Nedim Şener

Kendi yolsuzluğu üzerinden deprem konut hesabı yapan utanmazlık

25 Nisan 2025
Bilim insanları 1999 yılından beri olası İstanbul depremine karşı her türlü uyarıyı, böyle bir durumun Türkiye için milli güvenlik sorunu anlamına geldiği konusunda çeşitli uyarılarda bulundu.

23 Nisan 2025 günü ise kadim İstanbul şehri, üzerinde yaşayanlara 6.2’lik deprem ile neler yaşanabileceğine dair adeta uyarıda bulundu.

Kısa süren ve can kaybı olmayan, maddi hasar gerçekleşmeyen bu sarsıntı hepimize bir “deprem tatbikatı” yaşattı, depreme karşı hazırlığımızın ne olduğunu, eksiklerimizi ortaya koydu.

Ulaşımın kilitlendiği, haberleşme sistemlerinin çöktüğü bu “deprem tatbikatı” karşısında İstanbulluların ne kadar hazır olduğunu ya da hazır olmadığını da gösterdi. Hala yenilenmeyi bekleyen konutlar yanında deprem sırasında ailesiyle sokaklara fırlayan İstanbulluların böyle bir felakete hazırlıksız olduğunu da gördük. Bu durumdan gerek hükümet gerek belediyeler gerekse halk olarak çıkarmamız gereken dersler var.

SİYASETE ALET ETTİLER

İstanbul’a ve Türkiye’ye geçmiş olsun ama iç siyasi çekişmelere girişmeden deprem konusunda alınması gereken tedbirlerin hayata geçirilmesi çok önemli. Her ne kadar siyasi çekişmelere alet edilmemesi gerektiğini söylesek de rüşvet ve yolsuzluktan tutuklanan Ekrem İmamoğlu ile ona bağlı kişiler, sosyal medya trol ordusu, CHP’li bazı isimler depremi bile kendileri için fırsata çevirmeye çalıştılar; “İstanbul’da 6.2 büyüklüğünde deprem oldu, belediye başkanı tutuklu” mesajlarıyla sosyal medyada kampanyaya giriştiler.

İstanbulluların 6.2’lik depremle travmasının tetiklendiği böyle bir günde konuyu siyasete değinmeden yazmak isterdim ama İmamoğlu ve yandaşlarının yüzsüzlüğü buna imkân vermiyor.

Yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklanan ve 2019’dan itibaren aklı fikri kendi deyimiyle sadece “6 yıldır yürüttüğü Cumhurbaşkanı adaylığı kampanyasında” olan, depreme karşı önlem için kılını kıpırdatmayan İmamoğlu, dün sosyal medyasından, normal bir insanı utancından yerin dibine sokacak şu kan dondurucu mesajı paylaşmış;

Yazının Devamını Oku

Bana ‘yazma’ diyenler İmamoğlu ve adamlarına ‘çalma’ deseydi

23 Nisan 2025
EKREM İmamoğlu ve adamlarının İBB’deki yolsuzlukları ortaya çıktıkça destekçileri ve özellikle bir kısım CHP’liler bu rezaletlerin yazılmasından ciddi biçimde rahatsız oluyorlar. Sanırsınız ki İstanbullu’nun çalınan paralarından pay alıyorlar, rüşvet olarak verilen villalarda ya da en azından Murat Ongun gibi Acarkent’te 300 bin TL’ye kirada oturuyorlar.

İBB’deki yolsuzluklardan nemalanan, varlığını buna borcu olan sosyal medyada trolleri ya da yolsuzluktan payına sadece yolsuzluk yapanları savunmak olan, vicdan terazisi şaşmış İmamoğlu destekçilerini bir tarafa bırakırsak özellikle benim bu konuyu takip etmemden rahatsız olan üç önemli örneğin üzerinde durmak istiyorum. İmamoğlu ve adamlarının yolsuzluklarını takip etmemden rahatsızlığını açık biçimde dile getiren ilk kişilerden birisi CHP’li Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan oldu. CHP’nin 21. Olağanüstü Kurultayı’nı çalışmak yerine 5 Nisan 2025 günü sosyal medyadan şu mesajı paylaştı:

“Sevgili hemşerim @nedimsener2010, inan çok üzülüyorum...Bizim çok sevdiğimiz ve değer verdiğimiz Nedim Şener gibi ol lütfen... Öfke patlaman var, bence aklınla değil sadece duygularınla hareket ediyorsun! Lütfen sakin ol!”

