupta toplamış. ‘Amaçlar’ adını verdiği kategorilerde bu davranış bozuklukları sayesinde çocukların belli kazançlar sağladığını ileri sürüyor. Davranış bozukluğunun bir amaç taşıyıp taşımadığını, bunun sonuçlarını inceleyerek cevap bulabiliriz. Tabii bunun için sadece çocuğumuzu değil, kendi davranışlarımızı da gözlemlememiz gerekiyor. Bir de, sadece davranışın olumsuzluğuna değil, sonuçlara da bakmayı öğrenmemiz gerekiyor. Bakın çocukların büyüklerin dünyasında sorun olarak kabul edilen davranışları neler.

1. Dikkat Çekme: Karşısındaki kişiye kızmışsa, ona dil dökerek ikna etmeye çalışarak amacına ulaşır. Çocukla sadece talep edildiğinde ilgilenmek yerine, hiç ummadığı anda ilgilenmek de bu davranışı ortadan kaldırabilir. En iyi ilgi ona beklemediği anda gösterilendir.

2. Güç Kazanma: Güç kazanma peşindeki çocuk, lider olunca önemli biri olacağı hissine kapılır. ‘Kimse beni bir şey yapmaya zorlayamaz’ şeklindeki düşüncesiyle hükmetmeye ve sadece kendi istediklerini yapmaya çalışır. Çocuk karşı çıktığı zaman anne baba kızar, öfkelenir. Çocuk, bu tepki karşısında istenmeyen davranışını sürdürür ya da geçici olarak susar, bir süre sonra yeniden başlar. Çocuğun iktidar isteğine güç gösterisi ile karşılık vermek onun bu duygusunu daha da güçlendirecektir. Bu güç savaşı uzadığı takdirde intikama yol açar.

3. İntikam: İntikam duygusu çocuğun mutsuzluğundan kaynaklanır. İntikam peşindeki çocuk kendisinin sevimsiz olduğuna inanmıştır. Ancak başkasının canını acıttığında önem kazandığı hissine kapılır. Zalim, sevimsiz, kötü olarak tanınmayı ister. Bu yolda çocuksu davranışlarını artırır ya da başka bir silah keşfeder. Bu durumda sakin ve iyi niyetle çocukla ilişkileri geliştirmeli.

4. Yetersizlik: Yetersizlik duygusu yaşayan çocuk karşısında yaşadığımız duygu çaresizliktir. Çocuğunuz kendini çaresiz hissedince vazgeçmeye veya teslim olmaya kalkar. Çocuğunuz pasif davranıyor, uyarıları, önerileri cevapsız bırakıyorsa zor bir durumla karşı karşıyasınızdır. Kendini yetersiz hisseden çocuğa yapılacak en büyük iyilik, onun güçlü yönlerini vurgulamak, teşvik etmektir.

DOĞRU KARAR İÇİN DOĞRU DÜŞÜNME

Doğru karar vermek doğru düşünmekle olur. Doğru düşünmek için de olaylara farklı bakış açısından bakabilmesi gerekir. Bu beceriye sahip çocuklar, yetişkinliklerinde de tek noktaya saplanıp kalmazlar. Çoğumuza doğru düşünceyi öğretmek için ‘kapı aralayıcılarını’ kullanmalıyız. ‘Ne düşünüyorsun, sen x’in yerinde olsan nasıl davranırdın, y’ye ne söylemek isterdin?’ gibi cümleleri hikaye, izlenen dizi veya günlük hayatta yaşanan olaylarla bağlantı kurarak sorabiliriz. Çocuğunuz doğru karar verdiğinde veya sorumluluklarını yerine getirdiğinde çevresinden göreceği takdir ve teşvik, özgüvenli ve girişken bir kişilik geliştirmesinde yardımcı olacaktır.

ANNEMİN KÖŞESİ

Hem anneye hem çocuğa uygun

Sevgili anneciğim, sen kalça ve çevre kısmını düzeltmek için müstehcen fotoğraflarla süslenen kozmetik ürünlerini kullanmak zorunda kalabilirsin.

Hatta eskiden bunları beraber de kullanırdık. Hediye edilen ikinci kutu benim olurdu, hatırlarım. Ama artık işler değişti çünkü ben kendime daha uygun yeni ürünler buldum. Onlar da anne ve küçük çocuklarının beraber kullanabileceği kremler...

Ya....

Ama anneanne ve torun için uygun olmaz sanırım!!!

Türkiye’de satışı başladı mı bu ürünlerin bilmiyorum ama burada da satılan pek çok markanın bu ürünleri dünyada satışa çıktı. Mesela Lierac, Vichy, Biotherm, Roc, Dove, Avent, Nivea... Bunların bazı ürünleri hem anne hem de küçük çocukları tarafından rahatlıkla kullanılabiliyor. Bunların arasında masaj jelleri, nemlendiriciler, şampuanlar, vücut sabunları, saç kremleri bile var.
Yazarın Tüm Yazıları