Geçen hafta sonu dünyanın dört bir yanından 350’yi aşkın bilim adamı Roma’da toplandı.
Milupa’nın bir araya getirdiği otorite sayılan akademisyenler, bebek bağışıklığı ve sağlığı konusundaki önemli gelişmeleri anlattılar.
Roma’ya ayak basar basmaz soluğu Vatikan’da aldık. Dünyanın dört bir köşesinden gelmiş 350’yi aşkın bilim adamıyla birlikte Vatikan’da çok özel bir tura katıldık. İki saatin sonunda ise ikinci durağımız İspanyol merdivenleri, arkasından Aşk Çeşmesi’ydi.
Aşk Çeşmesi’ni ziyaret benim için önemliydi. Çünkü Milupa’dan uluslararası sempozyum daveti aldığımda ilk sorum "Aşk Çeşmesi’ne gitme olanağımız olacak mı?" oldu. Roma’ya kadar gidip, dilekte bulunmadan dönmek olmazdı. Bu ısrarımda, arkadaşlarımın Aşk Çeşmesi’nde tuttukları dileklerin bir bir gerçekleşmesi de etkili oldu.
Elimde bir torba bozuk parayla çeşmenin başına dikildim. Hamileliğinin son aylarını yaşayan Nazire yıllar önce "Bir oğlum olsun" dileğinde bulunmuş. Dileği gerçekleşince benden çeşmeye yeniden para atmamı istedi. Anneannem üç torunu için iş, iki arkadaşım aşk, kızım ise uzun oyuncak listesi için dilek parası vermişti. İçine düştüğüm durumu bir düşünün... Dilekleri tek tek söyleyip, paraları çeşmeye attım. Ortaya çıkan görüntü tam Youtube’luktu.
Tarihi Roma şehri, biz anneler için geçen hafta sonu çok önemli bir toplantıya ev sahipliği yaptı. Akademisyenlerin yanı sıra anne ve çocuk sağlığı konusunda otorite sayılan bilim adamları araştırmalarda gelinen son noktayı anlattılar. İtalya, Milano Üniversitesi’nde Neonatoloji Profesörü, Milano’daki Macedonio Melloni Kadın Doğum Hastanesi Perinatal Patoloji Departmanı Müdürü ve İtalyan Anne Sütü Bankası Başkanı Guido Moro, beslenme araştırmalarının gelecekte çok daha fazla önem kazanacağını söyledi.
Profesör Moro "Eldeki veriler heyecan verici ve biz şimdilik olasılıkların üstünde çalışıyoruz. Yeni prebiyotikli mama formülü, bebek beslenmesinde önemli bir adımı temsil ediyor. İlk defa olarak, özel prebiyotik karışımlı bebek formülünün bağışıklık sistemini düzenleyebildiği ve bebeğin dünyaya geldiği ilk aylarda atopik dermatit ve enfeksiyon riskini azalttığı kanıtlandı. Bu kanıt, besinlerin bağışıklık sistemi üzerindeki etkilerini daha derinlemesine araştırmak için önemli bir başlangıç noktasıdır" dedi.
Doğumdan sonra, bağışıklık sisteminin olgunlaşması birkaç yıl alıyor. Bu, bebeklerin ilk başta enfeksiyonlara karşı daha savunmasız olmaları anlamına geliyor. Yeni doğanlarda ekstra koruma ve destek faydalı olabilir. Anne sütü, enfeksiyonların önlenmesine yardımcı olmak için bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirerek bu görevi yerine getiriyor. Bir bebek beslenirken, prebiyotikleri ve antikorlar gibi değerli koruyucuları da almış oluyor.
Prebiyotikler anne sütünün önemli bir kısmını oluşturuyor.
Anne sütündeki prebiyotiklerin bebeğin bağışıklık sistemini güçlendirmede önemli bir rol oynadıkları kanıtlandı. Prebiyotikler, bebeğin sindirim kanalındaki milyonlarca iyi bakteri için besin görevi üstleniyor ve yararlı bakterilerin gelişip sayılarının artmasına yardımcı oluyor. Son bilimsel çalışmalar, bu koşulların yaratılmasının ishalin ve egzama gibi çeşitli enfeksiyon ve alerji türlerinin azaltılmasına yardımcı olduğunu gösteriyor.
