İsrail’e ‘soykırım’ manifestosu

İsrail, 7 Ekim’den bu yana öyle bir soykırıma girişti ki; Amerika Birleşik Devletleri, İngiltere, Almanya, Fransa, İtalya başta bazı Avrupa ülke yönetimleri ile Batı medyası da suç ortağı haline geldi. Avrupa Birliği kurumları ve Batı ülke yöneticileri soykırım suçuna ortak olsa da, dünyanın her yerinde halk sokakta Gazzelilere uygulanan soykırıma tepki gösteriyor.

Haberin Devamı

İsrail’in soykırımı, uluslararası kanunların etkisizliğini ve Birleşmiş Milletler’in çaresizliğini ortaya çıkardı. Buna isyan eden Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Komiserliği New York Ofis Direktörü Craig Mokhiber, Gazze’deki soykırıma isyan etti; BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’e hitaben kaleme aldığı ve tarihe geçecek bir istifa mektubuyla görevini bıraktı.

İsrail’e ‘soykırım’ manifestosu

Ruanda’da Tutsilere, Bosna’da Müslümanlara yapılan soykırım olaylarını araştıran ve 30 yıldır insan hakları alanında görev yapan Mokhiber, dört sayfalık istifa mektubunda; İsrail’in Gazze’deki saldırısı için, “Bu, ders kitaplarına konu olacak nitelikte bir soykırım vakasıdır”diye yazdı. ABD başta Batı ülkelerini, medyayı, görev yaptığı BM’yi suçlayan Mokhiber, tüm dünyanın İsrail lobisi karşısında çaresiz kalışını şöyle anlattı;

“Sayın Yüksek Komiser;

Haberin Devamı

Bu, İnsan Hakları Yüksek Komiserliği New York Ofisi Direktörü olarak size gönderdiğim son resmi mesaj olacak.

Bu yazıyı, pek çok meslektaşımız da dahil olmak üzere dünya için büyük bir ıstırap anında yazıyorum. Bir kez daha gözlerimizin önünde bir soykırımın yaşandığını görüyoruz ve hizmet ettiğimiz Kurum, görünüşe göre bunu durdurmak için güçsüz kalıyor.

*

Tutsilere, Bosnanlı Müslümanlara, Ezidilere ve Rohingyalara yönelik soykırımlar işlenirken de ben bu kurumda çalışıyordum. Bu vakaların her birinde savunmasız sivil halklara karşı işlenen dehşetin tozu dumanı dindiğinde, kitlesel zulümlerin önlenmesi, savunmasızların korunması ve faillerin hesap verebilirliğinin sağlanması zorunluluklarını yerine getirme görevimizde başarısız olduğumuz acı verecek ölçüde aşikârdı. BM’nin tüm yaşamı boyunca Filistinlilere karşı ardı ardına cinayet ve zulüm dalgalarında da durum buydu.

Yüksek Komiser, bir kez daha başarısız oluyoruz.

‘DERS KİTAPLARINA GİRECEK SOYKIRIM’

Bu alanda otuz yılı aşkın deneyime sahip bir insan hakları avukatı olarak, soykırım kavramının sıklıkla siyasi istismara maruz kaldığını iyi bilirim. Ancak, onlarca yıldır sistematik zulüm ve [etnik] temizliğin devamında, kökleri etnik milliyetçi yerleşimci sömürgeci ideolojiye dayanan, tamamen Arap olma statülerine dayanan Filistin halkına yönelik mevcut toplu katliam, İsrail hükümet ve ordu liderlerinin açık niyet beyanlarıyla da birlikte şüpheye veya tartışmaya yer bırakmamaktadır.

Haberin Devamı

Gazze’de sivillere ait evler, okullar, kiliseler, camiler ve sağlık kurumları acımasızca saldırıya uğramakta ve binlerce sivil katledilmektedir. İşgal altındaki Kudüs’ün de bulunduğu Batı Şeria’da evlere el konulmakta, tamamen ırk temelinde yeniden tahsis edilmekte ve şiddetli yerleşimci katliamlarına İsrail askeri birlikleri eşlik etmektedir. Toprakların tamamında, Apartheid hüküm sürmektedir.

Bu, ders kitaplarına konu olacak nitelikte bir soykırım vakasıdır. Filistin’deki Avrupalı, etno-milliyetçi, yerleşimci sömürge projesi, Filistin’deki yerli Filistin yaşamının son kalıntılarının da hızla yok edilmesine doğru ilerlenen son aşamasına girmiştir.

Haberin Devamı

‘ABD, İNGİLTERE, AVRUPA SUÇ ORTAĞI’

Üstelik, Amerika Birleşik Devletleri, Birleşik Krallık ve Avrupa’nın büyük bir kısmının hükümetleri bu vahşi saldırının tümüyle suç ortaklığını yapmaktadır. Bu hükümetler Cenevre Sözleşmeleri’ne saygı gösterilmesini sağlamaya yönelik antlaşma yükümlülüklerini yerine getirmeyi reddetmekle kalmıyor, aynı zamanda saldırıyı aktif olarak silahlandırıyor, ekonomik ve istihbarat desteği sağlıyor ve İsrail’in zulmüne siyasi ve diplomatik bir kılıf uyduruyor.

MEDYA VE İSRAİL LOBİSİ

İsrail’e ‘soykırım’ manifestosu


Buna paralel olarak, giderek daha fazla ele geçirilen ve devlete bağlı hale gelen Batılı şirket medyası, soykırımı kolaylaştırmak için Filistinlileri sürekli olarak canavarlaştırarak ve ayrımcılığa, düşmanlığa ve şiddete teşvik teşkil eden savaş propagandası ve ulusal, ırksal veya dini nefret savunuculuğu yayınlayarak ICCPR’nin (Kişisel ve Siyasal Haklar Uluslararası Sözleşmesi) 20. Maddesi’ni açıkça ihlal etmektedir. ABD merkezli sosyal medya şirketleri, İsrail yanlısı propagandayı güçlendirirken insan hakları savunucularının seslerini bastırıyor.

Haberin Devamı

İsrail lobisinin internet trolleri ve hükümet tarafından oluşturulan sivil toplum örgütleri (GONGOS) insan hakları savunucularını taciz ediyor ve karalıyor; Batılı üniversiteler ve işverenler de zulme karşı konuşmaya cesaret edenleri cezalandırmak için onlarla işbirliği yapıyor.

Bu soykırımın ardından, tıpkı Ruanda’da Milles Collines radyosunun hesap vermesi gibi, bu aktörlerden de hesap sorulması gerekir.”

İsrail tüm tepkilere rağmen soykırıma devam ediyor. Batılı ülkeler Yahudi sermayesi, İsrail lobisi çıkarlarına hizmet etse de insanlığın vicdanı hepsini yargılayacak. Türkiye, İsrail’in işlediği suçların dosyasını tutuyor. Ve bu istifa mektubu gün gelip İsrail ve suç ortakları yargılanırken o dosyanın en önemli belgesi olacak.

Yazarın Tüm Yazıları