İmamoğlu’nun, Kılıçdaroğlu’nu “hançerlemek” için CHP Genel Başkanı yapmak amacıyla çıktığı yolda en büyük destekçisi olan Tanju Özcan bu amaçla Bolu’dan Ankara’ya yürüyüş yapmış, sonunda da Genel Merkez’in önünde otobüsün üzerinden partinin genel başkanına koltuk fırlatmıştı. “Koltuk atan Tanju” lakabını hak eden Özcan’a ertesi gün “Bana ‘yazma’ diyeceğine onlara ‘çalma’ deseydin... Kılıçdaroğlu’na koltuk fırlatan @tanjuozcanchp, bana ‘gerçekleri yazma’ diyeceğine beraber yol yürüdüklerine ‘çalma’ deseydi daha iyi olurdu” cevabını verdim. Tanju Özcan’ı anlarım, siyasetçidir, İmamoğlu ile aynı parti üyesidir, sevebilir, siyasi ve farklı menfaat ilişkisi olabilir.

CUMHURİYET’TEN KANSU’NUN YAZISI

Ama Cumhuriyet gazetesinden yılların köşe yazarı Işık Kansu’nun, Akbil yolsuzluğu ile ilgili iddiaları geniş biçimde yer veren kendi gazetesinden değil de benim imzamı taşıyan Milliyet’te 19 Aralık 2000 tarihli haberime 25 yıl sonra yer vermesi kendi adıma gurur, onun adına utançtı.

Kendi adıma gurur dememin sebebi, 25 yıl önce yazdığım haberde o günkü maddi gerçekleri yazmış olmamdı. Tıpkı bugün Ekrem İmamoğlu’nun diploma usulsüzlüğünü, Beylikdüzü’nden başlayarak İBB’yi saran yolsuzluk ve rüşvet iddialarını yazmam gibi.

Kansu’nun “Buharlaşan 2.5 Trilyon Dosyası” başlıklı 19 Nisan 2025 tarihli yazısı şu cümlelerle başlıyordu: “Haber, 2000 Aralık ayında Milliyet gazetesinde manşetten yayımlanmış.

“Akbil’de 2.5 trilyon buharlaştı” başlığını taşıyor. Haber şöyle:

Yazının Devamını Oku

Ekrem İmamoğlu’na villa rüşvet itirafı... İşadamlarından ruhsat karşılığı Hasan İmamoğlu’na 3 daire

21 Nisan 2025
İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tanık, müşteki ve etkin pişmanlıktan yararlanan şüphelilerin 70’i aşan ifadeleri, İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediyesi Başkanlığı sırasında kurduğu, 2019’dan itibaren İBB’ye taşıdığı, ardından da ilçeler dahil İstanbul geneline yaygınlaştırdığı yolsuzluk çarkının ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.

Operasyonda adı geçen işadamı Ali Kameroğlu ile Beyaz İnşaat’ın sahiplerinden Muzaffer Beyaz itirafları bunun örneklerinden.

Beylikdüzü’nde yapı denetim, inşaat, ruhsat ve iskan işlemlerinin İmamoğlu’nun şirketlerinde bir dönem sıvacı olarak çalışan, 2014’te İmamoğlu Beylikdüzü Belediye Başkanı olduktan sonra müteahite dönüşen “kasası” Adem Soytekin’i artık Türkiye tanıyor.

Soruşturmada “müşteki-şüpheli” olan Uğur Güngör, Gül İnşaat ile ortak projede ruhsat işlemleri ve iskan alınabilmesi için 2 daire parası 6 milyon TL ile 13 adet bağımsız bölümün Ekrem İmamoğlu’nun eski ortağı olan Adem Soytekin’in sahibi olduğu Asoy İnşaat A.Ş. firmasına devrettiğini söyledi.

