Çalışan annenin oğlu için yaz planları

Şu aralar pek çok annenin okul seçimi telaşında olduğunu biliyorum. Kayıtların yapıldığı bu haftalar onlar için gerçekten sinir bozucu bir dönem. Çünkü nedense kimse tamamen emin değil verdiği karardan.Bu da çok normal. Söz konusu çocuklar olduğu zaman hiçbir şekilde emin olamıyor insan verdiği kararın yeterliliğinden...Ben o işi halletmiş biri olarak şimdiden ‘Yaz aylarında ne yapacağız?’ endişesi içindeyim. Evet, neyse ki bir Akçay kaçamağı şansımız olduğunu artık siz de biliyorsunuz ama çalışan bir anne olarak artık pılımı pırtımı toplayıp üç ay yok olma şansım yok. İnsan anne olunca hangi konuda olursa olsun kafasında bir plan yapıyor ama uygulamada nasıl bir sonuç alınacağını bilemiyor. İstanbul’da olacağım sürede Sinan’ı nasıl oyalayabileceğim, kime teslim edebileceğim derdindeydim. İmdadıma babamın da okul arkadaşı olan Ayla Algan’ın sanat yönetmenliğini yaptığı Ekol Drama Sanat Evi yetişti. Bu arada Aliye dizisindeki çocukların da orada eğitim aldığını bilmem biliyor muydunuz? O çocukların diğer dizilerdeki çocuklardan faklı olduğunu ben hissetmiştim şahsen!Önümüzdeki haftalarda geniş bir yaz kursları dosyası yapıp sizi bilgilendireceğim ama Ekol Drama’nın bu yaz için hazırladığı Summer Kids Club’ın spor ağırlıklı kurslardan bir farkı var. Güne kahvaltı ve yüzme ile başlayan çocuklar İngilizce drama, resim, heykel, seramik, kuklalarla müzik, satranç, dans gibi dersler alıyor; film seyredip üzerinde konuşma gibi pek çok farklı aktiviteye katılıyorlar. Sabah 09.30’dan 17.30’a kadar dolu dolu bir programları var. Neyse, ben fazla yazmayım; kurs detaylarını www.ekoldrama.org adresinden öğrenebilirsiniz. Ben buranın benim kurtarıcım olacağına inanıyorum. BUGÜN OSCAR YARIN NOBELBu arada ben zaten ufak ufak havaya da girmiş durumdayım çünkü herkes Sinan’ı Ömercik’e benzetiyor. Onun gibi uzun ve düz saçları bunda en büyük etken. Ne bileyim, belki biraz oyunculuk öğrenir de artiz olur!!! Düşünüyorum da, kendim için hiçbir zaman artist ya da şarkıcı olma hayali kurmamıştım. Pek çok hayalim vardı, doktor olmak bile aklımdan geçmişti ama oyunculuk asla. Oscar törenlerinde annesine teşekkür eden yıldızlar bile annem sayesinde dikkatimi çekmişti. Annem, öyle bir teşekkür duymaktan ne kadar memnun olacağını anlatmıştı seneler evvel bir gece törenleri seyrederken. Sanırım o, beynime işlemiş!Nereden nereye, çocuğa yaz okulu yazayım derken oğlumun Oscar alma hayaline kadar vardık. Ama bu inanın bana özel bir durum değil, anne olunca böyle abuk fikir zincirlemeleri oluşuyor insanın kafasında. Yakında Oscar’dan Nobel’e geçersem şaşırmayın; hani yarın öbür gün matematik öğrenecek bu çocuk. 