7 Şubat 2009
Her yaşın kendine özgü klişe soruları vardır, kaçamazsınız. Ne kadar modern, aydın, marjinal ya da elit bir ortamda yaşarsanız yaşayın, o sorular gelir sizi bir yerde mutlaka bulur. Nedir bu sorular, beraber hatırlayalım:
Belli bir yaşa gelen kızlara evlilik sorulur. Kimse nedense akademik olarak ne yaptığını ya da işinde önümüzdeki yıl için ne projeler geliştirdiğini, hedeflerini merak etmez. Bu sorulardan o kadar sıkılırsınız ki, sadece kaçmak
için bile sıradan biriyle evlenebileceğinizi hissedersiniz. Ya da gerçekten sinirlenip kişileri terslemeye başlarsınız.
Sonra gün gelir, gerçekten evlenirsiniz. Düğününüz dün bile olmuş olsa “Eee, çocuk ne zaman?” muhabbeti başlar. Her girdiğiniz delikte bu soruyla karşılaşırsınız. Başta mahcubiyetle gülebilirsiniz. Sonraları ise, pişkinliğinize ve sabır katsayınıza göre vereceğiniz cevabın iğneleri artar. Kimi zaman “Bu dünyaya çocuk getirmeyi düşünmüyorum” geyiği başlar, kimi zaman da “Valla biz yapıyoruz ama o gelir mi bilmem!” deyiverirsiniz.
Ama ne zaman geleceğini bilen çocuklar, zamanı gelince yola çıkarlar ve hayatınıza girerler. “Tamam” dersiniz. “Artık sorular bitti!”
Nerdeeee... İkinci çocuk yapılmalı mutlaka, nasıl unutabilirsiniz. Çekirdek aile kavramı anne baba
ve 2 çocuk değil mi? Siz de öyle olmalısınız. Mümkünse çocuklardan biri kız, biri erkek olmalı. Yoksa beğenilmeme ihtimaliniz yüksek.
Evet her delikte bu sefer kardeş ne zaman muhabbeti başlar. Çocuk kardeşsiz bırakılmaz, aile olmak için dörtlemek lazım, falan. Hatta işi abartıp, iki erkek çocuğu olanlara kız için üçüncüyü öneren, başka bir dünyada yaşayan ilginç insanlar da vardır tabii. Ama onları isterseniz
Yazının Devamını Oku 31 Ocak 2009
Sinan’ın hayatındaki gelişmeleri değerlendirirken, farkında olmadan kendi geçmişimle kıyaslıyorum. O 7 yaşında buna başladı, ben ise 12 yaşındaydım gibi… Oysa ne kadar gereksiz bir şey. Yıllar öncesiyle şimdiyi karşılaştırmak, onun eğitimine ne katabilir ki!
Sinan 5 yaşından beri arkadaşlarında kalabilen bir çocuk. Ben de küçükken arkadaşlarıma yatıya gitmeyi çok severdim. Ya da arkadaşlarımın bana gelmesini… Ama bunları yapabildiğimde koskoca ortaokul talebesiydim. Neredeyse lise hatta…
Sinan anneannede çok erken yatıya kalmaya başlamıştı. Hatta o zamandan beri bunu desteklediğim için sizlere de önerdiğimi hatırlıyorum. Sebebiniz yoksa bile, haftada bir anneanne, babaanne ya da teyze, her kim varsa, onda yatıya bırakın diye. Hem siz kafanızı dinlersiniz, hem de çocuğunuz buna alışır. Böylece mecburi bir durum olduğunda, çocuğunuz size sorun yaratmaz.
Tabii arkadaşta yatması başka bir şey. Bazı aileler için çok tercih edilecek bir şey de değil, biliyorum. Zaten her çocuk da bunu beceremiyor.
KARIN AĞRISI TUTABİLİR
Yazının Devamını Oku 24 Ocak 2009
· İstanbul Levent’teki İş Sanat, 7-12 yaş çocuklar için atölyeler açtı. Bunlardan biri Kukla Atölyesi. Çocuklar el ve ip kuklalarının nasıl yapılacağını öğrenecek. Herkes kendi kuklasını tasarlayacak ve giydirecek. İlki yarın yapılıyor.
Bir başka çalışma maske atölyesi. Bunda da çocuklar kendi yüzünün maskesini yapacak. 28, 30 ve 31 Ocak’ta katılabilirsiniz.
