Mazeretim vaaarr, başkasını dinlemem

Bu yazıyı yazmadan önce, yaklaşık yarım saat bilgisayar başında High School Musical 2’nin şarkı sözlerini çıkarttım.

Onları ayrı ayrı sayfalara kopyaladım. Lüzumsuz yazıları sildim. Yanlarını boş bırakacak şekilde ayarladım. Belki kendi çapında Türkçelerini merak eder, yanına yazar diye? Sonra da onların çıkışını aldım. Güzel bir dosyaya koydum. Akşama eve gidince arkadaşım Bige’nin ona hediye getirdiği High School Musical 2 boya kalemi setinin yanına koyacağım.

Çıldıracak...

Benim de çok hoşuma gidiyor açıkçası...

Ben İngilizce’yi ortaokulda öğrenmeye başlamıştım. Zaten dinlediğim İngilizce şarkıların sözleriyle de ilgilenmeye o zaman başlamıştım. Sözleri uyduruk da olsa, duyduğum gibi söylerdim.

Şimdi bunu oğlumun yaptığını görüyorum.

Benim yaptığım yaştan 4-5 sene önce.

Aslına bakarsanız bu durum çok hoşuma gidiyor.

Benden ileride hayata başladığını görüyorum. Benden ileride başlamak demek de her zaman bilgisayar ya da teknoloji ile sınırlı kalmıyor.

Bu yaşadığımız örnekte tek fark, benim şarkı sözlerini kaseti durdurarak çıkartmam. Eğer şanslıysam, bazı albümlerde lirikler yazılı olurdu. Şimdi ise internette buldum. Ama sonrası aynı. Eline sözleri al... Bağıra bağıra şarkı söyle... Ne büyük zevk ve deşarj...

Şimdi buradaki planımı anlatayım. Benim oğlum sinirini bazen kontrol edemeyen bir tip. Benim gibi sinir katsayısı düşük bir insana göre yani. Onun kendisini sakinleştirecek bir formül bulması gerekiyor.

Bu durum her asabi çocuk için geçerli. Yani sinirini, hırsını kontrol edebilmeyi öğrenmeleri, kendini sakinleştirecek bir yol bulmaları için onlara yardımcı olmamız gerekiyor.

Kimisi yüzüne soğuk bir su serpmeyi tercih edebilir; kimisi derin derin nefes almayı... Kimisi kum torbasına yumruk atmayı!!! Ya da şarkı söylemeyi...

Ben sıradan hepsini deniyorum.

Sinan da kendi durumunun biraz farkında: Ona "mazeretim vaaar, asabiyim ben" şarkısını söylemeye başladığım anda benim üzerime yürüyor. "Annneeee ssssuuussss" diye bağırıyor bana.

Asabiyet diyorum da, bir de Ali var! Annesini severken bile parçalıyor. Ben de ona "Oğlum naapıyosun, o mıncıkladığın kadın benim 20 senelik arkadaşım!" diyorum. Bana da kızıyor. Başlıyoruz birbirimizle uğraşmaya.

En büyük şoku bana "Sen ne sinir kadınsın!" dediğinde yaşadım. Bir tarafım bozuldu ama bir tarafım da bayıldı. O kadar doğal ve güzel söyledi ki... İşte çocukların böyle de bir tatlı tarafı oluyor neyse ki.

Bu arada Ali’nin devamlı karnının ağrıması da biraz kafama takılmıştı doğrusunu isterseniz. Bilgisayar karşısında biraz araştırmaya başladığımda Çocuk ve Aile dergisinin eski bir sayısında, Psikolog Aynur Sayım’ın bir yazısında şu notu görünce irkilmedim değil: "Asabiyetten kaynaklanan psikosomatik birtakım rahatsızlıklar, yakınmalar görülebilir: Baş ağrısı, mide ağrısı, karın ağrısı gibi. Hatta çocuklar zaman zaman bunu kullanabiliyorlar. Bedene etki eden sinirlilik mümkün olduğu için yine de duyarlı olmak gerekir. Gereğinden fazla yakınma varsa, bu ayrımı bilmek, gözlemek ve gerçekten sebep neyse onu ortadan kaldırmak gerekiyor."