2 artı 2 eşittir 4 deyince, o da başlar bende!!!Anneler ne hisseder ?Geçen haftaki köşe yazımda çocuksuz bir arkadaşıma dört cümle ile çocuklu olmayı özetlemiştim. Daha doğrusu zor aşamaları... Bu yazıyı okuyan bir grup anne bana destek olmaya karar vermiş ve anne olduktan sonra neler hissettiklerini Mutlubebek.com sitesinde toparlamış. Hepsinin farklı duyguları var ama kayıtsız şartsız kabul edilen ne biliyor musunuz? ‘Beni anne olduğunda anlayacaksın’ diyen annelerinin haklı olduğu gerçeği! Bakın annelik her kadında nasıl yaşanıyor. İşte örnekler...Derya OrmancıANNELİK ÖZGÜRLÜĞÜN ZİNDANIBu minik şeyin yaşamıma gelmesini ne kadar istiyordum ama ilk haftalarda beklenilen gibi olmadığını; anne olmanın çok yorucu, özgürlüğün zindanı olduğunu hissettim. Tuvalete bile gidemiyorudum. Oğlum büyüdükçe daha da ayrılmaz hale geldi. Bir kolumda onunla mutfak işleriyle uğraştım. Kayınvalidem de olmasa hiç kendimize vakit ayıramazdık herhalde! ‘Anne olunca anlarsın’ lafı çok sıkıcı gelirdi, sanki değer bilmezmişiz gibi. Ama inanın, annemi daha sık arar oldum. Eşimin bana olan ilgisinin değişeceğinden korkmuştum ama o ikimize de sevgilerin en güzelini veriyor ve bana hep ‘Seni oğlumdan beş kere fazla seviyorum’ diyor. Neşe Coşan Sönmez HAYATIM ONA ENDEKSLİAnne olmayan anlayamaz derlerdi de inanmazdım. Bu duygunun hiçbir tarifi yok sanırım. Hayatınızı tamamen değiştiren minicik bir şeye taparcasına bağlanıp seviyorsunuz, hayatınızda ondan önemli hiçbir şey yok. Her şey ona göre planlanıyor ve bunları yaparken karşılık beklemiyorsunuz. Tek istediğiniz; yüzündeki gülücük, minicik bedenlerindeki sağlık hep yerinde olsun.Feyzan KeçeciUYKU NEDİR UNUTTUMKızım doğduktan sonra vazgeçmekte en çok zorlandığım şey uyku oldu. İki yaşına gelinceye kadar deliksiz uyku neydi unuttum. Sabahlara kadar onu uyutmak için nasıl uğraştığımızı, dönüşümlü olarak uyuduğumuzu hatırlıyorum. Sonuçta ben de uyurgezer oldum tabii. Neyse ki artık bunlar geçti, uyuyan bir çocuk oldu, İşte her dönem bir şekilde geçiyor... Türkan UzunARTIK ANNEMİ ANLIYORUMAnne olduktan sonra, gerçekten fiziksel ve ruhsal bir değişim geçirdim, dış görünüşümü beğenmiyordum. İş yaşamıma ara vermiştim, ne zaman döneceğimi bilmiyordum. Uykusuzdum, hayatımın kontrolü bende değil, ağlayan bir bebekteydi. O sıralarda anneme telefonda ‘Ah anneciğim ben bir çocukla zorlanıyorum sen dört çocuğu birden nasıl büyüttün’ diyordum. Enstitü mezunu ve çok becerikli olan annemin hayatını çocuklarına endeksleyerek yaşamasını aklımca doğru bulmazdım, anne olduktan sonra aynı duruma ben düştüm. Kızımı bakıcıya ya da yuvaya bırakıp işe geri dönemiyorum. Şimdi annemi daha iyi anlıyorum. Esin UsluBAŞKASINI DAHA ÇOK SEVECEK DİYE KISKANIYORUMBebeğim dokuz aylık olduğunda işe dönmek dünyanın en zor duygularını yaşattı bana. Her sabah onu bırakırken gözlerim doluyordu. Çoğu sabah o benim arkamdan, ben de onun arkasından dakikalarca ağladığımızı bilirim. Artık beni akşam getirilmesi için bir sipariş vererek uğurlar oldu. Kızım benden başkasını daha çok sevecek diye şimdiden kıskanıyorum!Hatice Yetim ANNE OLUNCA TAMAMLANDIMSekiz yaşımda annemden ayrıldım. Şimdi 5 yaşındaki kızımla onarıyorum içimi. Sevgiyi son damlasına kadar alsın, tüm içine işlesin istiyorum. ‘Anneciğim’ diye seslendiğinde hálá kulaklarıma inanamıyorum; ben bir anneyim ve benim için hiç büyümeyecek bir bebeğim var! Onunla geçirdiğim her saniye benim için yaşam sevinci; kaçırdığım her mimik, çalıştığım için gündüzleri