Uğur Güngör, rüşvet görüşmesine Zafer Gül’ün aracılık ettiğini, kendisinin başta kabul etmemesine rağmen Ali Gül ve Zafer Gül’ün baskıları nedeniyle kabul etmek durumunda kaldığını, daire paralarını Zafer Gül aracılığı ile Fatih Keleş’e gönderdiğini, toplamda 13 adet daireyi ise Murat Çalık’ın yönlendirmesiyle Asoy İnşaat’a devir ettiğini anlattı. Zafer Gül de Etkin Pişmanlık’tan yararlanarak ortağı Güngör’ün anlattıklarını doğruladı. Tapuda satış olarak gösterilen devirlerin karşılığında herhangi bir ödeme yapılmadığı da MASAK raporlarıyla tespit edildi.

BEYAZ İNŞAAT’TAN HASAN İMAMOĞLU’NA

Bakırköy’deki projesi için İmamoğlu’nun “kasası” Ertan Yıldız aracılığıyla 2023 yılında kendisinden 3 milyon dolar rüşvet istendiğini anlatan Beyaz İnşaat’ın sahiplerinden Muzaffer Beyaz, “müşteki-şüpheli” sıfatıyla verdiği ifadesinde Beylikdüzü’ndeki West Side projesi iskanı için Ekrem İmamoğlu’nun kasası Adem Soytekin’e 7 dükkân, 5 daire, babası Hasan İmamoğlu’na 3 daire, kasası Murat Çalık’a da 3 daireyi devrettiğini, göstermelik olarak hesabına yatırılan paraları da bu kişilere göre verdiğini şöyle anlattı:

“Beylikdüzü’nde o dönem Yapı Denetim işlerini Murat Çalık ve Adem Soytekin yönetirdi. Yapı denetim firmalarının tamamına yakını Adem Soytekin’in kontrolündeydi. Bildiğim firmaların ismini dosyaya daha sonra sunacağım. West Side isimli projeye 2014 yılında başladık, 2019 yılında iskanı aldık.  Bu projenin iskanını Adem Soytekin halletti. Adem’e kaba inşaat yapımından dolayı yüklü miktarda nakit ödeme yaptık. Bu ödemeler firmaların kurmuş olduğu ortaklık üzerinden yapıldı. Kayıtlarda da dosyaya sunacağım. Kalan ödeme, iskan işlerini halletmesi için Adem’e 7 dükkân, 5 daire verdik. Ayrıca bu projede 3 daireyi de Hasan İmamoğlu üzerine yaptık. Mehmet Murat Çalık bina ruhsatı için 3 tane daireyi bu şekilde devretmemizi istedi. Ancak devir işlemlerinde sonradan sorun yaşamamak için hesabımı göstermelik olarak para gönderdiler. Daha sonra bu para proje yöneticileriyle kendilerine iade edildi.”

Yazının Devamını Oku

Pavyonda delege pazarı

18 Nisan 2025
Böyle bir başlıkla yazı kaleme aldığım için CHP’nin şerefli üyelerini ve seçmenlerini üzeceğimi biliyorum.

Ben de onlar kadar üzüntülüyüm. Ancak onlardan asıl özür dilemesi gereken eski CHP İstanbul İl Başkanı Cemal Canpolat’ın deyimiyle “delege pazarı” kurarak şaibeli bir kurultayla CHP Genel Başkanı olan Özgür Özel yönetimi olmalı.

Hatırlanacağı gibi CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 4 Eylül 2024 günü Sivas Kongresi’nin yıldönümünde, partinin ilk kurultayının milli bağımsızlık yolunda atılan en önemli adımının Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün başkanlık yaptığı Sivas Kongresi olduğunu şu sözlerle ifade etmişti; “Partimizin kurulduktan sonra, yani 9 Eylül 1923’te kuruluş dilekçesini verdikten sonra ilk kongresini, o günkü adıyla kongre, Ekim 1927’de gerçekleştirdi. O gün kongrenin açılışında Cumhuriyet Halk Fırkası’nın ilk kongresinin anonsu yapılmıştı. Ancak Atatürk ilk kurultayımızı Sivas Kongresi olarak tanımlamış. Sivas Kongresi’nin partimizi doğurduğunu açıkça ifade etmiştir. Sivas Kongresi bizim ilk kurultayımızdır.”

