Paylaş
Merhaba,
İskender yaşarken olduğu gibi, ölümüyle de bize dersler vermeye devam ediyor. Ne kadar güzel ki, özellikle gençler ona ve onun kişiliğinde kendini bulan değer yargılarına sahip çıkıyor. Biliyor musunuz, onun mezarını her gün ilkokul, ortaokul öğrencileri ziyaret ediyor. Aşağıdaki mail’leri okudukça bugün elim yazmaya varmadı. Sizleri sizlerle başbaşa bırakıyorum.
NOT: Her şey bir yana, bu acı olay sayesinde Türkiye'mizin hiç bilmediğimiz büyük! dağcılarıyla da tanışmış olmayı bir artı değer olarak kabul ediyorum. Biz Halil'i ve Recep'i Ağrı'da kaybettiğimizde, Muzaffer ve Alpaslan'ı Bolkarlar'da aradığımızda, Soner'i Kaldı'dan indirdiğimizde, Ender'i Sivri dağda, İskoçyalı kadını Babadağ’da kurtardığımızda, Karcıdağı’ndaki çığda o şanssız dağcı genci aradığımızda ve ülkemizdeki diğer dağ kazalarında, mütevazılıklarıyla ön plana çıkmadan saklanan bu değerli! yorumcularla, İskender'imizin acı kaybı vesilesiyle tanışmış olmayı ülkemiz dağcılığı için bir kazanç olarak değerlendiriyorum. Asıl merak ettiğim konu, gelecekteki kazalarda aynı coşku ve yapıcı! tutumla aramızda olup, bizleri masa başı dağcılık bilgilerinden mahrum bırakıp bırakmayacakları...
Nice İskenderler doğar
Öncelikle cok değerli arkadaşınız İskender Iğdır'ın elim bir kaza sonucu yitirilmesinden duyduğum üzüntüyü ifade etmek isterim. Hayatını insana ve doğaya adamış böyle kişilerin zamansız kaybı beni her zaman derinden yaralamıştır. Şahsınızda tüm AKUT camiasına başsağlığı dilerim. Ümit ediyorum bu yitirilmişliğin ardından nice İskender'ler doğar. Ülkemizin böyle insanlara her zaman ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Ulusal basından takip edebildiğim kadarıyla görüyorum ki, İskender sağlam karakterini vakur kişilik sergileyen babasından ve ailesinden almış, siz yakın dostlarıyla birlikte de perçinlemiş ve zenginleştirmiş.
Sizlere eleştiri getirenlere bugüne kadar gösterdiğiniz sağlam davranış biçimiyle gerekli cevabı verdiniz zaten. Bazıları sizlerin medya önüne çıkmanızdan ve onurlu davranışlarınızdan rahatsız oluyor galiba.
ATİLLA T.
SICACIK BİR GÜLÜMSEME
Hani bazı insanlar vardır, hayatınıza bir an girip çıktıkları halde hiç hafızanızdan silinmezler. Öyle biriydi benim için İskender Iğdır... 17 Ağustos depreminden sonra AKUT Merkez'de telefonlara bakacak insana ihtiyaç duyulduğunu öğrendim. Görüşmem gereken kişi İskender Iğdır diye biriydi. Halk Yaşam'ın 8. katına çıktığımda oradan oraya koşan insanların arasında sürekli olarak birileri 'İskender', diye sesleniyordu. Telefonların bulunduğu odanın ortasında ince silüeti, kıvırcık saçlarıyla gördüğüm an, içim ısındı ona. Benim şaşkın bakışlarıma, yabancılığıma sıcacık bir gülümsemeyle cevap verdi, hem de onca 'İskender' lafının arasında. Derdimi anlattım, beni yönlendirdi ve koşuşturmacaya devam. Ölüm haberini alalı aşağı yukarı bir, bir buçuk saat oluyor. Gözümün önünde ilk beliren sabırla, ilgiyle, nazikçe telefonda yaptığı bir konuşma oldu. Yanaklarımdan süzülen yaşlara şaşaladım önce. ( Kısa bir süre önce yitirdiğim amcama bile üzülmediğimi düşündüm biraz utanarak.). Öyle emindim ki kurtulduğunu duyacağıma. Sadece bir 'offff!' çıktı ağzımdan. Diyecek ne var ki başka? 'Yazık'? Asla sevdiği bir şeyi yaparken ölen birine söylenecek söz değil. 'Gençti', diyenlere de uzun yaşamak mı, iyi yaşamak mı, diyorum. Yapacak çok şey vardı belki... Tırmanılacak çok dağ, kurtarılacak bir çok insan... Bir dahaki sefere İskender...
LEVENT V.
