Paylaş
“Durum yazıyorum” dese de, ”kentin vizyonunu tribüşon gibi zorlayan bir kalemdir”; anlayana...
Hal böyle olunca, kendisinin satırlarından sıklıkla alıntılar yapar, selam gönderirim. Kırmadan, dökmeden eleştiririm, “aynı görüşte” olmadığımızı yazarım. Sevgili Sipahi, “haddeden geçmiş nezaketi”yle hiç üstüne alınmaz... “Hazır” dedim, kendi kendime, ”farklı düşündüğümüz bir konuda uzlaşı yakalayacağız, başka yerden dolaşsa da aynı kapıya çıkacak söyleyeceklerim; bu fırsatı kaçırma...”
* * *
Geçenlerde, İzmir’in sezonu açan sanat gündemindeki programsızlıktan bahsediyordu Sipahi, “Etkinlikler aynı saatlere denk gelince, sanatseverler seçim yapmakta zorlandı, biraz dikkat edilemez mi?” diyordu. Edilebilir tabii ama bence etmesinler! Bırakın sanatseverlerin aklı kalsın. Bırakın hangi etkinliğe gideceklerine karar veremeyip şaşkına dönsünler. Dünyanın, adı kültür ve sanatla anılan kentlerinde yaşayanlarla aynı kaderi paylaşsın İzmirli... Eğer İzmir’in serpildiğine, büyüdüğüne (şişmanladığına değil) ilişkin işaretlerse bunlar, bırakın dağınık kalsın... Açıkcası ben kendi adıma, İzmir’in selâmeti için, “Şu konsere gittik ama aynı geceye rastladığı için tüh falancayı kaçırdık” diyeceğim günleri iple çekiyorum.
* * *
Oturun bilgisayarınızın başına ve açın dünyadaki “marka şehirler”den birinin resmi web sitesini. Oralarda sadece “ulaşım, vapur, otobüs, çevre vergisi vs” yazmaz. O kentlerin web sitelerinde, “Bu akşam-gece kentimizde, (örneğin) izleyebileceğiniz 586 farklı etkinlik var” diye yazar. Yani kentin, seçemeyeğiniz kadar çok (ve genellikle 3 haneli) kültür ve sanat etkinliği ile nefes alıp verdiğini görürsünüz.
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin resmi web sitesinde de, oldukça güzel hazırlanmış bir “Kültür ve Sanat Etkinlikleri” bölümü var. “Konser, tiyatro, sergi, sinema, toplantı/panel, festival, opera ve diğer” olmak üzere başlıklar halinde kent haberleri veriliyor. Bu başarılı derleme, İzmir’in tamamını kucaklayabiliyor mu pek anlayamadım ama emek verenleri kutlamak lâzım. İşin üzücü tarafı, etkinliklerin matematiği ile şehrimizin sınıfı geçmesi mümkün görünmüyor. Üstünkörü bir topladım, İzmir’in 1 aylık kültür ve sanat gündemi, bahsettiğim kentlerin 1 gecelik etkinlik sayısından çok daha az. (Fırsat bulabilirsem, önümüzdeki günlerde sayısal bir karşılaştırma da yapmaya çalışacağım). Yani, daha çok fırın ekmek yememiz gerekiyor. Hattâ bu istatistik zaafiyete, rahatlıkla spor etkinliklerini de ekleyebilirsiniz...
* * *
Bence asıl mesele bu da değil. Siz bu salonların herhangi birine, (vazgeçtim dünya prömiyerini ıskalamalarından) düzenli olarak kentin valisini ve/ya büyükşehir belediye başkanını getirebiliyor musunuz? Onu söyleyin... Şehrin kültür, sanat ve spor gündeminden kopuk yaşayan yerel yöneticiler (seçilmiş ya da atanmış fark etmez), o kentin vizyonuna katkıda bulunamazlar. Ve sadece bu sebeple (evet sadece bu sebeple) her yağmurda, kentin vitrininde bile karşıdan karşıya geçemezsiniz. Yani bir sahil kentinde, yağmur sularını 20 metre ilerideki denize kavuşturamamak, bir mühendislik değil “vizyon” sorunudur. Sanıyorum Sipahi ile de hemfikiriz.
Paylaş