CHP’nin 38’inci Olağan Kurultay’ı ise 4-5 Kasım 2023 günü Ankara’da yapıldı. Partinin Kemal Kılıçdaroğlu dönemi dahil tüm kurultaylarında en fazla “hizipçilik” tartışması yaşanmıştır. Ancak yolsuzluk ve rüşvetten tutuklanan Ekrem İmamoğlu’nun, kaybedilen 2023 seçimlerinin ertesi günü “Değişim” konulu videoyla CHP’de artık hançerleme, ihanet, para, delege pazarı konuşulmaya başlandı. İmamoğlu, 2019’da İBB Başkanı seçildikten sonra tek amacı Cumhurbaşkanı adayı olmak için kaynağı yolsuzluk ve rüşvet olan para gücü ile delegeleri belirleyip, ilk kongrelerini ve ardından kurultayda CHP yönetiminde tam söz sahibi olmaktı. Bunun için Kemal Kılıçdaroğlu’nun son TBMM Grup konuşmasında gözyaşlarına boğulan hatta kaybedilen seçim sonrası “Partimizde Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyen yok. İstifasını isteyenlerin altını kazıyın aktrol çıkar” diyen Özgür Özel ve Kılıçdaroğlu’nun en yakınındaki isimleri kullandı. Özel, adeta İmamoğlu’nun Kılıçdaroğlu’nun sırtına sapladığı hançer oldu. Şaibe, para, delege pazarı tartışmaları gölgesinde yapılan kurultayda Özel, CHP Genel Başkanı oldu.

İMAMOĞLU’NUN ‘DEĞİŞİM’ DEDİĞİ PAVYONDA DELEGE AVI

Bu konuda Ankara Cumhuriyet Savcılığı’nın yürüttüğü soruşturma ise rezilliği ortalığa saçtı. Bizzat CHP delegelerinin savcılığa verdiği ifade ve paylaştıkları ses kayıtları ve videolar kurultayda nasıl paraların verildiğini, Özgür Özel’in desteklenmesi karşılığı delegelere rüşvet olarak meclis üyelikleri ve kendileri ile yakınlarına belediyelerde iş verildiğini ortaya koydu. 124 delegenin yakınlarının işe yerleştirildiği tespit edildi. Ama hiçbirisi Erzurum delegesi Yusuf Göğerkaya’nın 14 Nisan 2024 günü savcılığa verdiği ifadesindeki gibi çirkin değildi. Göğerkaya, kurultay için Ankara’ya gittiklerinde Erzurum İl Başkanı Sertcan Eş’in pavyonda eğlendikten sonra Özgür Özel’in desteklenmesi karşılığında 1000-1.500 dolar verdiğini şöyle anlattı;