Her derde deva
Anne sütü, bebeklerin sindirim sistemi enfeksiyonlarına, ishale ve orta kulak iltihabına (otitis media) karşı koruma sağlıyor. Otoriteler, anne sütünün ayrıca, nefes darlığı, astım, egzamaya karşı olası bir koruma sağladığına da dikkat çekiyor. Bütün bunlardan yola çıkarak şu söylenebilir: Erken beslenme dönemi bebeğin sağlığını ve bağışıklık sistemini geliştirmede kilit bir rol oynuyor.
Peki, anne sütü yoksa ya da yeterli değilse ne yapılacak? Bilim adamları anne sütüne en yakın formüllü mamalar için çalışıyor. Anne sütünün en önemli özelliği prebiyotik içermesi. Milupa’nın yeni formüllü mamalarında tıpkı anne sütündeki gibi prebiyotikler bulunuyor. Bu mamaların bebeğin bağışıklık sistemini takviye ederek, enfeksiyon veya egzama riskini azaltması açısından anne sütü ile benzer bir etkiye sahip oldukları kanıtlandı.
Milupa’nın sponsorluğunu yaptığı konferansta konuşmacılardan biri şu ilginç bilgiyi verdi. Alerjik anneler, çocuklarını dört aydan daha uzun süre emzirdiklerinde, çocuklarının alerjik olma ihtimalleri yükseliyormuş. Ancak, bu henüz yüzde 100 kanıtlanmış bir bilgi değil.
Bilim adamları sabah 08.00’den akşam 17.00’ye kadar anne sütü ve yeni formül mamalarla ilgili araştırma sonuçlarını paylaşırken, biz küçük bir kaçamak yaptık. Roma’ya kadar gidip konferans salonundan gerisin geri Türkiye’ye dönmek olmazdı. Roma gezginleri arasında Nora Romi ve Ayşe Aydın da vardı. Ayşe, ikizleri Ege ve Defne’yi, Nora da Sinan’ı babalarına bırakmıştı. Nehir ise anneannesinin emin ellerindeydi.
Biz üç anne sürekli çocuklarımızdan bahsettik. Sanki konuştukça özlemimizi azaltıyorduk. İkinci günün sonunda çocuklarımız burnumuzda tütüyordu. Üçlü sohbetimize sıkılmadan ortak olan Oya ve Begüm’ü tebrik diyorum. Sonuçta onların çok uzak olduğu konuları saatlerce konuştuk, gık demediler.
Çocukları sevindirmek için Roma’nın altını üstüne getirdik. Ama neye el attıysak resmen "cısss" sesi duyduk. Her şey çok pahalıydı. Son dakika free shop alışverişiyle durumu kurtardım.
Kuş tüyü yataklara, etkileyici tarihsel dokuya rağmen iki günden sonra Roma çekilmez oldu. Dileğimi de tuttum. Artık Roma’da kalmam için bir neden kalmamıştı. Evde Nehir’e sarılınca ağzımdan şu sözcükler dökülüverdi; Mal da yalan, mülk de yalan, sensin kızım tek tatlı olan...
Bir öğretmenin çağrısı
Sivas’ın Zara ilçesinde, Mehmet Akif İlköğretim Okulu’nda öğretmenlik yapan Nihat Büyüktepe, öğrencileri için aydınlık gelecek kurmaya gayret gösteren bir öğretmenimiz. Nihat Büyüktepe, okulu ve öğrencileri için yardımlarınızı bekliyor. Zara’daki Mehmet Akif İlköğretim Okulu öğrencilerinin geleceği için elinizi uzatmak istiyorsanız, nihatbuyuktepe@hotmail.com, nihatbuyuktepe@gmail.com ya da nihatbuyuktepe@mynet.com adreslerinden ulaşabilirsiniz.