Paylaş
Her şey Başbakan Erdoğan’ın 29 Ocak 2009’da Davos’ta İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres’e tüm dünyanın gözü önünde “Siz insan öldürmeyi çok iyi bilirsiniz” diyerek azarlamasıyla başladı.
2008 Aralık ayında Gazze’ye yönelik Dökme Kurşun adı verilen operasyonlarla binlerce insanı öldüren, plajdaki bebekleri bile uçaktan attığı bombalarla katleden İsrail’e One Minute çıkışından sonra Erdoğan artık İsrail dolayısıyla ABD yani küresel sistemin hedefindeydi.
İsrail Cumhurbaşkanı’nın katil diye azarlanmasının ne anlama geldiğini ve ne tür sonuçlar doğuracağını tüm dünya 7 Ekim 2023’te Gazze’de başlattığı soykırıma tepki gösterenlerin başlarına gelenlerle gördü.
OSLO GÖRÜŞMELERİ
Hakan Fidan’ın 2010 Ocak-Şubat ayında Başbakanlık Müsteşar Yardımcısı olarak dikkat çeken görevi Başbakan Erdoğan’ın emriyle PKK terör örgütünün silah bırakması için Oslo görüşmelerine katılması oldu.
4 Mart 2010 tarihinde PKK yöneticilerinden Adem Uzun, Oslo’da görüşme ses kayıtlarıyla birlikte Belçika istihbaratı tarafından Brüksel’de gözaltına alındı. Böylece Oslo görüşme kayıtları Batılı istihbarat örgütlerinin eline geçmiş oldu. Bu kayıtlar 7 Şubat 2012’de kumpas olarak geri dönecekti.
Hakan Fidan’ın 16 Nisan 2010’da MİT Müsteşar Yardımcılığı’na atanması Erdoğan’ı hedefe koyan İsrail ile ABD için bir fırsat yaratırken, FETÖ harekete geçti.
SELAM TEVHİD KUMPASI
12 Mayıs 2010’da, FETÖ’nün İstanbul Emniyeti’ndeki kilit ismi Terörle Mücadele Şube Müdürü Yurt Atayün imzasıyla yine FETÖ’cülerin hâkim olduğu İstanbul Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilen yazı ile bine yakın üst düzey bürokrat hakkında İran adına casusluk yapmak iddiasıyla Selam Tevhid Örgütü isimli gizli bir soruşturma başlatıldı. Kumpasa dahil edilen isimlerden birisi 24 Mayıs 2010 tarihinde MİT Müsteşarlığına atanan Hakan Fidan’dı.
31 Mayıs 2010’da İsrail’in Mavi Marmara gemisine saldırmasından sonra Hakan Fidan açıktan hedef alınmaya başlandı.
4 Haziran 2010 günü ABD’li Wall Street Journal Gazetesi’nde FETÖ elebaşının Mavi Marmara gemisinden dolayı Türkiye’ye karşı şu sözleri yayımlandı; “İsrail’in onayı olmadan hareket etmek, otoriteye başkaldırıdır.”
MOSSAD FİDAN’I HEDEF ALDI
Böylece İsrail Mossad, ABD yanında Türkiye’de kullandıkları terör örgütü FETÖ rahatsızlığını ortaya koymuş oldu.
7 Haziran 2010 günü İsrail’in Haaretz gazetesinde Mossad’ın Hakan Fidan’ın MİT Müsteşarı olmasından rahatsızlık duyduğunu açıkça yazdı.
1 Ağustos 2010 tarihinde saldırı açık hale büründü; İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak, Hakan Fidan’ın İran’a bilgi sızdırma ihtimalinden söz ederek güvenmediklerini açıkladı.
FETÖ 100 VEKİL İSTEDİ
FETÖ, Erdoğan iktidarına karşı ilk adımı 12 Haziran 2011 seçimlerinde 100 milletvekilliği isteyerek attı. Böylece siyasi olarak iktidarı düşürebilecekti.
