Paylaş
O akşam dostumuz "asıl gelin Kars'ta yiyin dedi" ama, gitmeye bir türlü fırsatımız olamadı.
Bilenler biliyordur ama, şimdi kaz mantısı da çıkmış.
Mantı, Ardahan Yalnızçam Kayak Tesisleri'ndeki il özel idaresine ait otelde konukların beğenisine sunulmaya başlanmış.
Otel müdürü Hükümdar Baydar, "Şimdiye kadar genellikle evlerde, aile ortamlarında yenilen kaz mantısını herkesin tatması için böyle bir çalışma yaptık" demiş ve eklemiş:
"Talibi çok olan bir yemek. Biz de bu farklılığı sofralarda görmek istedik. Otelimizde sipariş üzerine öğlen ve akşam yemeklerinde kaz etinden mantı servisi yapıyoruz.
Sadece yapılışı zahmetli olduğu için müşterilerimizin 1 saat önce haber vermelerini istiyoruz. Çünkü kaz eti mantıya kuşbaşı olarak işleniyor, kırmızı et gibi kıymalı olmuyor.
Dolapta kuşbaşı olarak bekletiliyor ve yapılmadan hemen önce hamura işleniyor."
İşletme aşçısı İbrahim Koç da kaz etinin bir kültür olduğunu, bu kültürü yaşatmak istediklerini söylemiş.
Kaz mantısının özelliğinin, kuşbaşı doğranmış kaz etiyle yapılması olduğunu, köy yoğurdu, tereyağı, sarımsak ve baharatla hazırlanan sosla servis edildiğini anlatan Koç, "Kaz eti çok farklı bir lezzettir. Kaz etinden mantı istenilen şekilde işlenirse tadına doyum olmaz. Bu yemeği tadanlar, bir daha tatmak istiyor" diyor.
Mantının tadına bakan müşterilerden Pınar Mert, daha önce kaz eti yediğini ama ilk kez kaz etinden yapılmış mantının lezzetiyle tanıştığını ifade etmiş ve "Kaz etini genellikle pilav ile yerdik ama mantı ile çok farklı olmuş, ağzı dolduruyor. Kuşbaşı şeklinde olması hem doyurucu hem de çok lezzetli oluyor" demiş.
Son zamanlarda gurme turları başladı.
Kars ve Ardahan'ı da alın listenize.
Bir geleneği yaşatmak isteyen Ardahanlı işletmecileri kutluyorum.
Kazançları bol olsun.
Bursa'da üretilen gitarlar
onlarca ülkeye satılıyor
Başlığa 'gitar' yazmasam, üretim deyince herkesin aklına önce otomobil gelirdi.
Meğer, İnegöl ilçesinde, 2000'de İspanyolların önerisiyle gitar üretimine başlayan Muzaffer Yeltekin, özel ağaçlardan Flamenko gitarı da yapıyormuş..
Yeltekin, 5 yıllık bir süreçte bu gitarları, İspanya başta olmak üzere Meksika, Arjantin, Kanada, Brezilya, Venezuela, Malta, İtalya ve Almanya gibi onlarca ülkeye ihraç da ediyormuş.
"Yılda 50-100 kadar yaptığımız gitarların hemen hemen tüm malzemesi kendi üretimimiz ancak aksesuarlarını yani telleri ve burgularını her yapımcı gibi satın alıyoruz. Ses gövde kapaklarında kendi ülkemizin ağaçlarını kullanıyoruz" diyen Yeltekin, gitarlarını gül, ceviz ve Artvin'den getirttiği doğu ladin ağaçlarından yapıyormuş.
İyi bir gitarı 15 bin Euro'ya satabiliyormuş.
İnegöl'ü köfte ve mobilyası ile bilenler artık, gitar ile de anacaklar.
Bu haberi yapan Anadolu Ajansı muhabiri Şaban Kılıçcı'ya da teşekkür ediyorum.
Bazen haber önüne gelir. Herkesin bildiğini sanırsın...
İnegöl gitarı da zamanla hakettiği yeri alacaktır.
İnegöl'de mobilya satış köyleri açan dostlarım.
Şimdi sıra, bu el emeği mesleği desteklemenizde.
Ünlü bir sanatçıyı getirseniz de o gitarla İnegöl'de bir konser verse.
Ne güzel tanıtım olur.
İzmir'deki üniversiteli yabancı şeften
çağrı: Kebap ve döner yanında
dünyaya fantastik otlarınızı da tanıtın
Radika, turp otu, hardal otu, ebegümeci, sarmaşık, şevketi bostan, arapsaçı…
Akdeniz mutfağının özel lezzetlerini sunan bu otlar, son yıllarda yükselen değer gastronomi turizmine kazandırılmak isteniyor...
İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğretim görevlisi şef Christopher George Downs çağrı yapmış:
"Dünyada birçok insanın aklına Türk mutfağı denildiğinde döner ve kebap geliyor. Fakat burada gözden kaçan zengin ve fantastik otlar var. Bu otlar, ideal ve sağlıklı bir diyet için çok uygun ve Avrupa'da başka yerde tadamayacağınız bir lezzete sahip."
Ege'de yetişen ve yılın sadece 3-4 ayında toplanabilmesi nedeniyle yalnızca yetiştiği yörelerde tüketilebilen otlar, bölgede özellikle köylü kadınların açtığı pazar tezgahlarında yerini almış.
Çiğ ya da haşlanmış olarak salatalarda kullanılan otlar, zeytinyağlı ve et yemeklerine, böreklere veya kavurmalara lezzet katarken bazı otlar da böbrek, mide ve bağırsak rahatsızlıklarına iyi geldiği inancıyla kaynatılıp suyu içilerek de tüketilebiliyor.
Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba da dünyada yerel ürünler ve yöresel lezzetlerin ön plana çıktığını, bir çok ülkenin damak tatlarıyla turistik tanıtım yaptığını dile getirmiş ve eklemiş:
"Türkiye gastronomi turizminde dünyada 23. sırada. Bu, Türkiye'ye yakışan bir mevki değil."
İSPANYOL İÇECEĞİ SÜBYE
Tire ilçesinden yöresel ot yemekleri sunan bir restoranın işletmecisi ve şefi olan Serkan Çakır da ilçenin son zamanlarda gastronomi dünyasında ot yemekleri ile tanınan yer haline geldiğini söylemiş.
Çakır, ilçede çok kültürlülüğün mutfağa da yansıdığını belirtmiş ve örnek vermiş:
"Bu yüzden bir İspanyol içeceği olan sübyeyi de mübadillerin ot yemeklerini de Tire mutfağında bir arada görmek mümkün. Otların çok çeşitli olması burayı günden güne ot yemeklerinin merkezi haline getirdi. Giderek artan sayıda yabancı turisti restoranlarımızda ağırlıyoruz."
Ardahan'dan İzmir'e uzandık.
Etten, otlara geldik.
İş yapmak isteyene iş, farklılık yaratmak isteyene farklılık çok.
Herkesin her zaman iyi haberler alması dileğiyle...
Paylaş