Ali’nin ağrıları bundan mı bilemem. Çünkü o kadar sinirli bir çocuk değil, ben uğraştığım için kızdırdım onu. Ama bazı çocuklar gerçekten çok sinirli olabiliyor. Bunun altında yatan sebeplerin yanı sıra, yukarıda bahsettiğim gibi onları sakinleştirecek noktaları da bulmak çok önemli.

Evet... Yeni yılın ilk yazısına asabiyetle başladık. Ne de olsa taze gelişmelerdi bunlar. Bakalım yeni senede bizleri neler bekliyor!

Ödünç mü alırsınız yoksa satın mı?

Bebeğinizin elden düşme eşyaları sağlam mı yoksa her an bir kaza olabilir mi? Parents dergisi bu hassas konuya çok doğru ve eğlenceli yaklaşmış.

Hamile olduğunuzda pek çok tanıdığınızdan teklifler yağar. Yeğeninizden kalma eski beşiği, mama sandalyesini ya da süt sağma pompasını kullanmak istemeyebilirsiniz. Ama, el örgüsü kazaklar gibi bazı değerli şeyleri almak için de sabırsızlanırsınız. Lekeli önlükler gibi diğer eşyaları da kibarca reddedersiniz.

Bebek için alışveriş yapmak kesinlikle eğlencelidir fakat, biraz tasarruflu olmak da isteyebilirsiniz. Aileden, arkadaşlardan ödünç almak cazip gelebilir. Ödünç aldığınız bir eşyanın güvenilir olup olmadığını bilebilmek için aşağıdaki listeyi aklınızda bulundurun.

KESİNLİKLE ALIN

Puset:
Pusetlerin çoğu oldukça dayanıklıdır. Yine de siz vidalarının gevşek olmadığından ve tekerlek mili gibi metal parçalarının passız ve iyi çalışır olduğundan emin olun. Plastik kısımlarda minik parmakları kıstırabilecek olan kırık ya da çatlaklar var mı diye de kontrol edin. Eğer puset katlanıyorsa açık konumdayken mandallarla kilitlenebiliyor olmasına bakın. Ayrıca güzelce bir temizleyin.

Bebek kıyafetleri: Koparak bebeğinizin boğulmasına sebep olabilecek düğme, gevşek ip gibi küçük parçaları yoksa, kullanmak için idealdirler. İyi bir yıkamadan, temizlemeden geçtikten sonra tabii.

YİNE DE BİR DÜŞÜNÜN

Bebek karyolası: Parmaklıkların arası bir kola kutusunun genişliğinden fazla olmamalı, bu nedenle aileden miras kalan karyola yeni güvenlik standartlarına uymayabilir. Parmaklıkları destekleyen kısımlarda baş ya da ayak uçlarında çatlama ya da kırılmalar varsa, o karyolayı almayın. Aynı zamanda vida, destek gibi diğer parçalarının eksiksiz ve sağlam olduğundan emin olun. İkinci el bir karyola kullanacaksanız, yeni bir döşek almanız önemlidir.

Salıncak: Bütün vidaların ve parçaların mevcut, hasarsız ve düzgün çalışır, bütün bağlantıların tam, ayakların sağlam olduğundan ve salıncağın devrilmeyeceğinden emin olun.

Süt sağma pompası: Sağlık sebeplerinden ötürü önceden kullanılmış pompalar önerilmiyor. Borusunu yenileseniz de sütün iç kısımlara temas etmesi sonucu virüslerin geçmesi ihtimali, düşük de olsa var.

Kol askısı ve kanguru: Bunların çoğu sağlam kumaşlardan yapılır. Bu nedenle ödünç ya da satın alıp kullanabilirsiniz. Fakat, kangurunun bacak boşluklarının bebeğinizin kaymasını önleyecek kadar dar olmasına dikkat edin. Ayrıca, gevşek ip, yırtık ya da delik var mı diye de bakmayı ve güzelce yıkamayı unutmayın.

