Paylaş
Antik çağlarda, binlerce yıl önce bu topraklarda yaşayan Hititler de bu bölgede yaşayan Ankara Çiğdeminin kıymetini bilmişler. Adıyla anılan ve 38 gün süren bayram da yapmışlar, dünyada benzeri yok. Antik devir bu, gün olmuş bayram savaşlara denk gelmiş. İnanmazsınız, Kral savaşa gitmemiş! En güvendiği komutanını göndermiş, kendisi çiçeğin törenlerine katılmış. Hititlerin büyük olasılıkla bu bayramlarda da kullandığı müzik aleti, tören kapları (Akatca bibru) veya tören tasvirlerini çiğdemleri anarak Anadolu Medeniyetleri Müzesi’nde görebilirsiniz.
ŞİİR YAZMIŞ, TÜRKÜSÜNÜ SÖYLEMİŞ
Binlerce yıl sonra, Türkçeyi bugün çok kişinin kullandığından daha düzgün kullanan, Yedi Ulu Ozan’dan biri olan ve ajan olduğu şüphesiyle astığımız ozanımız Pir Sultan Abdal; bu çiçeğe şiir yazmış, türküsünü söylemiş:
Sordum sarıçiğdeme
Sen nerede kışlarsın
Ne sorarsın hey derviş
Yer altında kışlarım...
Dünyada sadece Anadolu’da iç bölgelerde yetişiyor. Avrupa’da çoğaltılsa da endemik, yani belli yöreye özgüdür. Biz de pilavını yapmış; soğanını çiğ yemiş; mani, bilmece, şiir (Gülten Akın; Uzak bir kıyıda) yazmış; posta puluna, posta kartına basmışız. Çok şükür henüz soyu tehlikede değil ve biz Anadolu’da ipe dizip veya 10-15’ini bağlayıp baharı kutlamaya devam ediyoruz. Ankara’da bolca bulunduğu tepeye apartmanlar dikmiş, adıyla mahalle kurmuşuz. Mahalleli kurduğu derneğin adında anmış, resmini sembol yapmış. Yazı için görüştüğümüz Dernek Başkanı Fatih Aksoy, bu konudaki duyarlılığı arttırmak için önceki yıllarda pilav, fotoğraf ve yürüyüş gibi etkinlikler düzenlediklerini, yenilerini düşündüklerini belirtti.
KAYNAKLAR KISITLI
Ankara’da kültürümüzü yaşatmada önemli yeri olan Somut Olmayan Kültürel Miras Müzesi, Çiğdem Şenliği’ni duyurdu. Çok sevindim. Pilavı korkarak sordum, sorumlusu Çiğdem Hanım, pilavın sembolik olduğunu, en fazla 30 çiğdem topladıklarını, Anadolu’nun çiğdem geleneğini bu etkinliklerde yaşattıklarını belirtti. Bu yazının çıkmasında Sevgili Timur Özkan önemli rol oynadı. Yazıya en önemli kaynak da kendisinin kitabı oldu zaten. Kitabı basan Ankara Kulübü, yazının fotoğrafına da katkı sağladı; çift çiğdem çiçeğini, ferfenenin düzenlendiği Abidinpaşa Köşkü bahçesinde çektim! Özkan’ın bu kitabını da saysak, Ankara Çiğdemi adının anıldığı kaynaklar ne yazık ki iki elin parmakları kadar var, yok. İlginç bir ayrıntı olarak adını ananların yarısının profesör olduğunu not düşelim.
Birkaç yıl önce kaybettiğimiz şair, yazar, diplomat Talat Halman gazetesinin Ankara ekinde beş hafta arayla iki kez köşesinde Ankara Çiğdemini konu eder ve ilkinde “Ankara için bir çiçek seçemez miyiz, başkenti bu çiçekle bezeyemez miyiz?” diye şiir gibi bir soru sorar. İkinci yazısından anlıyoruz ki; tek yanıt veren kişi şair, halkbilimci ve öğretmen Oğuz Tansel’in kızı Prof. Dr. Aysıt Tansel’dir.
‘BABAM TOPLAMAYA İZİN VERMEZDİ’
Çiğdemi, gazetesinin Ankara ekinde son ele alan olarak Aysıt Hoca ile görüşmemek olmazdı, görüştük. Daha ilk cümlesinden Halman’a tek yanıt verenin neden kendisi olduğu anlaşılıyordu. Babasının bu konuda çok duyarlı olduğunu, çiğdemlerle dolu tepeye bakıp Çiğdem Tepe dediklerini, babasının toplamalarına izin vermediğini, tepeye çıkıp çiğdemleri seyrettiklerini, sonra buraya kurulan mahallenin adının Çiğdem Mahallesi olduğunu bir çırpıda anlatıverdi. Babasının, ablasına Çiğdem adını verdiğinde bu ismin o günlerde bir ilk ekledi sözlerine. Babasının ve ablasının artık aramızda olmadıklarını söylediğindeyse bir süre konuşamadık, yutkunduk... Dilerdim ki dedi; adına bir grup oluşsun, Ankara’nın çiçeği olsun, Ankaralı soğanıyla gurur duysun. Dileklerine katılmamak elde mi?
KENTİN RESMİ ÇİÇEĞİ OLSUN
Üniversiteler, sivil toplum örgütleri, belediyelere tüm ilgililere giderse sesimiz; Başkent örnek olsun ve bir kentin resmi çiçeği olsun. Adına festivaller düzenlensin, parkı yapılsın, yetiştirilsin, görmek veya fotoğrafını çekmek için yürüyüşler yapılsın, anlatıldığı kürsüsü olsun. Bir anıtı, anıtının altına bilim dünyasındaki Latince (Crocus Ancyrensis) ve Türkçe adı yazılsın. Zaman kaybetmeyin, atlayın gidin; görün, fotoğraflayın onları. Toplamak isterseniz en az 10 tane gördüğünüzde bir tanesini sökün, Hikmet Birand’ın yaptığı gibi onlarla sohbet edin. Söktüklerinizden bazılarını dikin, yok oldu derken gelecek sene bu zamanlar çıktığını görmek sizi çok mutlu edecek. Dikkat, adımıza tescilleyenler yetiştiriyor, bize memnuniyetle satacaklardır, bu toprakların öz malı lale gibi...
BULABİLECEĞİNİZ YERLER
Şubat-Nisan aylarında Ankara’da Ankara Çiğdem’inin peşine düşebileceğiniz yerler: İncek ve civarı, Kızılcahamam Sey Hamamı Vadisi, Işık Dağı Bölgesi, Beypazarı Karagöl ve Elmadağ. Bulacaksınız onları. Gördüğünüz anda size dokunacaklar. Bu toprakların zenginliğini fark ettiren, antik çağlarda kraliyet rengi olan altın sarısı çiçeğine bayılacaksınız. Serinlik olsa da gelen baharı iliklerinize kadar hissedeceksiniz. Yüreğiniz sevgiyle, içiniz umutla dolacak. Bakalım yıllar sonra bir Ankara ekinde yayınlanan bu yazı kaç yanıt alacak?
Kaynak: Timur Özkan, Ankara Çiğdemi, Ankara: Ankara Kulübü (2011) ve Prof.Dr. Hikmet Birand, Anadolu Manzaraları, Ankara: TÜBİTAK (1957).
Çiğdem Mahallesi’nde faaliyet gösteren Çiğdem Derneği, logosunda Çiğdem Çiçeğini kullanıyor.
Paylaş