duyamadığım her sözcük üzüntüm. Anne olunca anladım, ben şimdi tam oldum. Gidemediğim kuaförün, gezemediğim yerlerin önemi yok; ailemle koskocaman bir sevgi denizinin içinde yüzüyorum.Feride BengisuHAYATIMI TAKSİT TAKSİT YAŞIYORUMKeyifli pazar uyanmaları ve kahvaltıları tarihe karışmış durumda. Değişimlerin en belirgin olduğu yer ise kendinize ayırdığınız zaman. Ben her şeyi taksitle yapma yöntemine gidiyorum: Bir gün saç, bir gün manikür, bir gün pedikür, bir gün alışveriş... İşi daha iyi organize ettim, mümkün olduğunca mesaiye kalmıyorum. Ama bu değişlikler annemin ağabeyimle beni büyütürken yaşadıkları yanında sıfır kalır. Annemi, kendim anne olunca anlayabildim.Esengül KoçSİNEMA OKUDUM, SİNEMAYA GİDEMİYORUMÇevremde kızımı bırakabileceğim kimse olmadığı için biraz sıkıntılı büyüttüm onu. Zevklerimden ve keyiflerimden çok fedakarlık yapmam gerekti. Sinema-Televizyon bölümünü bitirmiş biri olarak sinemaya gidememek ne büyük bir eksiklik! Arkadaşlarımla çok az görüşüyorum, akşamları dışarı çıkamıyoruz. Görüştüklerimin hepsi anne, çocuklar için bir araya geliyoruz. Alışverişe bayağı bir ara verdim, kendime bir şey alacağıma, kızıma şu kıyafeti alayım diye düşünüyorum.Gülcan AKCANBAŞKA HER ŞEY ÖNEMSİZEşimle gezmeyi, sinemaya gitmeyi, saatlerce yürüyüş yapmayı çok severdik. Oğlumun doğumundan sonra çoğundan vazgeçtik. Hafta içi çalıştığımız için akşamları günün ayrılığını telafi etmeye çalışıyoruz. Evle ve kendimizle ilgili tüm işleri o uyurken koşturarak yapmaya çalışıyorum ki, işte kaybettiğim vakti bir kez daha kaybetmeyeyim. Haftasonu ise beş günün acısını çıkartırcasına baş başa geçiriyor ve birlikte ona uygun yerlere gidiyoruz. Onun sevgisi, gülüşü, sevinç çığlıkları yanında her şey ne kadar önemsiz!Güner Akgüç BU ANNELİK NE TUHAF ŞEYMİŞDoğumdan sonraki uykusuz gecelerim ve yorgunluklarıma şimdi bir de çalışma stresi ve vicdan azabı eklendi. Bırakın sinemaya-tiyatroya gitmeyi; evde iki satır dinlenme lüksüm bile yok. Bu annelik ne tuhaf bir şey böyle! Resmen özgürlüğünüz elinizden alınıyor, hayatınızı onun üzerine kuruyorsunuz, her şeyden vazgeçiyorsunuz ama bu durumdan inanılmaz derecede mutlusunuz.ANNEMİN KÖŞESİDün dündür bugün bugündürAnnem çok eskiden, yaklaşık 13 sene önce onun hakkında bir kadın dergisine yazdığım yazıyı gösterdi; cüzdanında saklıyormuş. Şimdi siz bu yazının insanı ağlatacak derecede dokunaklı, sevgi dolu olduğunu sanabilirsiniz. Evet, dokunaklı ama asla sevgi dolu değildi. Bazı bölümlerini okudu bana. Neler yazmışım neler... Hiçbir ortak noktamızın olmadığını, beni anlamadığını, inatla babama benzediğimi ve öyle kalmak istediğimi... Anlayacağınız giydirmişim anneme yazıda bol bol. Ama o kadar güzel de yazmışım ki okurken ben bile kahkahalarla güldüm. Güldüm ağlanacak halime...Zaman nasıl vuruyor insana. Şimdi onun gibi olmak için uğraşıp duruyorum. Onu her geçen gün daha fazla örnek almaya çalışıyorum. Hatta işle ilgili bir yemek falan olduğunda tipik ‘anne’ kılığına bürünüyorum. Garantili şıklık ve hanımlık yani... Görüyorsunuz işte. Dönekliğin de bu kadarı olur!
Yazarın Tüm Yazıları