“Erzurum delegeleri olarak sekiz kişi Kemal Kılıçdaroğlu, dört kişi de Özgür Özel’i destekleyeceğini söylemişti. Arkadaşım Yunus Siner bana İl Başkanımız Sertcan Eş’in kurultaydan birkaç gün önce İstanbul’da bazı görüşmeler yaptığını söyledi. Başkan İstanbul dönüşü bu kez Özgür Özel ile görüşüp resim paylaştı. Özgür Özel’e desteğini belirtti. Biz bu duruma Erzurum delegeleri olarak tepki gösterdik. Ankara’ya geldiğimizde kurultaydan önceki gün Erzurum’un sekiz delegesi olarak Kemal Kılıçdaroğlu ile görüşüp resim paylaştık, kendisine olan desteğimizi beyan ettik. Genel merkezden çıkınca ben yanımdaki delege arkadaşımla ‘İl başkanı ile görüşelim’ diye teklif ettim, dört arkadaşım kabul etmedi, ben de yanıma diğer 3 arkadaşımı alarak Sertcan Eş’in olduğu otele gittik, orada kendisiyle görüştük devamında biz de o otele yerleştik. Kurultaydan bir gün önce Balıkhan Restaurant’daki yemeğe parti milletvekilleri tarafından davet edildik. İl başkanımız ile birlikte Balıkhan’a gittik, yemeğimizi yiyerek sohbet ettik. Bu sırada yanımıza il başkanı Sertcan Eş ile delegeler Yüksel Atabay, Şahin, Ekrem Ekmekçi, Erturan Alagöz, Abdulkadir, Recep Eren, Bayram, Yunus Siner, Üstüner Kocaoğlu olduğu halde yemek yiyerek sohbet ettik. Yemek çıkışı ben, Sertcan Eş, Erturan Alagöz ve Abdülkadir olduğu halde Ankara’da bir pavyona gittik, ancak adını ve yerini tam hatırlamıyorum. Pavyonda oturup içtik alkol alıp eğlendik.

1000-1500 DOLARA OY DEĞİŞMİŞ!

İlerleyen saatlerde geceleyin 02.00 civarında Sertcan Eş bizi pavyonun dışında kapı girişine davet etti. Orada bize hitaben ‘Benim sizin imzalarınızı alıp bir yere göndermem lazım’ dedi ve cebinden para çıkardı. Bana 1.000 dolar para uzattı. Ben bu parayı delil olarak ileride kullanmak amacıyla aldım. Bu parayı hiç kullanmadım. Amacım ilerde olabilecek bir şikâyet ortamında dile getirmek ve delil olarak açıklamaktı. Arkadaşım Erturan Alagöz e 1.500 dolar teklif etti ve parayı alıp cebine koydu. Abdülkadir ise 1.000 dolar teklif etti. Ancak Abdülkadir bu parayı kabul etmeyip, ortamı terk edip Kılıçdaroğlu›nun ekibinin olduğu tarafa gitti. Daha sonra pavyondan çıkıp otele geldik. Daha sonra Sertcan Eş’in gösterdiği evrakları imzaladık. Biz evrakları imzaladıktan yaklaşık 20 dakika sonra Şaban Sevinç isimli gazeteci kendi Twitter hesabından bizim imzalayıp Sertcan Eş’e verdiğimiz evrakı aynen paylaştı... Sertcan Eş, kurultay sırasında Özgür Özel lehine oy kullanmamızı ve oy pusulasında Özgür Özel’e işaretli olarak fotoğraf çekip oy pusulasının fotoğrafını kendisine göndermemizi biz delegelerden istedi. Ben de kurultay günü Özgür Özel lehine oyumu kullandım, fotoğrafımı kendi cep telefonuyla çektim ve Sertcan Eş’e WhatsApp üzerinden gönderdim. Diğer delegelerimiz de aynen böyle yaptı.”

Yazının Devamını Oku

Bakırköy’de milyon dolarlık rüşvetler: 3 milyon dolar istediler vermeyince 10 katı 6’ya düşürdüler

16 Nisan 2025
İBB’deki yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda; tanık, müşteki ve etkin pişmanlıktan yararlanan şüphelilerin ifadeleri İmamoğlu’nun Beylikdüzü Belediyesi Başkanlığı sırasında kurduğu, 2019’dan itibaren İBB’ye taşıdığı, ardından da ilçeler dahil İstanbul geneline yaygınlaştırdığı yolsuzluk çarkının ne kadar büyük olduğunu ortaya koyuyor.

Ekrem İmamoğlu’nun arası açık olan Bülent Kerimoğlu’nun yerine babası Hasan İmamoğlu’nun AK Parti’den milletvekili adayı olan doktoru Dr. Cem Ovalıoğlu’nun eşi Dr. Ayşegül Ovalıoğlu’nun Bakırköy Belediye Başkanı yapılmasıyla İBB etrafındaki yolsuzluk çarkı Bakırköy’ü de içine aldı.

