Eyvah, kızım değişiyor!

Daha düne kadar kemiğini kemirtmeyen, haklarını sonuna kadar savunan kızıma bir haller oldu.

Arkadaşlarının yaptıklarını sessizce kabulleniyor, karşı gelmiyor, savunmuyor, susma hakkını kullanıyor. Benim de canım fena halde sıkılıyor.

İki hafta kadar önce Nehir’in sınıfta "kardeşim" dediği arkadaşının evine gittik. Biz iki anne salonda sohbet ederken, Nehir de Melis’le onun odasında oynuyordu. 10 dakika sonra Nehir, yüzü bembeyaz olmuş bir vaziyette yanıma geldi. "Ne oldu?" diye sordum, yanıt vermedi.

Meğer, bir gün önce babası Melis’e kibrit yakmayı öğretmiş, Melis de bunun tatbikatını yapmış. Ancak, yanan kibritin ucunu Nehir’in eline değdirmiş. Bizimki gıkını bile çıkarmamış. Kibrit aleviyle, Nehir’in elinin üstündeki deri parçası (pulun dörtte biri kadar bir bölüm) yanmış.

Neden buna izin verdiğini soruyorum, yanıt yok... Neden canı yandığı halde ağlamadığını soruyorum, yine yanıt yok...

Geçen akşam serviste bir arkadaşı "Ya dediklerimi yaparsın ya da seni öldürürüm" demiş. Bizimki tırsmış. Kız arkadaşı "Saçını karıştır" demiş, saçını karıştırmış, "Ellerini poponun altına koy" demiş, denileni yapmış. Sordum, korktuğunu söyledi.

Son iki ay içinde buna benzer bir iki olay daha yaşadı. Bu çocuk en küçük bir haksızlıkta sesini yükselten, istemediği bir şeyi yapmamak için direnen biriydi. Ne oldu da böyle 360 derece değişti?

Psikiyatr devrede

Sonunda bir çocuk psikiyatrının kapısını çaldım. Uzman doktor "Ne zamandan beri bu değişikliği yaşıyor" sorusunu sordu. "Son iki aydır" dedim. Arkadaşlarıyla, öğretmenleriyle iletişiminin nasıl olduğuna dair bilgiler verdim. Sonra "Peki babasıyla arası nasıl?" dedi.

Bu soru 10 puanlık uzmanlık sorusu gibi geldi. "Çok iyi" desem abartmış olurum, "Kötü" dersem haksızlık ederim, ben de "Limoniden biraz iyi" yanıtını verdim.

Nehir de, babası da karşılıklı beklenti içindeler. Her iki taraf da ötekinin kendisini aramasını, sormasını istiyor. Araya giren günlerin sonunda babası Nehir’e "Neden beni aramıyorsun, babanı özlemiyor musun’ diye sitem ediyor.Telefon konuşması ise genellikle "Söz veriyorum, arayacağım babacığım" şeklinde bitiyor. Sonra değişen bir şey olmuyor. Psikiyatr,

"Nehir babasının karşısında kendini savunamıyor, sessiz kalıyor. Böylece olayın büyümesini engelliyor. Ama babasına karşı geliştirdiği bu tepkisiz kalma davranışını genelleştirmiş olabilir. Biri istemediği bir şey yapsa bile, aynı tepkisizliği onlara göstererek, olaydan kurtulmayı istiyor..."

Peki ben ne yapacağım? Önce, Nehir’i haklarını koruması konusunda motive edeceğim. En yakınındaki biri ısrar etse bile istemediği bir şeyin yapılmasına müsaade etmemesini örneklerle anlatacağım. Hakkını koruduğunda takdir edeceğim. Ama şimdi, Nehir’in geliştirdiği sessiz kalma şeklindeki savunma mekanizması canımı fena halde sıkıyor.
Yazarın Tüm Yazıları