Hatta, FETÖ’nün gazetesi TARAF’ın 7 Mart 2012 “ŞIK VE ŞENER AKP-CEMAAT KURBANI” sürmanşet haberine dayanak olan Wikileaks belgeleri arasında yer alan gölge CIA olarak bilinen Stratfor raporlarında; benim ve Ahmet Şık’ın, 100 milletvekili isteği kabul edilmeyen cemaat tarafından hükümeti zor durumda bırakmak amacıyla tutuklandığımız yazıyordu.
12 Haziran 2011 seçimlerinde AKP’nin %46.6 oyla birinci parti olarak seçilerek yeniden iktidar oldu. Sonrasında Erdoğan’ın, “Hedef bendim” dediği 7 Şubat 2012’de patlayacak MİT Müsteşarı ve yardımcılarını tutuklama girişimi bombasının fitili ateşlenecekti.
CHP’DEN SUÇ DUYURUSU
13 Eylül 2011’de, MİT yetkililerinin PKK üyeleri ile Oslo’da yaptığı bir görüşmeye ait ses kaydı internette yayınlandı. Düğmeye basılmış, içeride de hukuki süreç başlatılmıştı.
16 Eylül 2011 tarihinde Alp Kağan Polatkan, Gölbaşı Cumhuriyet Başsavcılığı’na ses kayıtlarına dair şikâyet dilekçesi verdi ve ifadesi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
19 Eylül 2011 tarihinde CHP Bolu Milletvekili Tanju Özcan, Bolu Cumhuriyet Başsavcılığı’na MİT görevlileri Hakan Fidan ve MİT Eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş hakkında şikâyet dilekçesi verdi. Bu dilekçe Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi.
ERDOĞAN’IN OFİSİNE BÖCEK
FETÖ diğer yandan da boş durmuyordu; 25-26 Kasım 2011 tarihinde FETÖ’cü Emniyet görevlileri, Başbakan Erdoğan’ın ofisine dinleme cihazları yerleştirdi.
28-29 Aralık 2011 tarihinde MİT, Başbakanlık ofislerindeki dinleme cihazlarını buldu. FETÖ’nün yargı ve Emniyet İstihbarat’taki kolu boş durmuyordu. Üst üste gözaltılar yaparken artık büyük hedefe yönelmişlerdi.
1 Şubat 2012 tarihinde MİT eski Müsteşarı Emre Taner ve Afet Güneş ile bazı MİT personelinin telefonlarının üç ay süre ile dinlenmesi kararı alındı.
3 Şubat 2012 tarihinde DTP Diyarbakır il binasında Hard Disk içinde Oslo görüşme kayıtları bulundu, 4-5 Şubat 2012 tarihlerinde İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından ses kayıtlarının çözümü yapıldı.
7 Şubat 2012 tarihinde FETÖ mensubu Cumhuriyet Savcısı Sadrettin Sarıkaya mesai bitimi olan saat 17.00’de MİT Müsteşarı Hakan Fidan ve yardımcıları, PKK/KCK terör örgütüne yardım yataklıktan ifadeye çağırdı.
Hakan Fidan ve yardımcılarının ifade günü ve saati özel olarak seçilmişti; Başbakan Erdoğan o gün, o saatte ameliyatta olacaktı. Ancak Erdoğan’ın bir ziyaret için gecikmesi üzerine oyun bozuldu. Hakan Fidan’ın durumu anlatması üzerine “ifadeye gidilmemesi” talimatı verdi ve MİT personeli güvenli bir eve nakledildi. Kumpasta en büyük rolü oynayan FETÖ’cü istihbaratçı Ali Fuat Yılmazer olmak üzere FETÖ’cüler çılgına döndü. Gözü dönmüş biçimde MİT’in İstanbul yerleşkesinin etrafını polis kordonuna alan FETÖ’cüler amaçlarına ulaşamadı. Ama FETÖ vazgeçmeyecekti, bunu 17/25 Aralık 2013, Ocak 2014’te MİT Tırlarının durdurulması, son olarak 15 Temmuz darbe girişimi izleyecekti.
Paylaş