KAFA KOPARAN ERTAN YILDIZ

İddialara göre, İmamoğlu’nun kasası Ertan Yıldız Bakırköy Belediye Meclis üyesi olarak adeta “kafa koparan” lakaplı Fatih Keleş gibi ruhsatlar üzerinden tahsilata girişti.

Hatırlanacağı gibi Bakırköy’deki Capacity AVM sahiplerinin savcılık dosyasına giren ifadesine göre, Ekrem İmamoğlu’nun kasası olan İBB Meclisi İştirakler ve Bağlı Kuruluşlar Komisyonu Başkanı ve Bakırköy Belediye Meclis üyesi Ertan Yıldız ile 19 Mart 2025’te gözaltına alınan Süleyman Atik tehditle 5 milyon Euro rüşvet talep etti.

Atik, “15 yıldır burada yeterince kazandınız. Bize 5 milyon Euro verin, aksi takdirde AVM’nin depreme dayanıksız olduğuna dair belediye encümeni kararı aldırırız” tehdidinde bulundu. Ertan Yıldız’ın Capacity AVM’nin sahibini ‘Geleceğin cumhurbaşkanı ile kötü olmak mı istiyorsunuz?’ şeklinde tehdit ettiği ifadelere yansıdı. AVM sahipleri, 5 milyon Euro rüşveti ödemeyince ‘depreme dayanıksız’ raporu çıkartılarak Bakırköy Belediyesi üzerinden 197 milyon lira ceza kesildi.

RÜŞVET DİYE KREŞ İSTEDİLER

Soruşturmada adı geçen isimlerden Beyaz İnşaat’ın sahiplerinden

Yazının Devamını Oku

İngilizlere yalvarmanın sırrı büyükelçi ile balıkçı kaçamağında gizli

14 Nisan 2025
EKREM İmamoğlu’nun yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasından tutuklanmasıyla CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yabancı medyaya Türkiye’yi şikâyet ederken, nedense İngilizler’den yalvarırcasına yardım istiyor.

Herkes Özel’in yarattığı tablonun tuhaflığının farkında olmasına rağmen, onun İngiliz medyasının önünde bir tek ağlamadığı kaldı.

Yaptığı Özgür Özel’in kişiliğine uygun. Ama emperyalistlere diz çöktürerek bağımsızlığı kazanmış Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilk genel başkanı olduğu, Türkiye’nin ana muhalefet partisi CHP’nin Genel Başkanı’na yakışmıyor.

İngiliz BBC kanalına röportajında, İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası açıklama yapmayan İngiltere Başbakanı Starmer’ı da hedef alarak şunları söyledi: “Nasıl bir gerekçesi var, nasıl bir sebebi var? Bütün Avrupa tepki gösteriyorken, İngiliz İşçi Partisi’nin, Starmer’ın bu konuda herhangi bir şey söylememesini gerçekten anlayamıyoruz. Terk edilmişlik hissediyoruz. İstanbul’un Büyükşehir Belediye Başkanı’nı alıp hapse koyuyorlar ve İngiltere buna ses çıkarmıyor. Demokrasinin beşiği İngiltere ve bizim kardeş partimiz İşçi Partisi buna nasıl sessiz kalabiliyor? Gerçekten kırgınız.”

“KAYBEDEN STARMER OLDU”

Bu sözler Özgür Özel’in dil sürçmesi olarak görülebilirdi belki ama yine bir İngiliz gazetesi olan The Guardian’a verdiği röportaj, adeta Türkiye’yi şikâyetin ötesine geçerek, İngiliz Başbakanı Starmer’ı da suçlamaya varan “taammüden saçmalamaya” dönüştü.

