Dermobiyotik cildin hayat enzimi

Dermobiyotik kozmetik son yıllarda cilt bakımında önemli bir trend olarak öne çıkıyor. En önemli amacı cildin uzun süre genç kalmasını sağlamak!

Dermobiyotik kozmetik cildin (dermo) kalbinde, hücresel yaşamı (biyotik), her gün ve sürekli olarak harekete geçirmek için tasarlanan kozmetik olarak tanımlanıyor. En önemli amacı cildin uzun süre genç kalmasını sağlamak! 20 yıllık köklü araştırmaların ve özellikle moleküler biyoloji araştırma tekniklerindeki son gelişmelerin sayesinde, biyologlar bu keşfi gerçekleştirme olanağı buldular.

Biyologlar, ilk olarak, 40 binden fazla geni inceledikten sonra, 3 milyar yıl yaşında bir mikro-organizma olan saf termal plankton özünün cilt bakım hücrelerinin kalbindeki "cildin hayat enzimi" MnSOD’u harekete geçiren özelliğini gösterdiler. Bunu da DNA çiplerini kullanarak gerçekleştirdiler. Bu "cutting edge" tekniği, saf termal planktonun iki ana cilt hücresi olan keratinosit ve fibroblastlar içindeki tüm genler üzerinde test etmelerini sağladı. Hemen sonrasında ise, saf termal planktonun UV ışınlarına maruz kaldıktan sonraki detoks ve koruyucu etkisini teyid etmek için Amerika’daki Stanford Üniversitesi ile işbirliği ile klinik testler gerçekleştirdiler. İşte tüm bu araştırmalar, yeni nesil bir cilt bakımının oluşumuna ışık tuttu: Dermobiyolojik kozmetik.

CİLT HÜCRELERİ MAKSİMUM MOD’A GEÇİYOR

Saf termal plankton, ilk dermobiyotik olarak tanımlanıyor. Çünkü dış tahriplere karşı, cilt hücrelerinin savunma mekanizmalarını harekete geçiriyor. Cilt hücreleri onunla karşılaştıklarında maksimum uyarı moduna geçerek kendi öz savunmalarını uyarıyorlar. Bu biyolojik etkiler, besinsel probiyotiklerin sindirim hücreleri üzerindeki etkileri ile karşılaştırılabilir: Nasıl yediğimiz probiyotik ürünlerle, bağışıklık sistemimizi güçlendiriyorsak cildimiz üzerinde saf termal planktonu kullandığımızda da cilt hücrelerimizin dış tahriplere (UV ışınları, hava kirliliği, stres...) karşı savunma mekanizmaları da artıyor.

GENÇLİĞİN MUCİZE FORMÜLÜ

Zaman içinde ciltteki dermisin yapısı bozuluyor ve cildin fibroblast aktivitesi yavaşlıyor (fibroblastlar kırışıklık oluşumunda anahtar hücrelerdir). Ciltteki kolajen ve elastin liflerinin üretimi zamanla azalıyor ve kaliteleri bozuluyor. Bu lifler zamanla sertleşmeye başlıyor (bu sertleşmeye glikasyon deniyor) ve daha sonra kırılıyor. Sonuç olarak, destek dokusunun yapısı bozuluyor: Kırışıklıklar oluşmaya başlıyor ve cildin yüzeyinde buruşukluklara yol açıyor.

Sadece cildin biyolojik mekanizmasını tekrar harekete geçirme ve onarım aksiyonu ile etkin ve uzun süreli bir sonuç elde ediliyor. İşte, dermobiyotik formül bunu başarmaya yardımcı oluyor.

Bahar yorgunluğu

Kış mevsimini bitmesi ve baharın başlaması doğada olduğu kadar vücudumuzda da değişiklik yapıyor. Halsizlik, yorgunluk, mide problemleri, depresyon ve alerji gibi rahatsızlıklar ortaya çıkabiliyor. Aynı doğa gibi metabolizmamız da dinlenme ve yenilenme ihtiyacı içine giriyor. Bu dönemde en sık rastlanılan rahatsızlıklardan biri de "bahar yorgunluğu".

Bahar yorgunluğu incelendiğinde nemin ne derece hayatımızı etkilediği daha net görülüyor. Diyetisyen Gonca Güzel nem artışının vücutta nasıl etki ettiğini şöyle anlattı: "Birincisi, burun boğaz ve orta soluk yollarında ödeme neden olarak akciğere giden oksijen miktarını azaltıyor. Vücut oksijen azalmasının etkilerini azaltmak için çeşitli bölgelerdeki kan damarlarını büzüyor. Böylelikle:

Mideye giden damarların büzülmesi ile gastritler artıyor

Tiroid dokusuna giden damar büzülmesi ile troid hormon salgısı azalıyor

Kalp ve diğer damarları daraltarak hipertansiyon ve kalp krizleri artıyor

Cilt damarları daralması ile ciltte kuruma dökülme ve saç dökülmesi gözleniyor.


Korunmanın yolları

Bahar yorgunluğuna karşı en iyi ilaç tatile çıkmak. Birkaç günlüğüne de olsa kent dışına kaçın.