Sonuncusu Oyunculuk Atölyesi. Çalışma sonunda öğrendikleriyle size bir küçük oyun bile sergileyecekler. 1, 3 ve 6 Şubat’ta katılınabilir. Atölyelerin hepsi 2 seanstan oluşacak. İlk seanslar 10.00 - 13.00, ikinci seanslar 14.00 - 17.00 arasında. Öğlen ve akşamüstü ikramları dahil 20 YTL. www.issanat.com.tr
· Eski Uptown Mayadrom olarak bilinen yerde, “Mohini Aile ve Çocuk Yaşam Merkezi” açıldı. Çocukların fiziksel, sanatsal becerilerini geliştirmeyi hedefleyen, onlara hobiler kazandırmaya yardımcı olacak atölyeler var. Çocuk sineması, çocuk tiyatrosu, çocuk spor kulübü ve çocuk eğlence alanı da düşünülmüş.
· İstanbul Sarıyer’deki Rainbow Kids Oyun ve Eğlence Merkezi’nde, çocuk yogası sınıfı var. Gülbin Eflin Yakut tarafından gerçekleştirilen eğitimlere 4 - 12 yaş arası tüm çocuklar katılabiliyor. Ücreti seans başı 25 YTL. www.rainbowkids.com.tr.
· Silahtarağa’daki Santralistanbul’un da çocuk atölyeleri var. 4 - 12 yaş grubu çocuklar ve aileleri, hafta sonlarında “Sanat” ve “Enerji” temalarını yeni ve heyecanlı bir biçimde deneyimleyebiliyor. Çocuklar, sanatçı ve eğitimciler tarafından yürütülen 11 farklı atölye çalışmasında, bir yandan enerji öyküleri dinliyor, bir yandan da sanat çalışmaları yapıyor. www.santralatolye.com
· Fulya’daki Bilim Merkezi’nde, 7 - 13 yaş grubu arasındaki çocuklara yönelik Kış Okulu, 26 Ocak Pazartesi günü başlıyor. Genetik, bilim ve drama, arkeoloji, matematik, uzay, karikatür, enerji, satranç, küresel ısınma, elektronik, sanat, fizik, maket, robot, tarih, kimya, biyoloji atölyeleri var. Arkeoloji Müzesi, Kandilli Rasathanesi, Sabancı Müzesi, Boğaziçi Üniversitesi Genetik Laboratuvarı, Çikolata ve Bisküvi Fabrikası, İstanbul Modern Müzesi ve tarih gezileri de düzenlenecek. Katılım ücreti bir hafta için 250 TL.
· Yenisahra’daki Optimum Alışveriş Merkezi’ nde 541 metrekarelik buz pateni sahası var. Çocuklar üç yaşından itibaren, Türkiye Artistik Buz Pateni Federasyonu Milli Takım antrenörü Amil Akbulut denetiminde, bir - iki derste tek başlarına buzda kaymayı öğreniyor. Ankara’da buz pateni yapmak isteyenler de oradaki Optimum Outlet Center’a gidebilirler. Fun on Ice’ın Bursa, Marmaris, Denizli’de de şubeleri var. www.funonice.net
Yazının Devamını Oku 17 Ocak 2009
Bu sayfalara yeni başladığım zamanlardı. Çok az kişinin beni fark ettiğini düşünüyor, ama 2-3 senelik bir aradan sonra işime döndüğüm için de kendi çapımda bir heyecan yaşıyordum. O günlerde zarif sesli biri aramış, benden randevu almış ve bir buket çiçekle beni karşılamıştı. Kendisi de 2 çocuk annesiydi ve açtığı yuvayı anlatmak istiyordu. Başak Kerimoğlu o kadar içime sinmişti ki, yuva uzak olduğu için kendi çocuğumu gönderememiştim ama en yakın arkadaşımın çocuğu oraya gitmişti. Şimdi hem çocukları hem kendileri arkadaş.
Bu Başak, oğlu koluna kardeşiyle kendisinin resmini tükenmez kalemle çizince, dövmeciye gidip bunu ölümsüzleştiren biri! Ki bu dövmenin resmini yine bu köşede sizlerle paylaşmıştım.
Bana okulda son yaptıklarından bahsetti. Sizinle paylaşmak istedim.