İşçi Partisi ile CHP’nin kardeş parti olduğuna dikkat çeken Özel, Starmer ve İşçi Partisi yönetiminin İmamoğlu’nun tutuklanmasını görmezden gelerek hayal kırıklığı yarattığını söyledi: “Bunu Türkiye’nin iç meselesi gibi görerek tarihi bir hata yapıyorlar. Starmer’ın yaklaşımı gelecekte açıklanamayacak türden. Şu mesajı göndermek istiyorum; tüm bunlar bittiğinde, düşmanlarımızın olumsuz yorumlarını ve gürültülerini değil dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız. Sadece benim gözümde değil tüm dünyadaki demokratik güçlerin gözünde bu sürecin kaybedeni Türkiye’de Erdoğan, uluslararası düzeyde Starmer oldu.”

TSK’YI KOZ 

Yazının Devamını Oku

Ekrem İmamoğlu ve Murat Ongun’un İstanbul Boğazı merakı

11 Nisan 2025
Ekrem İmamoğlu, 2019’da İBB Başkanı seçildikten sonra ilk icraatı Rumelihisarı’nda 9 dönüm arazi üzerine 1920’lı yıllarda inşa edilen, uzun yıllar “Amerikan Heyeti Binası” olarak kullanılan ve 1995 yılında Marmara Üniversitesi’ne eğitim amacıyla tahsis edilen taş binayı kendisine lojman olarak tahsis etmesi oldu.

1980’li yıllardan beri İBB’ye tahsis edilmiş olan üç katlı taş bina, Recep Tayyip Erdoğan’ın İBB Başkanlığı döneminde Marmara Üniversitesi’nin kullanımına verilirken sonraki yıllarda da İBB Başkanlığı yapanlardan kimsenin aklına lojman olarak kullanmak gelmemişti. Eminim birçok kişi İBB’nin Rumelihisarı’ndaki bu binanın sahibi olduğunu da bilmiyordur.

Ancak İmamoğlu’nun İBB Başkanı olduktan hemen sonra aklına, Rumelihisarı sırtlarındaki eğitim yapılan 100 yıllık binayı boşaltıp İBB bütçesinden milyonlarca lira harcama ile kendisi için lojmana çevirmek geldi. İmamoğlu, kendi deyimleriyle “Başkanlık Çalışma Ofisi ve Yaşam Ofisi” ilan ettiği tarihi binanın yenilenmesi için İBB bütçesinden 30 milyon TL harcama yaptı. Ailesini de oraya taşıdı.

İmamoğlu’nun İstanbul Boğazı merakı bununla sınırlı kalmadı; Emirgan’da 1.5 milyar lira değer biçilen üzerinde üç villa binasının bulunduğu gayrimenkulü, milyarlarca liralık ihaleler verdiği, “kasası” diye tabir edilen müteahhit Ali Nuhoğlu’nun Güllüce Tarım isimli şirketinin ortağı olduğu İmamoğlu İnşaat tarafından sadece 15 milyon TL’ye satın alınması yoluyla devraldı. Bu da yetmedi, villaların çevresi boş kalsın diye hemen yanındaki arsayı da İBB bütçesinden 156 milyon TL’ye kamulaştırdı.

İmamoğlu bunu yaparken, yıllardır en yakınında olan isimlerden ve İBB’deki birçok yolsuzluklarda, gazeteciler ve sosyal medyadaki trol ağı üzerinden algı ve linç operasyonlarında adı geçen sağ kolu Murat Ongun’un da İstanbul Boğazı’nın Anadolu Yakasında ancak çok zenginlerin oturabildiği Acarkent villalarına taşındığı ortaya çıktı. Daha önce Etiler Ulus’ta lüks bir konutta yaşayan Murat Ongun’un, 2024 yılı nisan ayında Acarkent’te dört katlı lüks bir villaya taşındığını da İBB’ye yapılan yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda öğrendik.

Elbette herkesin aklına, aylık kazancının 350 bin TL olduğunu söyleyen Murat Ongun’un aylık kirası 300 bin TL, aidatı 60 bin TL olan Türkiye’de sayılı zenginlerin oturduğu Acarkent’te nasıl oturabildiği sorusu geldi.

