Bu pazar yedinci kez anneliğimin keyfini yaşayacağım. Aslında bugünü diğer günlerden ayıran tek şey, Nehir’in müstehzi bir gülüş eşliğinde, törensel bir havada beni kutlaması olacak.
Hakkını yemeyeyim, kızım bana her gün ‘Anne Günü’ havasını yaşatıyor.
edi yıl insan hayatı için kısa bir süredir. Ama benim hayatımın en anlamlı yıllarıdır. Ya Nehir olmasaydı nerede, ne yapıyor olurdum? Sanıyorum yarım kalırdım. Nehir beni öylesine değiştirdi, sivriliklerimi öylesine törpüledi ki... Sürekli sakinleştirici alanlar gibi, ortalıkta sakin sakin dolanıyorum. Bende meydana gelen değişimi çevremdeki insanlar daha iyi anlıyor. Çünkü eskiden barut fıçısı gibiydim. Birinde olmazsa mutlaka başka bir olayda, yanımda kim varsa nasibini alırdı. Bugüne kadar barut fıçısı halimden dolayı kimi kırdıysam, anne olmamama verip, beni bağışlasınlar.
Anne olduktan 6 ay sonra yakın bir arkadaşımla pizza yemeye gitmiştik. Sipariş verdiğimiz malzemelerden farklı bir pizza geldi. Üstüne üstlük buzsuz istememize rağmen buzlu içecek getirdiler.
Garsonu çağırıp, kibarca siparişlerin yanlış geldiğini, düzeltilmesini istedim.
Beni 10 yıldan beri tanıyan arkadaşımın dehşet içinde beni izlediğini fark ettim. ‘Hayırdır, bana neden öyle bakıyorsun?’ diye sorduğumda ‘Farkında mısın, ortalığı birbirine katmadın. Anne olmak seni bayağı değiştirdi.’
Gerçekten de eskiden yağar, gürlerdim. Hele sabırsızlığım konusunu hiç açmayayım. Aklıma bir şey düştüğü anda olması için tüm şartlarımı zorlardım.
Beni de büyüttü
Geriye dönüp Nehir’in doğduğu güne bakınca kızımla birlikte ben de büyümüşüm. İlk kabızlığında kaka yapamadığı için onunla birlikte ben de ağlamıştım. 8 aylıkken ilk krup krizinde sanki zaman durmuş, anneliğin sorumluluğu omuzlarıma çoktan ağır gelmeye başlamıştı. İlk diş çıkarışında çektiği eziyeti en az ben de onunla çekmiş, ilk adımı attığında kendi ayakları üzerinde durduğu için dünyanın en mutlu insanı ben olmuştum.
Aslında zaman zaman isyan ettiğim hayatı ben Nehir’le birlikte yeniden sevdim. Belki yıllarca tekrarladığım her şeyi Nehir’le birlikte sanki ilk kez yapıyormuş gibi heyecan duydum, mutlu oldum. Eskiden de sahip olduğum şeyler için Allah’a teşekkür ederdim. Ama bebeğimin yüzüne her bakışımda teşekkürlerimin sayısı arttı.
Çoğu kez, milyon belki milyar kez teşekkürün bile yetersiz olduğunu düşünürüm.
Anne olmak gerçekten mucizevi, büyülü bir durum. Şefkatiniz, anlayışınız, sabrınızdaki limitleri alt üst ediyor. Pamuk gibi oluyorsunuz.
Bence, askerlik erkekleri, annelik ise kadınları adam ediyor. Yedi yıl içinde vicdan katsayım tavana vurdu. Ama salaklık derecesinde gözü yaşlı oldum. Televizyon ekranında her ağlayana ben de eşlik eder bir noktaya geldim. Başka bir dönem narkoz almadığıma göre doğum sırasında sinirlerimin alınmış olabileceğine inanmaya başladım. Bazen Nehir sınırlarımı öyle zorluyor ki ‘Tamam şimdi çığırımdan çıkacağım’ dediğim anda bile dut yemiş bülbüle dönüyorum.
Yok yok kesinlikle annelik beni başka bir noktaya taşıdı, Allah derdini verince dermanını verirmiş ya, sanıyorum Nehir gibi keçi inadında bir çocuğu verdiğinde sabrını da veriyormuş. Ben gerçekten hızlı büyüdüm.
Adaleti öğretti
Nerede olduğunu bilmeden mutluluk kovalanmazmış. Nehir doğduktan sonra ben mutluluğumu nerede kovalayacağımı öğrendim. Nehir benim aklımın özgürleşmesini sağladı. Onun sayesinde, özgür, hoşnut, adaletli kaldığımı düşünüyorum. Her insan hayatı boyunca öğüt veren bir rehbere ihtiyaç duyuyor. Benim rehberim annem, kızımın rehberi şimdilik benim.
Anneyim diye hep bir adım önden gitmeyeceğim. Zaman zaman Nehir benim önüme geçip, benim karanlıkta kalan yolumu aydınlatıyor.
Nehir beni adam etti. Adam olmayı isteyen tüm kadınlara çocuk sahibi olmalarını öneriyorum başka adam olma yolu bulamamışlarsa...
Aslında Tanrıya müteşekkirim. Nehir, benim hayallerimde sahip olmak istediğim gibi bir çocuk. Leb demeden leblebiyi anlıyor. Fırlamalığına bayılıyorum. Duygusallığı, inatçılığı, şefkati, vicdanı, aklı, olaylara bakışı, insan sevgisi, dostluğu, bilinci... Sanki sipariş vermişim, siparişim eksiksiz masama gelmiş gibi.
Hayatımın hiçbir döneminde Nehir’e ‘Senin için saçımı süpürge ettim’ demeyeceğim. Buna söz veriyorum. Yaptığım ve yapacağım her şeyi gönül rızasıyla ve karşılık beklemeden yapacağım. Kızım varlığıyla hayatımdaki boşluğu doldurarak üzerine düşeni yaptı, ben de annesi olarak üzerime düşeni yapmaya çalışıyorum.
Zaman zaman ‘Ben iyi bir anne miyim?’ diye kendi kendime soruyorum. Gerçekten iyi bir anne miyim, bilmiyorum. Yolumuzun kesiştiği tüm zamanlarda yanımda iyi bir insana ve dosta ihtiyacım olacak. Bu nedenle sırtımı dayayabileceğim, güvenebileceğim bir dost büyütüyorum.
Alışveriş zamanı
Tempo dergisi için alışveriş sayfası hazırladığımdan nerede indirim var biliyorum. Chicco tutkunuysanız, Kadir Has Alışveriş Merkezindeki mağazasına uğrayın. 15 YTL’ye sandalet ve ayakkabı bulabilirsiniz. Kışlık ürünler yüzde 60 indirimle satılıyor. Mothercare’de ise üç body veya tulum alan 2’sinin fiyatını ödüyor. Kanz’ı tercih ediyorsanız ya Güneşli’deki ya da Maltepe’deki outlet mağazasına gidin.
Anneler gününüz kutlu olsun
Kızım ve ben birbirimizden öyle çok memnunuz ki, bunu kelimelerle ifade etmek zor. Ben Nehir’in benim kızım olmasından, o da benim onun annesi olmamdan keyif alıyor. İyi ki varsın kızım!