Dubai macerası kısa sürdü

Ayşe Arman’ın deli olduğuna kanaat getirmiş bulunuyorum. Ayşe’nin bir ayağı Dubai’de, bir ayağı İstanbul’da.

Dokuz saat uçtuktan sonra performanslarından dolayı Ayşe’ye ve Alya’ya şapka çıkarıyorum.

Altı koca yıl aradan sonra başladığım iş seyahatlerimde bu yılki ilk seferimi Dubai’ye yaptım. Koton’un, Emirates Mall Center’daki mağazasının açılışına giden dört gazetecinin arasında ben de vardım. Nehir de mırın kırın etmeyince, bu kez gözüm arkada kalmadı. Ama seyahatim 29-31 Mart tarihleri arasında olduğu için deprem endişesiyle cep telefonumu hiç kapatmadım. Herhalde bu ay yüklü bir cep telefonu faturası ödemek durumunda kalacağım.

Uçmaktan korkan biri için Dubai uzak bir mesafe. Her uçağa binişimde bir daha binmeyeceğimi söylüyorum ama yine biniyorum. Bu korku beni öldürecek. Ancak yanımdaki gazeteci arkadaşım benden daha korkak çıktı. Yatıştırıcı etkisi olduğunu söylediği damla şişesinin dörtte birini içti. Birkaç damla da ben dilimin altına damlattım. Baktım 10 dakika sonra peltek peltek konuşuyorum, bir daha istemedim.

4,5 saatlik uçak yolculuğunun ardından gece yarısı ışıl ışıl bir şehre indik. Elin adamları neler yapıyor? Bir şehir bu kadar mı ışıltılı, temiz, planlı ve yeşil olur? Yorucu yolcuğun ertesi günü yaptığımız şehir turunda bol bol Ayşe Arman’ın kulağını çınlattık.

Suratını astı

Alışveriş canavarı olarak, aldığım bolca siparişlerin de etkisiyle kendimi Dubai’nin elektronik çarşısına attım. Dubai Elektronik Center, İstanbul’un Doğubank’ı tarzında, küçük dükkanlardan oluşan bir pasajdı. Her aldığım ürün için sıkı pazarlıklar yaptım. Tek kazıklandığım ürün, annem için bizim Duty Free’den aldığım sigara oldu.

Nehir, bu seyahatten umduğu oyuncaklarla dönmediğim için biraz bozuldu. Sürpriz olsun diye Tarabya tavernalarında kullanılan büyük boy bir orgla döndüm. Bizim kızın yüzünü güldüremedim. Nankör evlat...

Oysa, ben hem ona, hem de Ateş’e aldığım orgları taşımak için insanüstü bir gayret sarf etmiştim. Evde 20 bebek var, hálá bebek istiyor, almadım diye surat asıyor. Çocukların bu doyumsuzluğuyla nasıl başa çıkılacağını bilmiyorum.

Konuştuğum her anne aynı şeyden şikayetçi. "Kızımı mutlu etmek için her şeyi yapıyorum ama yine de mutlu olmuyor" diyorlar. Nehir’le ilişkime baktığımda, kendimi o kadar paralamıyorum. Mutlu olmasını tabii ki istiyorum, ama her dakika takla atamam ya da her istediğini ayaklarının altına seremem. Üzgünüm kızım...

Dubai gezisinden şunları öğrendim;

Kızını mutlu etmek için 10 liralık bir bebeğe 20 lira vermeyeceksin. Onun yararına olacağına inandığın şeyi, o beğenmese de alacaksın (değerini sonradan anlıyorlar). Hediye ettiğin şeyi beğenmediğinde, hemen elinden alıp, onunla daha fazla mutlu olacak başka çocuğa vereceksin. Sadece alışveriş yapmak için Dubai’ye gitmeyeceksin. İstanbul-Dubai arasında mekik dokuyan Ayşe Arman’ı hayretler içinde izlemeye devam edeceksin. Annesine uyup, o kadar yolu gıkı çıkmadan gidip gelen Alya’ya şapka çıkaracaksın, tombiş parmaklarından öpeceksin.

Hayalinizdeki evi çocuğunuz çizsin

Hayalden gerçeğe sloganı ile hareket eden Doğa Gayrimenkul, çocukların hayallerindeki ev resmini yansıtmak amacıyla ’Hayalinizdeki Evi Çocuğunuz Çizsin’ yarışmasını düzenliyor. Çocuklar, 20 Nisan’a kadar www.dogagm.com sitesinden yarışmaya katılabilecek. Ebeveynler sitedeki üyelik formunu çocukları adına doldurup, karşılarına çıkan resim programında çocuklarının hayallerindeki evi çizmeleri için yardımcı olacaklar. Resimlerin değerlendirilmesi, internet adresine giren katılımcıların oyları ile belli olacak. Yarışmada birinci gelen çocuk, ailesiyle birlikte Euro Disneyland’da tatil kazanacak. Haydi çocuklar çizim başına...

Çocuklar sadece istiyor

Çocukların istekleri bitmiyor, her gün alsanız "Neden aldın" demiyorlar. Sonuçta çocuklar doyumsuz oluyor, almayınca da mutsuz oluyorlar.
Yazarın Tüm Yazıları