Uyguladıkları yeni yöntem, tüm dünyada Reggio Emilia yaklaşımı olarak tanınan ve okul öncesi dönemi kapsayan bir modelin uyarlaması.
Reggio Emilia yaklaşımı, İtalya’nın Reggio Emilia kasabasından çıkmış. Oradaki okul öncesi kurumlar bu deneyimlerini paylaşmak üzere çeşitli eğitim seminerleri, toplantılar düzenliyor. Katıldığım seminerlerden birinde "biz de yapmalıyız" duygusu yaşatan bir uygulama ile karşılaştım. Bu okullar da aynı bizim gibi farklı ve çeşitli malzemeye ihtiyaç duyuyorlardı ve bu ihtiyaçlarını karşılayacak bir "Geri Dönüşüm Merkezi" kurmuşlardı. Remida ismindeki bu merkez, kasabadaki çeşitli firmalarla, fabrikalarla ilişkiye geçmiş ve onları üretim sonrası artık malzemelerini çöpe göndermek yerine kendilerine göndermeye ikna etmişti. Remida içerisinde sağlığa zararlı olmayan onlarca çeşit malzeme bulmak mümkün oluyordu. Renk renk kağıt kırpıkları, telefon kabloları, kumaş kırpıkları ve daha niceleri...
Bu aynı zamanda çocuklara her türlü malzemenin değerlendirilebileceğini öğretmenin, geri dönüşüm, yeniden kullanım gibi aslında çocukların çok da kolay anlayamayabileceği soyut kavramların yerleştirilmesi için çok güzel bir uygulama biçimi.
İşte Başaklar da okullarında kullanmadıkları garajı, bir geri dönüşüm merkezine çevirmeye karar verdiler. Kendi merkezlerine Ivır Zıvır Dönüşüm Dükkanı ismini verdiler. Şu anda ilişkide oldukları 20 değişik firma tedarikçileri oldu. Deri parçaları, düğmeler, danteller, kumaşlar ve daha sayamayacağımız pek çok güzel artık malzemeyi bu çatı altında topladılar. Okulda çocuklarla çalışırken aşağıdaki "dükkana" gitmek ve orada ihtiyaçları olan malzemeyi aramak günlük rutinleri haline geldi.
Malzeme ne kadar fazlaysa, çocukların ürettikleri o kadar farklı ve yaratıcı oluyor. Velilerden de bu konuda destek görüyorlar. Her zaman için evden gelen boş tuvalet kağıdı rulosu, cam kavanoz, şişe gibi malzemeler okulda değerlendirilmek üzere önemli kaynaklar.
Yararlanmak isteyen çeşitli eğitim kurumları ve sanatçılar için de dükkanı açık tutuyorlar. Belli bir üyelik bedeli karşılığında malzemelerden yararlanmak isteyenler onlarla irtibata geçebilir. www.atolyecocukevi.com
Yazının Devamını Oku 10 Ocak 2009
Bir Ankara bir İzmir: Ankara CEPA Alışveriş Merkezi’nde, Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyeleri işbirliği ile kurulan Joker Akademi, tam bir çocuk oyun ve gelişim evi. Ailelerin çocuklarıyla birlikte zaman geçirebilecekleri ya da çocuklarını bırakabilecekleri bu yerde 0-3 yaş ve 4-8 yaş olmak üzere iki grup bulunuyor. Çocuklar uzmanlar tarafından gözlemleniyor. Merkezde aynı zamanda seminerler, konferanslar ve sohbet günleri de düzenleniyor.
Florida/ Tampa kökenli bir sosyal oluşum olan Divine Events-Türkiye, İzmirli anne adayları ve annelerin kendilerine zaman ayırabilecekleri, başka annelerle sosyal paylaşım yaşayacakları, eğlenecekleri, bilgilenecekleri, yardım etmenin keyfine varacakları bir platform. Türkiye kurucusu, 3 yaşında bir oğlu olan İzmir doğumlu Selin Keskiner Mamacı. Florida’da yaşayan kuzeni Barbara Keskiner’in hayata geçirdiği Divine Events projesinin Türkiye temsilcisi olmuş. Bilgi için www.divineizmir.com
AÇEV ile Pigeon el ele: Yeni yıl ile birlikte Pigeon ürünlerinin satışından elde edilecek gelirin bir kısmı, AÇEV’e destek olarak geri dönecek. AÇEV logolu Pigeon ürünlerini eczaneler, anne-bebek mağazaları ve internet sitelerinde bulabilirsiniz.