TERBİYESİZLİK ÜZMESİN
Tüm Türkiye gibi ben de acınızı paylaşıyorum. İskender Iğdır'ın ailesine ve sizlere sabır diliyorum. Basında çıkan terbiyesizliklerin sizi üzmesine lütfen izin vermeyin.
ALİKONUR Y.
RAHAT UYU
Dün Hürriyet Gazetesi'nde yayımlanan yazınızı okuduktan sonra hiç tanımadığım biri için bu kadar ağlayacağımı tahmin etmiyordum. Ama anladım ki sizlere çok güvenmişim. Bir gün Bursa'da da yaşayacağımız bir felakette belki de kurtarıcımız olacak birini kaybetmenin ne kadar acı olduğunu anladım. İskender’e... Gittiğin yerde rahat uyu. Ama ben senin yokluğunu ölümünden sonra anladım ve artık rahat uyuyamayacağım.
MÜGE
TEK KELİMEYLE KINIYORUZ
Öncelikle geçirdiğiniz kazadan dolayı ve genç bir arkadaşınızı kaybetmenin acısıyla size ve tüm arkadaşlarınıza baş sağlığı dilerim. Eminim ki sevenleriniz ve bizler herzaman sizlerin yanınızda ve arkanızda yer alacağız. İskender de bu tırmanışa çıkarken başına gelebilecek her türlü tehlikeyi göze alarak bu yolculuğa çıkmıştır. Ancak sevgili ve saygıdeğer gazeteci birkaç arkadaşın size yönelik tenkit ve saldırısını tek kelimeyle kınıyoruz. Çünkü her insanın bu tür yolculuklara ve tehlikeli spora başlarken her türlü kaza ve tehlikeyi göze alarak böyle bir harekete kalkışacak öz güveni ve hür iradesi vardır. Böyle bir kazanın olmasını kimse istemezdi kimse kimsenin canına mail olacak bir harekette bulunmak istemezdi ama oldu ve yaşandı üzücü bir durum ama İskender Türk dağcıları ve AKUT üyesi olarak hiç birzaman kalplerimizden silinmeyecektir. Beni üzen aynı gazetede çalıştığınız bir arkadaşınızın sizi tenkit etmesi ama eminim halkın sağduyusu böyle karalamaları dikkate bile almayacaktır.
BARIŞ Ş.
ANNEM KANDİNİ TUTAMIYOR
Ben 17 yaşında İzmit'li bir depremzedeyim. Size olan sevgim deprem sırasında inanılmaz büyüdü. Depremden sonra bir dergide İskender abiyle ilgili bir röportaj okumuş, AKUT içinde isimce tanıdığım birkaç insandan biri olmuştu. Bilmiyorum neden ama o röportaj annemi ve beni çok etkilemiş, ona çok ısınmış ve AKUT dendiğinde benim aklıma sizden sonra gelen ikinci isim olmuştu. Bu arada sizlere 'abi' diye hitap ediyorum umarım sakıncası yoktur çünkü sizleri kendime çok yakın görüyorum. Geçen hafta eve geldiğimde annem ağlayarak bana İskender abinin öldüğünü söyledi. Annem kendini tutamıyor, ağlamaya devam ediyordu. Ben de ağladım, ağladım çünkü iyilere bu kadar ihtiyacımız varken bir iyi insanın daha aramızdan ayrılmasına üzüldüm. Sonra bin kat daha üzüldüm çünkü sizin gibi iyi insanları sırf gündemde kalabilmek için nasıl yıpratmaya çalıştıklarını gördüm. Sizler bunları haketmiyorsunuz hem de hiç. Dün saat üçe kadar annemle A Takımını izledik. Tek kelimeyle sinir olduk. Şiddeti sevmem ama Fatih Altaylı'nın ağzını burnunu kırmak istedim, hem de öyle bi istedim ki. Ölü bir insana saygısı olmadığı için.
Sizin arkanızdan gelecek, sizin izinizi takip edecek bir sürü genç var ama o tarz insanların arkasından gelecek milyonlar olmayacak. İnşallah ben de bu sene üniversiteyi kazanırsam ilerde dağcılık kursları alıp, bu sporla uğraşmak ve bir gün AKUT'un üyesi olmak istiyorum; depremde kaybettiğim insanlar için bir şey yapamamıştım, ilerde başka insanlar için birşey yapıp bunun acısını hafifletmek istiyorum.
AYŞEGÜL
ŞANSLISINIZ
İskender Iğdır'ı kaybetmenin acısını ve onu sizlerin tanığı gibi yakından tanıyamamanın üzüntüsünü yaşıyorum. Bence tüm AKUT gönüllüleri ve Iskender Iğdır'ın diğer yakınları bu kısacık hayatı onunla paylaşabildikleri için çok şanslılar.
SİBEL K.
nmahruki@hurriyet.com.tr
Fax: (0212) 677 04 21
Paylaş