Paylaş
ŞAKA maka, bayram bitti...
“Çeşme’ye her gün gidenler” ile “bayramdan bayrama gidenler” arasındaki “bevliye menşeli yarış” bu sene “dorukta” yaşanmışa benziyor.
“Çeşme gişelerinden kaşla göz arasında 300 bin araç geçtiği” haberi asparagas değilse eğer, tatilcilerin hiç değilse bir kısmı “an itibariyle” bırakın Çeşme’ye yanaşmayı, ayaklarını “yalağa” bile sokamadan aç, susuz ve perişan vaziyette “geldikleri gibi” döndüler demektir.
“Deliye her gün bayram” yakıştırması kendini “akıllı zannedenler”in icadı olduğundan, bütün “zan”lar gibi epeyce bir “dara düşmek” icap eder; bu vesileyle vaziyet, yukarıda adı geçen “yarışseverler”e armağan olsun!
“Çeşme’de bu tantana yaşanırken”, bayramda gazete okuma alışkanlığından ödün vermeyen ve pazartesi günkü yazımı beğenen bazı okuyucu dostlar, (aralarındaki –adı Bayram olanların zarif sitemini saymazsak) “Recep, Şaban, Ramazan için hiç böyle hafif(leten) yazılar yazmamıştın; nereden çıktı bu bayram dokundurması?” diye sormuşlar.
Efendim, hicrî aylarla özel bir alıp veremediğim yok.
Hattâ, “hafif(leten) bacı”, erkekleri tasnif gayretiyle mevzuu kaybetmeseydi, ben bilhassa “Recep için ağır/oturaklı” bir yazı da yazacaktım; kısmet değilmiş.
Ramazan Bayramı’yla beraber “Şevval”e ulaştık artık...
“Üç aylar”ı ikmal ettik, “üç aday”la cumhurbaşkanlığı seçimlerine dokunacağız; “Üç vakte kadar...” desem, başım ağrımaz.
Bu “Üç”ün içinden öyle birini seçmeli ki necip milletimiz, sonra yok yere dövünmemeli...
Benzer vesileyle bu teferruat da (büyük demokrat?!) Demirtaş’ın adaylığını destekleyen “Yetmez ama evetçi / Tatlısu Frenkleri”ne armağan olsun!
Seçmenin “Üç”ünün içinden birini seçerken yapacağı hata demokrasi tarihimiz için önemli bir pişmanlık sayfası açacağı gibi, Şair Eşref’in (Sultan Hamid devrinde, Mısır’ın Osmanlı’nın elinden çıkması üzerine hicvettiği –dönüşü olmayan yol-u) yattığı yerden gevrek gevrek hatırlatmasına da fırsat vermiş olur; benden hatırlatması...
Dörtlük malûm şöyledir:
(Daha önce de yazılarımda kullanmıştım...)
“Vakit, fırsat gözetir Şah-ı Cihan
Tutar elbette elinden kaçanı
Gene sahip olur inşallah
Mısır’ın elinde kaldı koçanı...”
Bende “bayram hali” (her günmüş gibi) devam ediyor; nedense?
Paylaş