Murat Ongun cezaevinde olmasına rağmen her zamanki gibi medya üzerinden bir algı operasyonuna girişti. Sözcü gazetesine şu açıklamayı yaptı:

“...Defalarca soruşturuldum. Süleyman Soylu, bakanlığı döneminde beni hedef aldı, her şeyimi araştırdı. Bunca gözü karartmış düşman etrafımda kol geziyor ve ben kiram yüzünden bunlara fırsat vereceğim öyle mi? Aklımı kaçırmış olmalıyım. Öncelikle ben ve eşimin geçmiş birikimleri ve gelirleri bu kiraya yeterlidir. Benim, İBB lojmanında kalma hakkım da vardı. Müstakil bahçeli bir lojmandan bahsediyorum. 2019’da başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, ‘Burada memur arkadaşlar kalsın, sen de talep etme’ dedi. Ben de başka bir kiralık ev tuttum. O günden beri Başkanımız Ekrem İmamoğlu bana, maddi olarak destek olmuştur. Bu bilgiyi ilk kez Başkanımızın onayı ile kamuoyuyla paylaşıyorum. Aslında iki kişinin arasında özel bir konu ama yalan ve iftiralarla dolu saldırılar bu açıklamayı yapmaya mecbur kıldı.”

İMAMOĞLU KİRA YARDIMI YAPIYORMUŞ

Yazının Devamını Oku

‘Kandil uzlaşmasının’ ürünü İmamoğlu iki telefon numarasını neden gizledi?

9 Nisan 2025
ÖZGÜR Özel, yeniden CHP Genel Başkanı seçildiği olağanüstü kurultay konuşmasında PKK/DEM ile yaptıkları “Kandil uzlaşması” konusunda şu itirafta bulundu:

“Adına kent uzlaşısı da deseler, bizim Türkiye İttifakı dediğimiz bu süreçte belediye başkanlarımız ne ile suçlanıyorsa onu, partinin genel başkanı olarak kendi talimatım olarak ilettiğimi ve sorumlunun ben olduğumu açıkça ifade ediyorum.”

Buna rağmen, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yolsuzluk ve rüşvet operasyonunda tutuklanan Ekrem İmamoğlu, hakkındaki terör soruşturması kapsamında ifadesinde, Kent Uzlaşısı bana değil şu anda Türkiye’nin mevcut siyasi gündeminde hükümetle yoğun diplomasi içerisinde bulunan DEM Parti yöneticilerine sorulmalıdır” diyerek işbirliğini gizlemeye çalıştı.

SEÇİMDEN 3 GÜN ÖNCE CHP ÜYESİ OLDULAR

Ekrem İmamoğlu’nun yeniden İBB Başkanı seçilmesinin önünde engel olarak görülen Başak Demirtaş’ın adaylığından çekilmesi karşılığında PKK/DEM ile CHP arasındaki “Kent uzlaşması” kapsamında Esenyurt, Mersin Akdeniz ve Toroslar ilçelerinin belediye başkanlıkları CHP listelerinden giren PKK/DEM adaylarına bırakılırken, belediye başkan yardımcılıkları, belediye meclis üyelikleri de verildi.

Öyle ki İBB Belediye Meclis üyelerinin 4’te 1’inin daha önce CHP üyelikleri yoktu. Anlaşma gereği seçime 3 gün kala CHP üyesi olan bu kişilere, İBB Meclisi’ne seçilecek sıralardan ilçe belediye meclis üyelik listelerinde yer verildi.

İmamoğlu’nun yönlendirmesiyle PKK terör örgütüyle iltisaklı olanlardan bazıları ilçe belediye başkan yardımcılıklarına ve mali işleri yönetecek pozisyonlara getirildiler. İBB ve yerel belediye meclis üyelikleri, belediye başkan yardımcılıkları ve mali konularda yetki kazanan PKK ile iltisaklı kişiler, terör örgütüne yakın iş insanlarına kazanç, örgüt sempatizanlarına iş imkânı, öldürülen terör örgütü üyelerinin “değer ailesi” adı verilen yakınlarına maddi destek sağlanmaya başlandı.

55 MECLİS ÜYESİ PKK’LILARLA İRTİBATLI

PKK/DEM ile bu konudaki bağlantıyı

Yazının Devamını Oku