Paylaş
Benim için (her şey bir yana) sadece sembolizmasıya bile bir efsane olan “Kaplumbağalı Adam”ın önünde dakikalarca durdum. İzmir’de eksikliğini duyduğumuz bir rüzgâr hissettim Pera’da...
Mülkiyeti ve sahipliği hakkında küçük bir araştırma yapmaya kalksanız, asıl adı “Kaplumbağalı Adam” olan Osman Hamdi Bey tablosunun 1906 versiyonu için, aşağı yukarı şu öyküye ulaşırsınız: “İşadamı Erol Aksoy’un 1 milyon dolar karşılığında satın alarak İktisat Bankası koleksiyonuna dahil ettiği “Kaplumbağa Terbiyecisi” isimli tablo, uzun süre bu koleksiyonda kaldı. Aksoy’un varlıklarına TMSF’nin el koymasıyla tablo geçici bir süre devlete geçti. Eser Aralık 2004’te (o zamanki söylenişiyle) 1.95 trilyon lira muhammen bedelle açık artırmaya çıkarıldı. Pera Müzesi ile İstanbul Modern’in rekabeti ile geçen açık artırma sonucunda Pera Müzesi resmi, Türk resim sanatında bir esere verilen en yüksek fiyat olan 5 trilyon lira (yaklaşık 3.5 milyon dolara satın aldı. Nisan 2009 itibarıyla tablonun değerinin yaklaşık 6.2-9.3 milyon dolar olduğu tahmin edilmektedir...”
Tablo gündemin baş köşesindeyken, satışa sunulmasına ünlü müzayedeci Eskidji’nin sahibi Dikran Masis, “Bu tablo müzeye bağışlanmalı. Bu tablo koleksiyonerlerin evine değil; bir müzeye gitmeli. (ki ben de bu kanatteyim...) İddia ediyorum, Kaplumbağa Terbiyecisi bir müzeye konsun, müzenin girişi de 50 milyon (TL) olsun, bir yılda 1 milyon dolar gelir elde eder.” diyerek karşı çıkmıştı. Bu tabloyu açık artırmayla satışa sunan olan Antik A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Artam ise aynı günlerde bu fikre şöyle yanıt vermişti: “Türkiye’de koleksiyonculuk desteklenmeli. İleriki yıllarda müzeciliğin yaşaması için bu yapılmalı. Türkiye’de bir resim müzesi yok ki, o müzeye nasıl bağış yapılabilsin? Devlet şu anda ekonomik krizin pençesinde ve bu tablolar bir batık bankaya ait. Doğru olan şey satılmasıdır. Eğer Dikran Masis çok istiyorsa, bu tabloyu satın alıp bir müzeye bağışlayabilir...”
Dün Pera müzesini, 10 TL verip gezdim. Benim için (her şey bir yana) sadece sembolizmasıya bile bir efsane olan Kaplumbağalı Adam’ın önünde dakikalarca durdum. İzmir’de eksikliğini duyduğumuz bir rüzgâr hissettim Pera’da... Başka bir şey ve çok da kolay değil tarifi... İzmir’de bu işlere yatırım yapacak birileri olmalı. Cazibe merkezi olmak için “küçük püf”ler yakalanmalı. Bu konuyu, yeri gelmişken, “yola devam listesi”nde ismini görünce sevindiğimiz Ertuğrul Günay’a da hatırlatmamız lâzım.
Fener üstüne, “şimdilik”
Fener...
El feneri...
Şimşekli fener (Denizcilik terimi)
Büyülü Fener (Can Dündar’ın kitabı)
Dünyanın Ucundaki Fener (Jules Verne’in romanı ve uyarlanan sinema filmi)
Fener çekmek (Elinde fenerle önden gitmek, kalabalığa önderlik etmek)
Feneri nerede söndürdün? (Geç kalanlara takılmak için söylenen bir söz)
Fenersiz yakalanmak (Beklenmedik bir zamanda istenmeyen bir durumla karşılaşmak)
Hayalî fenere dönmek (Çok zayıflamak)
Sahi bir de “Deniz Feneri” vardı, o ne oldu?
6. İzmir Go Turnuvası Sonuçları
Ulusal turnuvaya aklı değen, eli değen, gönlü değen herkese ve İzmir’de ağırladığımız bütün dostlara teşekkür ediyoruz. Gelecek yıl buluşmak üzere...
Aydınlanma kategorisi: 1. Özgür Değirmenci (ESGO) / 2. Emre Bektöre (ESGO) / 3. Emre Polat (Goizm) / Başarı Ödülü: Tuğkan Eren (Goizm); Uzun Bir Yaşam kategorisi: 1. Çağatay Tavşanoğlu (Hügoku) / 2. Ender Tüccar (Kocaeli) / 3. Hüseyin Halil Acar (İgoku) / Başarı Ödülü: Semih Çokçeken (Goizm); Hayat Dersi kategorisi: 1. Ahmet Süheyl Kiriş (İgo) / 2. M. Çağlar Karakurt (Goizm) / 3. Gozde Taşkın (İgo) / Başarı Ödülü: Ozan Tanergeç (İgoku); Başarılı insan ilişkileri kategorisi: 1. Arda Yağan (DAG) / 2. Merve Semercioğlu (Goizm) / 3. Duygu Koca (Goizm) / Başarı Ödülü: Sumeyye Topaloğlu (JikadGo); Güzel arkadaşlıklar kategorisi: 1. Turan Babacan (JikadGo) / 2. Yağız Demir (İzmir) / 3. Naz Epozdemir (Goizm) / Başarı Ödülü: Meltem Sarı (İgo)
Paylaş