McKinsey, “Zooloji” bahsini Kurthan Hoca’ya sorsaydı...

Müflis hallerimizin, “Düyûn-u Umûmiye” öncesindeki “veri oluşturma ve hazırlık” sürecini, ürettiği cep telefonlarını kırdığımız, sokaklarda parasını yaktığımız ecnebî bir ülkenin, “meşhur veya mahût” (bu husus tartışmalı) danışmanlık şirketine teslim ettik, malûm. Bu seçilmiş siyasî iktidarın tercihidir; bilemem.Lâkin, bu resimde, “seçilmiş muhalefet”in perişanlığı içler acısıdır.

Haberin Devamı

 

 

Mülkiye’de Hocamız olan Sevgili Kurthan Fişek’in 5 Nisan1998’de yazılmış “müthiş” bir yazısı vardır.  Başlığı, “Zoolojik bir yazıdır. CHP ile hiç­bir ilgisi yoktur...” diye atılmıştır. Hattâ, sonuna, “Bu yazıyı TEMPO'da yazmıştım. Yazdığım sırada CHP'liler yine kavga ediyordu. Bu yazının CHP'yle ilgisi yoktur...” şeklinde bir not da düşülmüştür. Yıllar içinde “Benim Gözlüğümden” köşesinde, tam 3 kez paylaştım, alıntıladım... “Bu yazı eskidiği gün CHP iktidardır !” diye başlık attığım bile oldu.

 

“Yerel seçim kulisleri için gösterdikleri çabanın yarısını, Eşref’in, “...Gam değil amma bu mülkün böyle elden gitmesi / Gitgide zulmetmeye elde ahâli kalmıyor...” diye târif ettiği hallerimiz için harcamayanların zavallılığını gördükten sonra”, bu “efsane satırları”, yazı hayatımda dördüncü kez, bir makalemin içinde, değerli okuyucu ile paylaşacağım. (Hoca’nın veciz sözcüklerini sansürlemeden filân...)

 

Haberin Devamı

“...Günlük politikadan bıktınız mı? CHP'deki kurultay dalaşlarından bıktınız mı? Kendi hesabıma ben bıktıktan sonra, ‘Ulan hanzolar ! Neyi paylaşamıyorsunuz?’ diye dellendikten sonra, siz haydi haydi bıkmışsınızdır. O bakımdan konuyu değiştiriyorum... / ...Ama, küçük bir uyarım olacak önce... Özellikle de osuruktan nem kapan CHP'li dostlarıma... Anlatılacak şeyler CHP'yle ilgisizdir. Hükmî veya özel kişilerle benzerlik varsa, tamamen tesadüfîdir...”

 

“...Kanguru talihsiz, kadersiz bir hayvandır. Doğar doğmaz annesinin önündeki keseye girer, 78 ay orada kalır, yer, içer, semirir, bü­yür, altını pisler... Tuvalet terbiyesi verilmediği için, oraya da pisler... Peki, kanguru yavrusunun pislediği yer nasıl temiz tutulur? Anne kanguruların kolları kısadır, sadece keseyi aralamaya yarar. Keseyi araladıktan sonra, kafasını oraya sokar, birikmiş yemek artıklarını ve bebek dışkılarını yalar, başını çıkarıp tükürür, sonra akan su arayıp yüzünü yıkar. Yani, talihsiz, kadersiz bir hayvandır kanguru... Burnu atıktan, boktan kurtulmaz...”

 

Haberin Devamı

Kurthan Hoca, sonradan, ilk yazının “genişletilmiş bir versiyonu”nu da yazdı... Eski yazıyı, ağaçkakan ve dinozorların da ilâvesiyle zenginleştirerek...

 

“...Başını taşa, duvara, tahtaya vuran insanın başı ağrır, migreni tutar. Ağaçkakan dediğimiz hayvana hiç bir şey olmaz. Sebebi birkaç tanedir. Bir kere, kafası çok kalındır. Taşkafa, kaskafa dedirtecek kadar kalındır. İkincisi, tam gagayla buluştuğu yerde kafatası içe kıvrılır, alttan dolanır. Yani, kafa, gaga ve beyin arasında irtibat yoktur. Kafayla gaga arasındaki boşluk, darbelerin şokunu hafifletir, masseder. Üçüncüsü, gaganın ucu dar ve sivri, burun delikleri altta ve geridedir. Uçuşan kıymıklar içeriye kaçmaz...”

 

Haberin Devamı

“Archosauromorpha’’ üst sınıfından gelme, halk arasında, ‘dinozor’ (korkunç kertenkele) olarak bilinen hayvan, şu ölümlü dünyada 180 milyon yıl yaşadı. Neslinin tükenmesi 1.5 milyon yıl aldı. Ölmek, beynin vücuda verdiği bir emirdir. Tepesinden ayak tırnağına 26 metre uzunluğunda olan bu hayvanın beyninden çıkan ‘öldük, bittik' emrinin kuyruk ucuna varması bir milyon yıl aldı. Jetonu geç düştü...”

 

Nûrlarda yatası Kurthan Hoca, “...Arkadaşlar benden sosyal demokrasi ve demokratik sol üstüne yazı yazmamı istediler de...” diyerek, serideki bütün yazılarını, şu ortak açıklamayla bitirmiş: “Bu bir soyut yazıdır, gündemimizden uzak, CHP’den ıraktır. Kimse üstüne alınmasın... Kafasını taşa çarpıp başı ağrımayan, ölmesine rağmen öldüğünü bilmeyen, burnu boktan kurtulmayan hayvanlardan söz ettim bu hafta... Aktif siyasetle ilgisi yoktur, soyuttur, zoolojiktir...”

Yazarın Tüm Yazıları