Paylaş
Son yazımda konunun detaylarını yazmıştım. Bugün ise araştırma yaparken benim için de bir ilk olan ve beni gülümseten cevabı sizlerle paylaşmak istiyorum.
Hava Kuvvetleri’ndeki FETÖ’cülerin 2011’de sahte ihbarla “disiplin kurulu kararı” ile resen emekliye ayırdığı Gezeravcı, 2012’de ayrıldığı görevine çetin bir hukuki mücadele sonucunda, 8 yıl sonra 2020’de geri dönebildi.
FETÖ’CÜLER İFTİRAYA BAŞLADI
O uzay görevine çıkarken, ona bu mağduriyeti yaşatan firari FETÖ’cüler kolları sıvadı ve yeni bir algı operasyonuna giriştiler. Başı da Gezeravcı’nın Hava Kuvvetleri’ne geri dönmek için başvurusunu reddeden Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’nin FETÖ’cü üyesi firari Cemil Çelik, firari FETÖ’cü Adem Yavuz Arslan, mahrem imamlık da yapan firari Tarık Toros gibi isimler çekti. Gezeravcı uzayda Türkiye’yi temsil edip araştırmalar yaparken hakkını savunmak biz dünyada olanlara düştü.
Alper Gezeravcı’nın uzaya gidişi bir ilk olarak tarihe geçerken ben de gazetecilik hayatımda da bir başka ilki yaşadım.
Avukatı Sayın İlter Aksoylu ile irtibata geçip Alper Gezeravcı’nın açtığı davalarla ilgili bilgi talebinde bulundum. Müvekkili Alper Gezeravcı’nın yaşadıkları ile ilgili olarak basına yansıyan olaylar hakkında kısaca sözlü açıklama yaparken, açtığı davalarla ilgili belge paylaşma talebimi ise kabul etmedi. Yazılı olarak gönderdiği mesajda şunları yazdı: “Maksadınız Alper Gezeravcı’ya karşı yürütülen kara propagandaya cevap vermek olsa da hatta bunu ben de istesem dahi Alper’in bilgisi ve rızası dışında kişisel verilerini, yargılama safahatını paylaşmam mümkün değil. Avukat olarak müvekkilimin iradesi olmadan onun bilgilerini kimseyle paylaşamam. Kendisi dünyaya dönsün talebinizi iletirim...”
İlk kez bir astronotumuz uzaya gitmiş ve benim onun başından geçenleri ayrıntıları ile yazmak için dünyaya dönmesini beklemem gerekiyordu.
O DA FETÖ MAĞDURU
Böylece Türkiye’nin uzay yolculuğu tarihi yanında ben de bir ilk ile karşı karşıya kaldım. Türkiye’nin uzay yolculuğunun bir parçası olan ve gülümsememe sebep olan bu cevabı, İlter Aksoylu’nun da hoşgörüsüne sığınarak tarihe not düşmek adına köşemde paylaşmak istedim.
Bir başka amacım da Fetullahçı Terör Örgütü’nün Türk milletine yaptığı kötülükleri hatırlatmak.
Küçük bir araştırmadan sonra Avukat İlter Aksoylu’nun da FETÖ kumpası ile karşı karşıya öğrendim. FETÖ’cülerin kurguladığı İzmir Casusluk Davası’na adı karışan Aksoylu, kumpas operasyonunun FETÖ’cü savcısı Zafer Kılınç’ın yargılandığı davaya katılarak şunları söylemiş: “Ben de hâkim albayken fişlendim. Ben ve 100’den fazla hâkim, örgütün amaçları doğrultusunda İzmir casusluk kumpasına konularak itibarsızlaştırılmamız ve tasfiyemiz amaçlanmıştır. Tam 65 askeri hâkim terör örgütü üyesi olarak fişlendi. Sanık, örgütün etkili ve önemli bir elemanıdır. Kamudan tasfiyesi istenenlerin fişlemelerini olduğu gibi dosyaya koymuş, bunu bilerek yapmıştır. Bilmemesi mümkün değildir. 319 subayın hepsinin bir uçkur uğruna devletin sırlarını Yunanistan’a satabileceğine inanması mümkün değildir. İnanıyorsa aklını peynir ekmekle yemiştir. O kadar da rahat davranıyor ki, bunun hesabını verecek.”
FETÖ’NÜN KUMPASLA TASFİYESİ
Anlayacağınız nereye elimizi atsak bir FETÖ kumpası ile karşı karşıya kalıyoruz. Asıl unutmamamız gereken de bu...
Hatırlanacağı gibi FETÖ’cüler 2007’de Ergenekon, 2009 Balyoz kumpasları ile birlikte Türk Silahlı Kuvvetleri’nde hedef aldıkları subayları tutuklamaya başladılar.
Bunları Poyrazköy, Amirallere Suikast, Kafes Eylem Planı, ÇYDD/ÇEV gibi operasyonlar izledi. Askeri okullarda kendilerinden olmayan 3 bin dolayındaki askeri öğrenciyi uyguladıkları “şok mangaları”, işkence ve tehditlerle istifaya zorlayan FETÖ’cüler, 2010’dan itibaren İzmir ve İstanbul Askeri Casusluk kumpasları ile binlerce sivil bürokrat yanında binlerce subayı da TSK’den ihraç ettiler.
O FETÖ’CÜLER ŞİMDİ NEREDE
FETÖ’nün kumpas operasyonları dışında, TSK’da kendilerinden olmayanlara yönelik operasyonlardan birisini de “disiplin kurulu kararı” oluşturdu.
FETÖ’cüler Kara, Hava ve Deniz Kuvvetleri’nde kendilerinden olmayan birlerce kişiyi sahte ihbar ve görüntüler yanında özel hayatları ile tehdit ederek Türk Silahlı Kuvvetleri’nden uzaklaştırdılar.
Herhangi bir mahkeme kararına dayanmadan “Disiplin Kurulu Kararı” ile kumpas en çok Hava ve Kara Kuvvetleri’nde uygulandı. Mağdur TSK personeli bu kararlara karşı Askeri Yüksek İdare Mahkemesi’ne başvursalar da buralarda çöreklenmiş FETÖ’cü yargı mensupları, haksız biçimde çıkarıldıkları göreve iade taleplerini de reddettiler. Bir kısmı 15 Temmuz 2016 darbe girişimi sonrası görevlerine dönebildi.
Şimdi asıl soru şu; FETÖ’nün disiplin kurulu kararları üzerinden kurduğu kumpaslarda rol alanlar hakkında ne gibi işlem yapıldı? Bu kurullarda görev alıp halen TSK içinde görev yapanlar var mı?
Ayrıca bu yolla mağdur edilenlerin hakları iade edildi mi?
Paylaş