Bazı anne babalar, kendi tayin ettikleri yolda yürümeleri için çocukların üzerinde baskı kuruyor.
Sayıları az da olsa kimi anne babalar da çocuklarının yeteneklerini açığa çıkarmak, onlara cesaret vermek için önlerindeki yolu açıyor.
Anne-baba ayrıysa ya da aralarında problem varsa bir taraf diğer tarafı çocuğunun gözünde alaşağı etmek için çabalar. Bu bir kural değildir ama yaygın bir davranıştır. Çocuklarımızı nedense sorunlu olduğumuz eşimize değil kendimize benzetmek için uğraşırız. Ama insan ilişkileri ne yazık ki 2+2= 4 şeklinde olmuyor. Bir şekilde fire veriyor.
Nehir bu yaşına kadar babasıyla çok az vakit geçirdi. Birlikte aynı yaşamı paylaştıkları zaman dilimi çok az. Buna rağmen bazen Nehir’de babasını görüyorum. Nasıl bir kopya halidir anlamıyorum. Ama çocuk senin olunca atsan atılmıyor, satsan satılmıyor. Ben gülüp geçmeyi tercih ediyorum.
Kızım babasının bazı hareketlerini birebir kopyalıyor. Ama model aldığı kişilerin farklı olduğunu görüyorum. Bazen bana özeniyor, bazen dayısı gibi olmak istiyor, bazen de televizyonda gördüğü, sağda solda işittiği kişilere hayranlık besliyor. Çoğunluğa göre ne yapmak istediğine karar verecek yaşa gelene dek kırk gömlek değiştirecek. Ben, çocuklukta belirlenen hedeflerin geleceği çizdiğine, bu hedefi çizerken anne-babanın etkisinin büyük olduğuna inananlardanım.
Ama bazı anne babaların kendi tayin ettikleri yolda yürümeleri için çocukların üzerinde baskı kurduğuna şahit oluyorum. Baba mesleğini devam ettirsin diye ya da geçekleştiremedikleri hayalleri hayata geçirsin diye çocukların kendi hayatlarını yaşamalarına izin vermiyorlar. Hangi aile tipinin daha fazla olduğunu soruyorsanız, ben ikincisinin daha fazla olduğunu düşünüyorum.
Sayıları az da olsa kimi anne babalar çocuklarının yeteneklerini açığa çıkarmak, onlara cesaret vermek için önlerindeki yolu açıyor. Mesela ilkokul öğrencisiyken öğretmeni tarafından "uğraşmaya değer" bulunmayan Erem Karabey, babasının hazırladığı testlerle kolej sınavlarına girmiş. Bugün Google Türkiye Genel Müdürü koltuğunda oturuyor. Hikayeleri örnek alınacak türden.
Baba Muammer Karabey, büyük kızı Robert Kolej’i kazanınca sınav sırası gelen oğlu için de güzel ümitler beslemiş. Fakat ablayı çalıştıran özel öğretmen, küçük kardeşte ümit göremeyince çalıştırmayı reddetmiş.
Çocuklara güvenmek gerekir
Biliyorsunuz, artık özel öğretmenler sınavı yüzde yüz kazanacağına inandıkları öğrencileri çalıştırıyor. Paranız olsa da çocuk başarısızsa özel ders vermeyi reddediyorlar. Bu tarz çalışan öğretmenlerin adları "garantici"dir. Garantici öğretmenlerin ders ücretleri de astronomiktir ama bu bizim konumuzun dışında bir durumdur.
Eren Karabey’in babası, oğlunu sınavlara hazırlamak için önce müfredat değişikliğini ve sınav sistemini öğrenmiş, sonra da soru bankalarını seçmiş, hatta soruları kendi yazmış. Özel bir öğretmen gibi oğlunu çalıştırmış. Sonra ne mi olmuş? Öğretmeninin uğraşmaya değer bulmadığı Erem Karabey, babasının yüzünü kara çıkarmamış ve Robert Kolej’i kazanmış. Arkasından Boğaziçi Üniversitesi’nde işletme okumuş, daha sonra da Türk Eğitim Vakfı bursuyla Harvard Business School’da MBA derecesi almış. Çocuklarına inanan aile sayısı inşallah düşündüğümden çoktur.
Yedi yaşında annesinin kulağını keşfederek müziğe yönlendirdiği besteci Fahir Atakoğlu da ailesinin önünü açtığı şanslı çocuklardan biri. Annesi oğlunun yeteneğini keşfedip piyano hocalarına götürmeseydi belki bugün Fahir Atakoğlu, bir banka şubesinde bankacı ya da bir restoranda aşçı olarak karşınıza çıkacaktı.
Galiba hayatın içinde bir şeyleri ıskalıyoruz. Çocuklarımızdan verim alabilmek için sorumluluk verip, onlara güvendiğimizi, inandığımızı söylemeyi ihmal ediyoruz. Onları birilerine benzetip, kendileri olmalarına izin vermiyoruz. Suçluyuz hakim bey!
İyi Kalpler Dükkanı
Toplum Gönüllüleri Vakfı’nı biliyorsunuz. TOG’un üniversite öğrencisi gençlere eğitim bursu olanakları yaratmak ve gençlerin üretip hayata geçirdiği sosyal sorumluluk projelerine kaynak sağlamak amacıyla hayata geçirdiği projelerden birisi de ikinci el satışların yapıldığı "İyi Kalpler Dükkanı." Bu dükkanda giysiden züccaciyeye, oyuncaktan kitaba, aksesuvardan CD’ye pek çok ürün cazip bedellerle alıcısıyla buluşuyor. Yolunuz Üsküdar’a düşerse İyi Kalpler Dükkanı’na uğrayın, kaliteli ikinci el ürünleri uygun fiyatlara alırken, gençlere de katkıda bulunmuş olun. Tel: (216) 318 01 90