Her sabah 10-15 dakika aç karnına jimnastik veya yoga yapın.

Sofranızdan meyve ve sebzeyi eksik etmeyin.

Bol sıvı alın.

Her gün en az 15 dakika yürüyüş yapın. Bu yürüyüşleri güneşli günlerde yapmaya özen gösterin.

Baharda vücudun daha çok vitamin ve minerale ihtiyacı vardır. Özellikle de B ve C vitaminleri ile potasyuma ihtiyaç artar. Ayrıca magnezyum ve çinko takviyesi yapmanın da yararı olur.

Uyku ritmine dikkat edin. Rahat bir uyku için yatağa girmeden önce günlük bütün stres nedenlerinizi aklınızdan uzaklaştırın.

Alkol kullanıyorsanız, mümkün olduğunca azaltın.


Nasıl beslenmeli

Bahar yorgunluğundaki uyku hali, dikkatsizlik ve yorgunluğa karşı beslenmeye yönelik alınacak önlemler:

Çok fazla karbonhidrat ağırlıklı öğünler tüketmek vücutta uyku ve yorgunluk haline sebep olur ve dikkatsizliği artırır.

Beyaz rafine edilmiş tahıllar yerine, tam buğdaylı, çavdarlı, yulaflı ve kepekli rafine edilmemiş tahılları tercih edin.

Enerjik olmak için güne mutlaka kahvaltıyla başlayın.

Az ve sık beslenin.

Ruh halini düzeltmek için balık ve kuruyemiş yiyin.

Havadaki neme karşı bol sıvı alın.

Gün içinde mutlaka güneşe çıkın.

Vitamin ve mineral desteğine başvurun.

Ayaklarınızı kış uykusundan uyandırın

Kış mevsimi boyunca kalın çoraplar ve kapalı ayakkabılar içine hapsettiğimiz ayaklarımız nihayet kış uykusundan uyanmak üzere. Seksi stilletto’lar ve flip flop’lar bu yazın hit’leriyken onlarla sergilediğimiz ayaklarımızın da bakımlı olması gerekmiyor mu? Bunun için kendinize zaman ayırın ve gerçek bir bakım ritüeliyle ayaklarınıza hak ettiği sevgiyi gösterin.

DERİNLEMESİNA BAKIM İÇİN AYAK MASKESİ

Gün boyunca üzerinde durduğunuz ve daracık ayakkabıların içinde baskı altında bıraktığınız ayaklarınızın ilk bakımı ılık bir ayak banyosuyla başlamalı. 15-20 dakika içinde ölü derilerin kalktığını ve kalınlaşan derinin yumuşadığını fark edeceksiniz. Büyük bir törpü, bir ponza taşı ya da bir ayak peeling’iyle fazla bastırmadan zarif hareketlerle topuklarınızı törpüleyin. Çatlamış topuklar ve sürekli şişen ayaklarınızdan şikayetçiyseniz daha derin etkili bir bakım için size önerimiz ayak maskesi olacak. Ürünü bolca ayaklarınıza sürün ve streç filmle iyice sararak, maskenin etki etmesini bekleyin. Etki için sadece 15 dakika yeteri olacaktır.

Ayaklarınızı maske kalıntılarından arındırdıktan sonra artık ayaklarınızı ekstra porsiyon bir bakımla taçlandırabilirsiniz. Unutmayın, ürünlerin canlandırıcı ve nemlendirici içerikleri bakım sonrasında yün çorap giydiğinizde daha fazla etki eder. Uzmanlar, AHA’lı ürünlerinse gece boyunca etkisini göstermesini beklemek gerektiğini belirtiyorlar. Çünkü hem peeling etkisi yaratırken aynı zamanda ayakları yumuşatıyorlar.

MÜKEMMEL AYAKLAR İÇİN

Özellikle sıcak yaz aylarında kadınlar sıklıkla ağırlaşan ve ağrıyan bacakları dışında bir de yürümekten yanan topuklarından şikayet ederler. Tazelik katan spreyler ya da soğutucu etkili jöleler anında etkileriyle öne çıkıyor. Ayaklarınızın terlememesi için de ayaklar için özel olarak üretilmiş deodoranları deneyebilirsiniz. Işıltılı ayak pudraları da bakımlı ayaklarınızı odak noktası haline getirebilir.

Mutlu sona ulaşırken son noktayı koymak için tabii ki dış görünüm önem taşıyor. Ayaklarınızla birlikte tırnaklarınız da biraz daha dikkatinizi çekmek istiyor. Yuvarlak uçlu bir tırnak makasıyla ayak tırnaklarınızı yaklaşık 2 cm. kısaltabilirsiniz. Şimdi sıra törpüyle tırnaklarınıza form vermekte. Güzel bir oje ise tüm uğraşlarınıza son noktayı koyacaktır. Tırnaklarınızın seksi stiletto’ların ya da sandaletlerin içinden tüm bakışları üzerinize çekmesini istiyorsanız, kırmızı, pembe ya da turuncu gibi canlı yaz renklerini tercih edebilirsiniz.
Yazarın Tüm Yazıları