Paylaş
ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, açıklama yapıyor. “Bu Mısır’ın geleceği için karar verici bir andır. Ülkeyi uçurumun eşiğinden döndürmek Mısır Yönetimi’nin sorumluluğundadır.’ Mısır’daki askeri müdahaleye ‘darbe’ diyemeyen ABD, bu kez de katliamı kınayacak söz bulamadı anlaşılan.
Bizzat Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’yi deviren cuntanın başı General Abdülfettah el Sisi’yi arayan ABD Savunma Bakanı Chuck Hagel’ın tonu nispeten daha sertti. “Daha fazla kan dökülmesini ve can kaybını önleyin.”
AB Dışişleri Sorumlusu Catherine Ashton, ‘derin eseflerini’ bildirirken Batı’dan gelen tepki genelde sınırlı kaldı. ‘Şiddete son vermek için elinizden geleni yapın.’
* * *
İYİ de şiddet duracak gibi mi? Ya da El Sisi Yönetimi bu konuda ne kadar hassas?
Muhammed Mursi iktidarda birinci yılına yaklaşırken muhalefet 30 Haziran gösterilerini tertipledi.
Mursi’nin atadığı Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı El Sisi, karşıt kalabalıklar meydanları doldurunca muhalefetle birlik olup Batı’ya da ‘iç savaş çıkabilir’ diyerek yönetime el koydu.
Müslüman Kardeşler ise geri adım atmadı. Kahire’deki Rabiatül Adeviye Meydanı’nı Ramazan’a ve sıcağa rağmen mesken tuttular. ‘Seçilmiş bir başkanı, darbeyle görevden alamazsın, görevine iade et’ diye bastırdılar.
* * *
EL Sisi tınmadı. ‘Şerefli Mısırlıları’, darbeye destek vermek üzere yine meydanları doldurmaya çağırdı. Yanlışlar birbirini izledi özetle.
Cuma akşamı bu çağrıya uyan onbinler Tahrir Meydanı’nı doldurdu. Rabiatül Adeviye’ye inen Mursi yandaşlarının sayısı da daha az değildi.
İşte ne olduysa o arada oldu. Bazı göstericiler, güvenlik güçleriyle küfürleşti. Diğerleri taş attı. Derken taşın karşılığı kurşun oldu. Ve kan gövdeyi götürdü.
İç savaşı engellemek için yönetime el koyan El Sisi’nin gözleri önünde onlarca kişi öldü, yüzlerce kişi yaralandı.
* * *
İŞİN kötüsü, bu yanlışlar silsilesi devam edeceğe benzer.
Çünkü Mursi döneminde de İçişleri Bakanı olan Muhammed İbrahim, Müslüman Kardeşler yandaşlarının oturma eylemi yaptığı meydanların en kısa sürede yasal ve ‘en az kaybı’ verecek şekilde temizleneceğini açıkladı. Korkunç bir açıklama.
Birilerinin orada can verebileceğini bilerek göz yaşartıcı bomba, silah ve baltalarla meydanlara dalması o yönetimin gözü dönmüşlüğünün dışavurumundan başka bir şey değildir.
* * *
BU nedenle Batı, ‘ölçülü olun’ tarzı vurdumduymazlığından vazgeçip El Sisi Yönetimi ve destekçilerini, en kısa zamanda demokratik sürece devam etmeye teşvik etmeli, hatta baskı yapmalıdır.
Türkiye hükümeti de yeni Mısır’a göre yönünü tayin etmeye çalışırken Suriye’deki aceleci hatalarını tekrarlamaktan uzak durmalıdır. Malum Mısır’dan sonra Tunus ve Libya’dan da alarm sesleri geliyor.
Bu nedenle duygusal tepkileri, Türkiye’nin çıkarlarını her şeyden üstün tutacak akılcı adımlar izlemelidir. Ankara, bölgede tarafları diyalogda buluşturabilecek pozisyondan düşmemeli, Mısır’da gerginliğin yatışması için çalışmalıdır.
Paylaş