Paylaş
“…Bilgisayarlarınızı çantanızdan çıkartın,
ayrı bir kutuya koyun…” Peki !
Kapıdan geçiyorsunuz, bir görevli başınıza dikiliyor;
“bilgisayarınızı çalıştırır mısınız ?” Neden ? “İşte öyle…”
Her seferinde soruyorum,
“…bunun manasız bir uygulama olduğunun,
bir amaca hizmet etmediğinin farkında mısınız ?
Cevap, “valiliğin emri böyle efendim…”
Geçenlerde dayanamadım söylendim; “Vali bey’e selam söyleyin” dedim.
“Ben bu bilgisayarın tuşuna bastığımda hep birlikte patlarsak ne olacak ?”
Şakacı bir görevli, “hepimizin ruhuna Fatihâ…” diye yanıtladı.
Lâf olsun diye iş yapmaya bayılıyoruz.
Elin teröristi, taksi bagajında cephanelik taşıyor.
Yetmiyor havalimanının içine kadar sokuyor; ortalığı kan gölüne çeviriyor…
Siz sokaktaki adamın bilgisayarıyla uğraşıyorsunuz.
Ha şöyle yaparsanız anlarım:
İsrail’de bile olmadığını tahmin ettiğim, bir “bomba imha odanız” vardır;
artık nasıl bir teknolojiyle tahkim edilmişse artık… (?!)
Bilgisayar sahiplerini o odaya sokarsınız tek başına; “bas kardeşim düğmeye” dersiniz.
Kendi başına, etrafına zarar vermeden patlar mı, çatlar mı, orasını bilemem ?
Ama orta yerde, “bas düğmesine…” demek,
“Anlamsız, göstermelik, ciddiyetten uzak, şark kafasının ucuz işi ve traji-komik !”
Hepimizi kahreden saldırıdan sonra, İzmir Adliyesi’nin otoparkına, sivil araç girişi yasak.
Peki… Hemen yanındaki boş alanlar yasak değil.
Cadde trafiğe açık; vızır vızır araç geçişi var.
Yol kenarlarına bir sürü araç park etmiş.
Olsun ! Otoparka, sadece “avukatlar” park edebilir araçlarını.
Beceremeyince, tek çözüm kalıyor elde; “yasak…”
“Anlamsız, göstermelik, ciddiyetten uzak, şark kafasının ucuz işi ve traji-komik oluyor !”
İzmir’de bazı AVM’lerin girişlerinde, otomobillerin bagajlarına bakmaya başladılar.
Hem de büyük bir ciddiyetle, tek tek.
Ve bunu, “özel bir güvenlik bölgesi” yaratmadan,
ikinci sınıf bir bariyerin önünde yapıyorlar.
Ellerinde bir tane dur/geç levhası, üstlerinde “fosforlu cevriye yelekleri”, ellerinde telsizleri…
Herkes de kuzu kuzu açıyor bagajını; yardımcı oluyor elbette…
Kötü senaryoyu düşünelim:
Sürücü aracın bagajını açtı. Uzandı, oraya istiflediği uzun namlulu silahı aldı
ve başladı güvenlik görevlilerini taramaya; arkasından da çevredekileri…
Bu resme müdahale edebilecek hiç kimse ve hiç bir düzenek yok bu girişlerde.
Ne refakatçi olarak “parmağı tetikte” bir koruma, ne kurşun geçirmez paravanlar vs.
O zaten “silahsız” olan görevliler, “figüran gibi” bekliyor kapılarda.
Yarın, bu savunmasız insanların başına bir şey gelirse,
geriye sadece, “3 ay önce evlenmişti / askerden yeni gelmişti / 2 yaşında bir oğlu vardı” şeklinde gazete manşetleri kalır; hep birlikte dövünürüz, ama faydası olmaz…
Yaptığınız iş, işe benzesin !
“Anlamsız, göstermelik, ciddiyetten uzak, şark kafasının ucuz işi ve traji-komik olmasın !”
Paylaş