Zamane çocukları açık bilinçli oldukları için beyinlerini tatmin etmek başlı başına bir iş haline geldi. Onların beyinlerinin sorduğu sorunun yanıtını sürekli kanıtlarıyla vermek gerekiyor.
Arife sabahı kızım, battaniyesine sarılarak beni yanına çağırdı. Ben ona "Hadi tembel, saat 12.00 oldu, kalk artık!" derken o bana "Anne yalan masallardan biriyle uyut beni!" dedi. Önce anlamadım. Sonra dank etti. Benden masal istiyor ama masalın yalan olduğunun bilincinde. Çocuklar kaç yaşından itibaren masallara inanmıyor? Ya da zamane çocukları mı masalların yalan olduğunu biliyor.
Öğleden sonra kişisel gelişim uzmanı Mümin Sekman ile bir araya geldim. Ona Nehir’in bu sözlerini aktardığımda ilginç şeyler anlattı. Artık çocukları kategorilere ayırıyorlar. İndigo çocuklar, kristal çocuklar, X kuşağı çocukları, Y kuşağı çocukları ve son olarak Z kuşağı çocukları...
Sekman, beyin bilinci yüksek çocukların Z kuşağı çocukları olduğunu söyleyince, şöyle bir araştırdım. Z kuşağının karakteristik özellikleri, anne-babalarının (yani Y kuşağının) değerleriyle, onları nasıl yetiştirdiğiyle doğrudan ilgili. Bu yüzden de araştırmayı tek ayaklı yapmıyorlar. Y kuşağını da inceliyor, anlamaya çalışıyorlar. Coğrafi sınırlamaları yok. Komplekssizler. Pek çok işi bir arada yapıyorlar. Referans grubu olarak kabul ediliyorlar. Yaratıcılık ve yenilikten zevk alan ve aynı zamanda güven arayan bir kuşağın üyeleri.
Mana müdürleri işbaşında
Yeni doğan çocuklar açık bilinçli oldukları için beyinlerini tatmin etmek başlı başına bir iş. Sorduğu sorunun yanıtını sürekli kanıtlarıyla vermek gerekiyor. Yani "Beni seviyor musun?" sorusuna "Evet" demeniz yeterli olmayacak. Sevginizi her zaman kanıtlamanız lazım.
İş dünyasında da beyin bilinci açık çocuklara farklı bir yaklaşımda bulunmak gerekiyor. Bu kuşak çocuklara sadece para vermek yetmiyor, anlam da sunulmalı. Avrupa’da yaratıcılık alanında faaliyet gösteren şirketler "mana müdürleri" istihdam etmeye başlamış. Bu kuşaktakilerin işlerine yabancılaşmasını engellemek, işleriyle sürekli nikáh tazelemelerini sağlamak için sadece para yeterli olmayacak.
Bundan sonra aktaracaklarım çok da hoşunuza gitmeyecek. Beyin bilinci yüksek çocukların ruh sağlığı önemli bir konu... Her duruma çift yönlü baktıkları için bilinç bölünmesi yaşıyorlar. Bu nedenle onları etkilemek zor. İmajdan çok gerçekler onları etkiliyor. Kahramanı oynamak yerine kahraman olmak gerekiyor.
Yeni kuşak anneler
Artık anne-babalar, öğretmenler, bu çocuklar karşısında iletişim sihirbazı olmak durumundalar. Sihirbazlarla izleyici arasında farklı bir entelektüel ilişki vardır. Seyirci sihirbazın yaptığının bir numara olduğunu bilir ama nasıl yapıldığını bilmez. Sihirbaz her seferinde numarası anlaşılmasın diye çalışır. Bilinci yüksek çocuklarla iletişim için sihirbaz olmanız gerekecek.
Bu çocukların bilinçlerini sürekli oyalamak lazım. Çünkü yüksek beyin gücüne sahip insanlar ya bir şey inşa eder ya da kendini tahrip eder. Hep ellerinde bir hedefleri olmalı. Güzel tarafları onlarla ilişkinizde sıkılmazsınız. Aileleriyle ilgili dersler çıkardığını, yorumlar yaptığını bilirsiniz. Anlamlı bir ilişkiniz olur.
Bu çocuklarla ilişkinizde hangi kuşaktan olduğunuzu anlamanız için küçük bir test vereceğim. Klasik Türk annesi okuldan eve gelen çocuğuna "Karnın aç mı?" diye sorar. Kendini bir kademe daha geliştirmiş anne çocuğuna "Bugün okulda ne öğrendin?" sorusunu yöneltir. Yeni kuşak, bilinci gelişmiş anneler ise çocuğuna "Bugün okulda iyi bir soru sordun mu?" diye sorar.