“Körfezin üstünde kalır” yazılan; vazgeçmeyelim!

Ajanslar, “3 gün sürecek İzmir Körfez Festivali başladı… “ diye duyurdu. Aklımda , nedense, “Su Festivali” kalmış; hatta “adı da pek hoş olmuş” demiştim. Web’e, “İzmir Su Festivali” yazmaya niyetlendim. “İzmir ve su” deyince, “...kesintisi, baskını, damacana, borç sorgulama, arıtma...” sırasıyla açıldı pencereler. Arama motorları bile, “şartlanmış ve ön yargılı İzmir’e karşı”... Neyse, hafızamın cilvesinden kurtulunca, bulduk doğruyu

Haberin Devamı

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin öncülüğünde ve Arkas Holding, Yelken Federasyonu, Ege Açıkdeniz Yat Kulübü ve Konak Pier işbirliğiyle bu yıl ilk kez düzenlenen Festival, kağıt üzerinde 3 günlük zengin bir programa sahip görünüyordu. Kano ve yelken yarışları yanında, konserler, dünya mirası bisiklet turu etkinliği, festival fotoğraf yarışması da, cumadan pazara kadar serpiştirilmişti.

“İzmir festivaller şehri olmalı” takıntımdan vazgeçmediğim için, “ucuz ve üçüncü sınıf panayır” sınıfına girmeyen her fikri, zaten canı gönülden destekliyorum. “Körfez Festivali” de bu anlamda, kentin “aslına dönüş” yolculuğunda, “önümüzü aydınlatan bir ışık” olur; gelenekselleşirse... İlk yılın heyecan ve başarısı, kuşkusuz sponsor desteğine de davetiye olacaktır. Sponsorlar arasında, “inşaatçılar”ı göremedim; şimdilik iyi de olmuş. Yoksa “İzmir’in yarısı”, çoktan karşı çıkmıştı “Körfez Festivali”ne ve açlık grevine başlamıştı. Rüzgarı kesilmeden yol alsın da biraz “su”dan sebeplerle taşlanmasın festival.

Haberin Devamı

Nasıl ki, (yeri geldiğinde) yanlış bulduğumuzu eleştiriyoruz. Güzel olanı da alkışlayacağız. Serpilmesi için ne geliyorsa elimizden esirgemeyeceğiz. Öncelikle, “sebep olanlar”a şükran borcumuzu dile getirelim. Destekleyeceğiz, ama körü körüne değil. “Daha iyi” için, “mevcudu kurcalamak” lazım.

Ben, 23 Eylül Cumartesi günü izleme fırsatı buldum. Büyükşehir, broşür dağıtmak için bir stand kurmuştu. Ama görevliler, “startın nereden verileceğini de kaç teknenin start alacağını da” bilmiyordu. Kahve içenler arasındaki “fısıltı gazetesi” sayesinde, Bir “Basın Teknesi” olduğunu öğrendim. Basın mensubu olsaydım, benim de haberim olurdu diye düşündüm. Dedikodulara bakılırsa, “Fotoğrafçılar Teknesi” de varmış galiba; yarışmacılar için...

Sosyal medya üzerinden, dostlarımızla “nokta atış” mukayeseler yaptık. Sevgili Cemal Tükel, “Hilton Oteli’nin çatısında tek başımayım; yarış en iyi buradan izleniyor” derken, “Asansör de güzel bir nokta” fikri gelişti mesela. Ben, Konak Pier’den Pasaport’a kadar olan sahil kesiminde dolaştım.

Haberin Devamı

“İzlenilebilirlik”, böyle gösteriler için, “yüksek katılımın tirbuşonu”dur. Bana öyle geldi ki “mendirek üzerine seyir terasları inşa edilse” İşte o zaman “İzmirliyi suyla buluşturmuş” olabilirdik. İnat etmeyin! Festival, bu kentin “ruhunda var”. Sadece, bir “domino” etkisine gereksinim duyuyor İzmir. İlk dokunuşu yapacak olan da, “Adam Smith’in görünmeyen eli” değil herhalde.

“Körfez Festivali”nin gelecek yıllarını hayal ederken, “bir sade kahveye karışmış deniz havası”, burnuma, bir yerlerden “lavanta kokusu” getirdi. Nargile fokurdatanların Pasaport’a yayılmış dumanından, kaçamak bir nefes çaldım. “Gevrek” yiyenler geçti yanımdan. Daha çok çiçekçi aradı gözlerim ve daha çok kitapçı; daha çok şair, daha çok besteci. Sanki sıradan bir iş yapıyormuş gibi, gittim “durup dururken”, keman ve piyano fiyatlarına baktım.
Bu son paragraf, suya yazı yazmaktan fazlasıydı; inanın.

Yazarın Tüm Yazıları