Doğum sonrası izler ve deformasyon birçok kadının sıkıntısı. Ancak estetikteki gelişmelerle bu sıkıntıdan kurtulmak mümkün.
Yapılan araştırmalarda karın germe ameliyatı yaptıran kişilerin hayat standardının yükseldiği, yaşam stillerinin pozitif yönde değiştiği gözlemleniyor.
nnelik kuşkusuz dünyadaki en yüce sıfatlardan biri. Belki de bu nedenle büyük fedakarlık ve zorlukları da berberinde getiriyor. Aslında ömür boyu "anne" olmak ve "anne" gibi davranmak bile fedakarlıkların en büyüğü sayılırken, fiziksel olarak yapılan fedakarlıklar da çok gözardı edilecek gibi değil. Kadınların hamilelik ve doğumla beraber genel vücut yapısında yaşadıkları değişim de aslında fedakarlığın önemli bir parçası.
İşte bu değişim, doğum sonrası izler ve deformasyon birçok kadının sıkıntısı. Ancak estetikteki gelişmelerle bu sıkıntıdan kurtulmak mümkün. Yapılan istatistiki araştırmalarda karın germe-abdominoplasti adı verilen estetik ameliyatları yaptıran kişilerin hayat standardının yükseldiği, yaşam stillerinin pozitif yönde değiştiği ve sosyoekonomik başarılarının arttığı gözlemleniyor.
"Karın germe" ameliyatları
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, karın germe (abdominoplasti) ameliyatının son yıllarda en sık yapılan estetik girişimlerden biri olduğunu belirtiyor.
İlk olarak 1899 ve 1900’lü yılların başında yapılan ameliyatların günümüzde oldukça gelişmiş ve ileri teknik yöntemlerle gerçekleştirildiğine dikkat çeken Dr. Çetinkale, iri ve geniş karın duvarı kitlesinin çıkarılması ve karın bölgesinin sarkık görüntüsünden daha gergin ve düz bir duruma getirilmesini amaçlayan bu ameliyatın oldukça başarılı sonuçlar ortaya koyduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, ameliyattan çıkan hastanın ilk bakışta geniş ve büyük yağlı kitlesinden kurtulduğunu, gebelik çatlaklarının çoğunun azaldığını, daha sıkı ve gergin bir karına sahip olduğunu görebildiğini belirtiyor.
Değerlendirilmesi gereken durumlar
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Bölümü Uzmanı Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, bu tür ameliyatların önemli ameliyatlar olduğunun altını çiziyor: "Abdominoplasti ameliyatı büyük bir ameliyattır. Bazı durumlarda bu büyük ameliyatı uygulamak fazla gelebilir veya hastanın durumundan dolayı uygulanamayabilir. Bu gibi olgularda daha sınırlı abdominoplasti ameliyatları yapılır. Bunlar "mini- abdominoplasti" ve "midi-abdominoplasti" ameliyatı olarak isimlendirilir. Tüm abdominoplasti ameliyatları öncesi kişinin genel sağlık durumu gözden geçirilir.
Ciddi kalp hastalığı, diyabet, tromboembolik hastalık hikayesi göz önüne alınması gereken ciddi durumlardır. Bağ dokusu hastalıkları, yara iyileşme sorunu ve enfeksiyon hastalıkları da dikkate alınması gereken diğer özelliklerdir. Bu ameliyatı olacak kişilerin sigara içmiyor olması ve sağlıklı olması önemlidir." Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, bu tür ameliyatlarla ilgili yanıltıcı bilgilendirmelerin olduğuna da dikkat çekiyor. Ameliyat sonrası hiç doğum yapmamış genç bir kadın görünümüne kavuşulacağına dair bilgilendirmelerin sağlıksız olduğunu vurgulayan Prof. Çetinkale, "Her hastada bu durumu elde etmek mümkün değildir" diyor.
Önemli kriterler
Prof. Dr. Oğuz Çetinkale, bu ameliyatlarda belirli kriterlerin göz önüne alındığını ifade ediyor:
Ameliyata aday kişinin;
Normal ağırlığında olması,
Aşırı kilo vermiş olup olmadığı,
Kaç kez hamile kaldığı,
Doğumlarını nasıl gerçekleştirdiği (normal doğum veya sezeryan ameliyatı),
Gebeliklerinin nasıl olduğu (tek veya ikiz gebelik, ileri doğum ağırlığı olan bebek gibi),
Gebelikte alınan kilo ve sonrasında ne kadarının verildiği,
Gebelik haricinde kişinin aldığı ve verdiği kilo durumu,
Daha önce geçirdiği karın ameliyatları önemlidir.
