Paylaş
Peygamber Aleyhisselam ile Ebû Bekir, Amir b. Füheyre ve Abdullah b. Uraykıt, hicret yolculuğu sırasında onun çadırına uğradılar. Ondan hurma ya da et satın almak istediler. Fakat Ümmü Ma’bed’in yanında, bunlardan hiçbiri yoktu. Çünkü azığı tükenen veya kıtlığa uğrayan herkes onda bulduklarını satın alıp tüketmişlerdi.
Ümmü Ma’bed: Peygamberimize,
"Vallahi, yanımda bir şey bulunsaydı, sizin ihtiyacınızı gidermek için ikram ederdim!" dedi.
Peygamber Aleyhisselam:
Ey Ümmü Ma’bed yanında süt bulunur mu?" diye sordu.
Ümmü Ma’bed:
"Yoktur! Vallahi davarlar kısırdır!" dedi. Peygamber Aleyhisselam çadırın bir tarafında duran çelimsiz koyunu gördü ve sordu:
"Ey Ümmü Ma’bed nedir şu koyun?"
Ümmü Ma’bed, "O, sürüden geri kalmış, dermansız, güçsüz bir hayvandır. Hiçbir işe yaramaz. Orada durur" dedi.
Peygamber Aleyhisselam, "Onda süt var mı?" diye sordu.
Ümmü Ma’bed, "O bundan tamamıyla mahrumdur!" dedi.
Peygamber Aleyhisselam, "Benim onu sağmama izin verir misiniz?" diye sordu.
Ümmü Ma’bed, "Anam babam sana fedá olsun eğer sen onda süt bulabileceğini sanıyorsan sağ!" dedi.
Peygamber Aleyhisselam, koyunu getirtti. Koyunun arkasına çömeldi. Bacaklarını ayırdı, besmele çekti, memesini eliyle sıvazladı ve "Allah’ım! Onun (Ümmü Ma’bed’in) hayvanını bereketli kıl!" diyerek dua etti. Bu dua ile birlikte hayvanın memeleri sütle dolup taştı.
Peygamber Aleyhisselam, beş-on kişinin içip doyacağı büyüklükte bir kap getirtti ve sütü içine sağdı. Kabı ağzına kadar doldurdu.
İlk önce Ümmü Ma’bed, ondan kanasıya içti.
Peygamber Aleyhisselam’ın yol arkadaşları da ondan kanasıya içtiler. Onlardan sonra da Peygamber Aleyhisselam afiyetle içti.
Peygamber Aleyhisselam, tekrar kabın içine süt sağıp doldurdu ve Ümmü Ma’bed’e bıraktı.
Resulullah ile arkadaşları, ayrılıp gittikten biraz sonra, Ümmü Ma’bed’in kocası Ebû Ma’bed geldi bir kap dolusu sütü görünce şaşırdı, "Bu süt bize nerden geldi?" diye sordu "Hayvanlar kısır ve uzaktalar! Çadırda süt sağılır hayvan da yok?" dedi.
Ümmü Ma’bed,
"Vallahi bize mübarek bir zat uğradı. Şöyle şöyle söyledi. Şöyle şöyle yaptı.." diyerek anlattı.
Ümmü Ma’bed’in dediğine göre, Peygamber Aleyhisselam tarafından kesilmemesi emrolunan bu koyun, bir mucize eseri olarak, hicretin on sekizinci yılındaki şiddetli kuraklığa kadar yaşamış ve o zor günlerde, onlar; bu koyundan sabah akşam süt sağıp ihtiyaçlarını gidermişlerdi.
GÜNÜN AYETİ
Bir gün gelecek, Allah insanların hepsini yeniden hayata kavuşturacak ve dünyada yaptıklarını kendilerine hatırlatacaktır. Allah bunları tek tek tespit etmiş, onlar ise unutmuşlardı. Allah her şeye şahittir.
(Mücadele 58/6)
GÜNÜN HADİSİ
Ebu Derda’nın (r.a.) rivayetine göre Peygamberimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur.
"Yumuşak huylu ve yumuşak sözlü olma nimetine mazhar olan kimse, büyük bir hayra mazhar olmuş; bundan mahrum olan da büyük bir hayırdan mahrum kamış demektir."(Tirmizi Birr 67,Müsned 6/159)
GÜNÜN DUASI
Hastalandığında şöyle buyurdu:
Okunuşu: "Allahümme. Rabbe’n nas. Ezhebi’l be’s. İşfi Ente’ş şafi. La şifa e illa şifauke."
Anlamı: "İnsanların Rabbi olan Allah’ım! Bu hastalığımı gider. Bana şifa ver Zira şifa veren sadece sensin. Senden başka şifa verecek olan da yoktur."
Paylaş