Sirk sevenlere: Circo Mundial, 8 Ocak - 8 Şubat tarihleri arasında Viaport Alışveriş Merkezi’nde. 1100 kişilik devasa çadırdaki gösteri, yaklaşık iki saat sürüyor. Vahşi kaplanlar, komik köpekler, altın madalyalı tören atları, yer akrobasisi, jonglör, ip cambazı, ikili trapez gibi çok heyecanlı ve renkli şovlar var. Salı - çarşamba- perşembe günleri 19.00, cuma 16.00 ve 19.00, hafta sonu 13.00, 16.00 ve 19.00 gösterileri olacak. Bilet Fiyatları: 10, 15, 20 lira.
Anne tavsiyesi: Yeni ve kendi halinde bir internet sitesi: www.annetavsiyesi.com Özlem Ermiş adında bir anne, annelerin kendi tecrübelerini birbirleriyle paylaşmalarını sağlamak için kurdu. Çok basit, süsü püsü yok ama çok pratik öneriler var. Son günlerde en çok öksürük sorunu olan ve çocuğuna öksürük şurubuna alternatif çözümler arayan anneler yazıyor. İşte siteden bir reçete: Büyük siyah bir turp alıp içini dolma yapar gibi oyun. Sonra içine bir kaşık bal koyup üstünü streç bantla kapatıp dolaba koyun. Ertesi gün bal, turbun suyunu çıkarıyor. Biraz oda ısısında bekletip her gün 1 kaşık içirin. Bal bittikçe ekleyip dolapta 1 hafta tutabilirsiniz.
Bugün İstinye Park’ta buluşalım: Bugün 15.00 - 17 00 arasında, Avon’la Sağlığa Yolculuk projesini daha geniş kitlelere ulaştırmak ve Türkiye genelindeki mamografi çekimlerinin sayılarını arttırmak için fon yaratmak amacıyla hazırlanan Pembe Ajanda imza günü var. Ben de orada olacağım. Hepinizi bekleriz.
Yazının Devamını Oku 3 Ocak 2009
Çocukların yaşları büyüdükçe, yapabilecekleri şeylerin sayısının da artacağını düşünürüz. Ne gariptir ki işler böyle yürümüyor. Büyüdükçe tembelliğin, eylemsizliğin tadına varıyorlar sanki. En büyük krizi ödevle yaşıyoruz. Birinci sınıfta ödev yapmaya alışmamış olabilir de, üçü yarılamışken hálá gözümün içine baka baka ödev olmadığını söyleyebiliyor mesela Sinan. Ya da yapmadığı ödeve "yaptım" diyebiliyor. Peki neden? Zor gelmiyor ona şu anlık ödevler. İlgilense 10 dakikada her şeyi bitirecek zaten. Ama yok, doğuştan buna karşılar sanki.
Hafta sonu 6-7 sayfalık ödevi bir kalemde bitirebilecekken, her gün için anlaşmaya çalışıyor. Cumartesi şu kadar yapacak, pazar sabah bu kadar yapacak, sonra gitar çalacak, biraz televizyon seyredip PSP oynadıktan sonra akşamüstü bitirecek ödevi...
Bütün program aynen uygulanıyor da, akşamüstü ödev bitirme kısmı yarım kalıyor nedense.
Sonra niye hala adını üç kere söylemek, en ufak bir şeyi bile isterken beş kere tekrarlamak gerekiyor çocuklara? Hadi, 3 - 4 yaşlarındayken dikkatleri başka yerdeydi, peki ya şimdi nerede? Duyuyorlar ama cevap vermek bir eziyet sanki!
Daha da komiği, cevap vermeleri gerektiği zamanlarda da aksi ve sivri bir şekilde, onlara külfetmişiz gibi karşılık veriyorlar.
Sinan ve bazı arkadaşlarının en çok kullandıkları kelime ne dersiniz? "Öff yaaa!"
Yahu bu hayatta, şu yaşta sizi bezdirecek ne olmuş olabilir?
Ona bazı şeyleri öğretmek, bazı alışkanlıkları kazandırmak için her yolu deniyorum.