Nevresim takımları-yorgan: Arkadaşım Esra, kızı için elden düşme bir yorgan bulduğunda başına gelebilecekleri tahmin bile etmemişti. Ta ki uyuyan bebeğini boynunda bir yorgan ipiyle bulana kadar. Kızı iyiydi ama Esra yorganı hemen attı. Arkadaşımın başına gelenlerin bir benzerini yaşamak istemiyorsanız, kullanılmış yatak takımlarını gevşek ip, yırtık vb. var mı diye güzelce bir gözden geçirin. Çarşaf lastiğinin yeterince gergin olduğundan ve yatağı güzel kapladığından emin olun. Gevşek bir köşe, açılarak bebeğinizin boğulmasına sebep olabilir.

Oyuncaklar: Gevşek parça, açıkta kablo gibi tehlike sergileyen hasarları var mı diye gözden geçirin. Sonra da güzelce temizleyin. Peluş oyuncakları iyice temizlemeniz gerekebilir. Plastik oyuncakları da dezenfekte etmelisiniz.

Mama sandalyesi: Elden düşme bir mama sandalyesini kullanmadan önce bebeğinizin kayıp düşmesini engelleyecek desteklerin olduğuna dikkat edin.

UNUTUN GİTSİN!

Pijamalar: Daima yeni pijama alın. Kullanılmış pijamalar çok yıkanmış oldukları için alev almaz özelliklerini kaybederler. Ayrıca ayaklı pijamalardaki kaymayı önleyen materyal kaybolmuş olabilir. Bu da yeni yürümeye başlayan bebeğinizin kayıp düşmesine neden olur.

Otomobil güvenlik koltuğu: Koltuğun daha önce hiç kaza atlatmamış olmasını bilmenize rağmen en iyisi yeni bir koltuk almaktır. Modeller sürekli olarak yenileniyor ve gelişiyor. Ayrıca plastik kısımlar zamanla çürür.

Yürüteç:
Bebeğiniz kesinlikle yürüteç kullanmamalı. Yürüteçler hem merdivenlerden yuvarlanabilir, hem de bebeğinizi açık kapı, sıcak aletler gibi tehlikelere sürükleyebilir. Genellikle metalden yapıldıkları için ek yerlerine minik parmaklar sıkışabilir. Bu nedenle yürüteç yerine sabit oyun koltuklarını tercih edin.

Çocuk güvenlik kapıları: Bu kapıların baklava biçimli aralıklarına pek çok çocuğun kafası sıkışmıştır. Bu nedenle boşlukların bebeğinizin kafasının girmesini engelleyecek kadar küçük olması lazım. Ayrıca kapının desteklerinin bebeğinizin ağırlığına dayanabilmesi şart.

Çocuklar keşfe çıkıyor

Boyut Yayın Grubu, çocuğunuzun dünya ile tanışıp öğrenmenin keyfini yaşayacağı muhteşem bir kaynak olan Britannica Keşif Kütüphanesi’ni yayınladı. 12 cilt olan ansiklopedide konular, basit anlatımlı ve kolay takip edilebilir olması için zengin görseller, gerçek resimler, mini şakalar, bulmacalar ile destekleniyor. Her cilt, okul öncesi eğitim için çok önemli olan düşünme, anlama ve dil kullanım becerilerini geliştirmek üzere aktiviteler içeriyor. "Ben", "Ben ve Sen", "İnsanlar ve Yerler", "Dünyamız", "Hayvanlar", "Renkler", "Şekiller", "Sesler", "Kelimeler", "Sayılar", "Zaman", "Eğlenmek için" başlıklarından oluşuyor. Öğrenme sürecini çocuklar için oyuna dönüştürürken, ebeveynler ve öğretmenler için de zihinsel rehber kaynak görevi görüyor. www.boyut.com.tr/britannica adresini tıklayarak içeriğini inceleyebilirsiniz.

Yeni yıla merhaba konseri

Eyüboğlu İlköğretim Okulu öğrencileri, yarın, İstanbul Kemer Golf&Country Club’da yeni yıla merhaba konseri verecek. Konser saat 14.00’te başlayacak. Konserin ardından yine öğrencilerin yaptığı dev boyutlarıyla dikkat çeken "Yılbaşı Tebrik Kartları Sergisi" ziyarete açılacak. 70x100 cm boyutlarındaki, toplam 35 adet tebrik kartının yer aldığı bu sergi, 13 Ocak 2008 Pazar gününe kadar ziyaret edilebilir.
Yazarın Tüm Yazıları