Uygunluk koşulları
Bu kriterler ameliyatı yapacak hekim tarafından değerlendirilir ve buna göre cerrahi girişim planlaması yapılır. Bu kriterler yapılacak işlemlerde farklılıklar gösterir.
Karın duvarında özellikle göbek altında yağ birikimi olan kişiler,
İdeal kilosuna yakın olan kişiler,
Yeni gebelik planı olmayan kişiler,
Yakın dönemde aşırı kilolarından kurtulan şişman kişiler.
Yaşa göre parfüm seçimi
Her yaşın kendine has kodu, anlayışı ve çekiciliği bulunuyor. Ve kendine özgü parfümü... Hangi tarz kokuların yaşınıza uygun olduğunu öğrenmek için yazımıza bir göz atmanız yeterli.
’li yaşlar: Her şey sizin için yeni. Bu yüzden daha deneysel olabilirsiniz. Bu yaşların "uçarı" ruhuna en uygun kokular keskin ve güçlü ifadelidir. Kendinizi ortaya koymak ve hissetmek için önemlidir. Meyveli ve egzotik içerikli nar kokusu aynı zamanda seksapeli ortaya çıkarıyor. Beyaz yapraklı portakal çiçeği ve inci çiçeği dışında vanilya ve amber notalarıyla erotik sinyaller veriyor.
’lu yaşlar: Konferanslar, iş toplantıları, mesleki sorumluluklar... 30’lar, genellikle işyerinde geçirilen uzun saatleri de içine alıyor. Bu yüzden kullanılan kokular bu yaşlarda kendini fazla ön plana atmadan elde edilmiş hakimiyeti simgeler. Listenin başında genellikle yeşil ve baharat içerikli tasarım kokular yer alır. Güçlü turunçgil notaları da kendine güven ve cazibeyi ortaya koyan kokulara hayat verir.
’lar: Bu yaşlardaki kadınlar artık parfümlerinden güzel kokması dışında başka şeyler de bekler. Kullandığı koku onu görünmeyen bir koza gibi sarmalı ve kişisel bir imzasına dönüşmelidir. İdeal olanlar ise bir tutam buhur içeren rahatlatıcı kokulardır. Pudralı yumuşak dokunuşlar stresi azaltıcı özellikleriyle öne çıkar. Lavanta, biberiye ve zencefil gibi aromatik karışımların da rahatlatıcı etkileri bilinmektedir.
’ler: Değerlerin en fazla öne çıktığı yaşlardır. Artık zamansız gerçek lüks duygusunun dönemidir. Klasik elegan parfümler 50’li yaşların vazgeçilmezidirler. Koku kompozisyonları, çiçeksi ve rafine kalp notalarıyla belirlenir. Gül, yasemin, sandalağacı parfümün uzun vadede sıkıcı olmasını önleyen çiçeklerdir.
Kışa "ayak" uydurmanın pratik yolları
Tırnak bakımı nasıl yapılmalı
Ayaklarımızı yaza hazırladığımız gibi kışa da hazırlamalıyız. Estetik olarak güzel göründüğü için kadınlar ayak tırnaklarını uzun bırakabiliyorlar. Bu konuda görüşlerini aldığımız ayak sağlığı uzmanı Özgül İşgör, açık burunlu ayakkabılarda problem olmadan uzatabileceğimiz tırnakların, kapalı ayakkabılara geçtiğimizde kabus yaşatabileceğini söylüyor: "Kapalı ayakkabı aldığımızda tırnak sağlığımıza zarar vermemek için özellikle önden ve arkadan 1/2 cm. büyük ayakkabı seçmek gerekli. Açık ayakkabıda problem olmayan tırnak uzunluğu kapalı ayakkabıda yeterli mesafe yoksa tırnağınızın ayakkabının ucuna çarpmasına neden olabilir."
Kışa hazırlık yaparken tırnak boyunu gözden geçirmekte ve eğer yazın uzun bırakmışsak biraz kısaltmakta fayda var. Tırnakların maruz kaldığı mekanik zorlamalar zamanla tırnak altının boşalmasına yol açabilir. Tırnak altı boşaldığında ise tırnak yatağının doğal yapısı bozulacağından buralarda mantar benzeri rahatsızlıkların yerleşmesi daha kolaylaşacaktır. Kışın kapalı ayakkabıda tırnak sağlığımızı korumak ve bir sonraki yaza başlarken işimizi kolaylaştırmak için tırnak ve cilt koruyucu yağlardan faydalanabilirsiniz.