Akşam kitap okuma zamanı geliyor. Kitap okuyan bir çocuk olmasına rağmen bu işi sadece gece yatmadan önce yapıyor. Geç kaldığı zamanlarda da "Bu gece okuma o zaman" dediğimde, kabul etmeyecek kadar da prensipli! O zaman da kolaya kaçıp çizgi roman okumaya kalkıyor. İki kitap bittiğinde bir çizgi roman anlaşması yaptı benimle.
En eğlenceli pazarlıklar da yemek konusunda oluyor. Hem dondurma hem de pasta yemeye kalkıyor. Ya da yemek bittikten sonra eve aç gelen bir misafirimiz karnını doyururken karşısına geçip, "Off ya, keşke ben de aç olsaydım şimdi!" diyebiliyor.
Gözlerim yerinden fırlayacak gibi oluyor. Aynı iştahla hem makarna hem börek yemeye kalkınca delleniyorum haliyle. O zaman da pazarlık süreci başlıyor.
- Ya makarna ya börek. Ve yanında kerevizle!
- Tamam ama sonra dondurma yerim.
- Tamam. Ama hemen dişlerini fırçalayıp yatacaksın.
- Tamam ama Komikaze okuyacağım.
- Tamam ama yarın yeni kitaba başlayacaksın.
Anlaşıyoruz bir şekilde. Genelde kazanan taraf Sinan oluyor. Yine... Yine... Yine...
HAMİLELERE ÖNERİLER
Son zamanlarda çok güzel kitaplar çıkmaya başladı. Size bunlardan birkaç tanesini önermek istiyorum. Eğer hamileyseniz ya da kalmayı planlıyorsanız, bunlar elinizin altında bulunsun.
Hamilelik Güncesi, Alfa Yayınları, Dr. Miriam Stoppard, 45 lira. Ajanda tarzında hazırlanmış bir kitap. Hamileliğin hafta hafta gelişimiyle ilgili bilgi almanın yanı sıra, kendi hissettiklerinizi de yazabilirsiniz.
Bebek bakım sorunlarına mucize çözümler, Gün Yayınları, Tracy Hogg& Melinda Blau, 25 lira. Bebeğinizi büyütürken nasıl bir yöntem izlemeniz gerektiği konusunda yol gösterici bir yayın.
Hafta hafta hamilelik, Mikado Yayınları, Prof. Dr. Lesley Regan, 59 lira. Kadın hastalıkları ve doğum uzmanı olan doktorun kaleme aldığı, ansiklopedi niteliği taşıyan bir kitap.
Yazının Devamını Oku 27 Aralık 2008
- İstanbul Çırağan Palace Kempinski’nin Laledan restoranında, bugün ve yarın Noel brunch’ı var. Çocuklar şefle birlikte Noel kurabiyeleri yapıyor. Kurabiyeler pişerken önlüklerini istedikleri gibi boyuyor, kendilerine özel filmler ve tatlarla donanmış oyun odasında Play Station oynuyorlar. Kurabiyeler fırından çıkınca, istedikleri gibi süslüyorlar ve afiyetle yiyorlar. 12.00-16.00 saatleri arasında, kişi başı 140 YTL. 0-5 yaş ücretsiz, 5-11 yaş yüzde 50 indirimli.
- Mövenpick Otel İstanbul, 7 -14 yaş çocuklar için yılbaşı çikolataları yapımı kursu düzenliyor. Başaşçı Maximilian J.W Thomae ve misafir Fransız Pastane Şefi Charly Laloue, bugün 11.00- 14.00 ve 15.00 - 18.00 arasında, çikolata eritme, saklama ve kalıp çikolata yapma gibi bilgiler verecek. Kurs ücreti 75 YTL
- Hilton İstanbul, çocuklara özel yılbaşı partisi hazırlamış. Gözetmenler eşliğinde saat 19.00’dan gece 02.00’ye kadar devam edecek. Palyaço, balon yapıcısı ve yüz boyama gibi eğlenceler, lezzetli yemekler olacak. Uykusu gelenler bakıcı eşliğinde dinlenebilecek. Kişi başı 75 YTL
- Toyiki, yeni yıla kadar 100 YTL ve üzeri alışverişlerde, 35 YTL değerinde şirin bir ayıcık hediye ediyor.
- İstanbul Beylikdüzü’ndeki Marka City Alışveriş Merkezi’nden ocak ayına kadar 100 YTL ve üzeri alışveriş yapanlara, alışveriş merkezinin açık otoparkında kurulan manejde ücretsiz pony turu hediye ediliyor.
- Yeniköy Tribeca’da, bugün saat 10.00- 16.00 arası Atölye Çocuk Evi’nin yönetiminde, çocuklar kağıt, kumaş, boncuk, boya ve tuz seramiği kullanarak yılbaşı süslerini hazırlayacak, bambaşka bir yılbaşı ağacı yaratacak, kendi hediyelerini yapacaklar. Bol bol bagel de yiyebilecekler. Gelirin bir kısmı TOÇEV’e bağışlanacak. Bilgi için www.tribeca-tr.com
- Halkalı Deposite Outlet Merkezi’nde de bugünden itibaren her cumartesi çocuk tiyatrosu var. 15.00-16.00 saatleri arasında sahnelenecek çocuk tiyatrosu, ücretsiz. Bugün, Emre Taştekin’in yazdığı, Kırmızı Başlıklı Kız ve Hayaller adlı çocuk oyunuyla perdeler açılıyor.
Yazının Devamını Oku 20 Aralık 2008
İki bayram arasından çıktık, artık düğünler başlar. Yaz aylarındaki kadar yoğun olmasa da kışın da düğün yapılıyor ve çocukları eğlendirmek mesele haline geliyor. Perfect Wedding dergisinde okuduğum bir yazıyı sizlerle paylaşmak istedim. Bu fikirleri parti ve davetlerde de kullanabilirsiniz: Eğer düğün sahibi yakınınızsa ona bir çocuk masası yapmasını önerin. Çocukların ilgisini çekecek türdeki oyunları masaya yerleştirebilirsiniz.
Düğünü planlarken organizasyon şirketinden çocuklar için özel bir alan hazırlamasını isteyebilirsiniz. Hem öğretip hem eğlendiren oyunların bulunduğu, masalların okunduğu, parti oyunlarının düzenlendiği bir oyun köşesi davetlilerinizin çocukları için eğlenebilecekleri bir alan oluşturur.
Masalara birbirine geçen pipetlerden yerleştirebilirsiniz. Çocuklar hayal güçlerini kullanarak diledikleri şekli verebilirler. Değişik boylardaki 16 pipet ve 20 bağlantı parçasını içeren setleri www.firebox.com’da bulabilirsiniz.
Daha büyük yaştaki çocuklar için içerisinde boyaların, kağıt ve kalemlerin olduğu bir parti kutusu hazırlayabilirsiniz.
Davetli bütün çocuklara kullan at kameralardan verebilir ve davetlilerin fotoğraflarını çekmelerini isteyebilirsiniz.
2-8 yaş arasındaki çocuklar için özel hazırlanan ve kahramanın kendileri olduğu eğlenceli masal kitapları verebilirsiniz.
5 yaş ve altındaki çocuklar için küçük kağıtların üzerine hayvan figürleri çizebilir ve sonra da kendi aralarında hangisinin hangi hayvan olduğunu söyleyerek eğlenmelerini sağlayabilirsiniz.
Çocukların kendi kendilerine masada oturmalarını istiyorsanız masaya bir sürü lolipop, boya kalemi ve kağıt koyun.
Renkli pamuklu çantaların içine çocukların ilgisini çekecek kuklalar, yapbozlar ve tebeşirler yerleştirin. Kendilerine ait bir çantaları olması çocukların organizasyon boyunca oyalanacak bir şeyleri olması anlamına gelir.
Onlara özel bir alan ayırabiliyorsanız, dans etmeleri için çocuk şarkılarından oluşan bir CD hazırlayabilirsiniz. Yeriniz varsa bir televizyon, VCD ya da DVD oynatıcı da çok işinize yarar.
Çikolata şelalesi başta çocuklar olmak üzere neredeyse herkes için bir cennet gibidir.
Yakınlarınızdan birini davetli çocukların birbirleriyle tanıştırılması için görevlendirebilirsiniz.
Çocukların zaman geçirirken yaratıcı yönlerini ortaya çıkarmalarını sağlayabilirsiniz. Kendi parti tabaklarını yapabilir ya da kendi masalarını renkli kağıtlarla süsleyebilirler.
Yazının Devamını Oku