Paylaş
Sadece fiziksel değil manevi, psikolojik şiddetten söz açıyorum. Kadının elini tutmayı ateş tutmakla eşdeğer kılan zihniyet haberlerimize konu olabiliyor ne yazık ki. Saygın koltuklarda, saygın minberler de oturanlar uyguluyor bu şiddeti. Kadınlarımızı aşağılama, değersizleştirme ve üzme hareketinin kahramanları bu bir takım insan grubu. Kimi hadislere dayandırdıkları hükümleriyle toplumumuzun en duyarlı kesimini zan altında, töhmet altında bırakmaya çalışıyorlar.
Çünkü biliyorlar ki kadın uyanırsa aile uyanır, bir toplum uyanır. Her türlü maddi,manevi,psikolojik şiddet karşısında, sözle ezme, değersizleştirme karşısında kadınlarımızın, genç kızlarımızın yanındayım, arkasındayım. Kadınlarımızın da bu cehalet güruhuna karşı seslerini yükselteceklerini gayet iyi biliyorum.
HALUK LEVENT ANADOLU’DUR
Uzun zamandır ne duyuyordum, ne dinliyordum ne de – açıkçası - albüm çıkarıp çıkarmadığı konusunda peki bir de merak duyuyordum. Kurduğu AHBAP Platformu’ndan takip ediyor, yaptığı yardımları, çevreye karşı durduğu hassasiyeti alkışlıyordum. İzmir Marşı’nı kendine has tavrıyla seslendirmesi, gündemi takip ederek twitterdan olaylara yorum yapması ve nihayetinde hayranlarıyla kurduğu mizahı fazlasıyla içinde barındıran sıcacık bağı da ilgimi çekiyordu. Geçtiğimiz gün onu neredeyse tamamı dolmuş Harbiye Cemil Topuzlu’da izleme, dinleme fırsatı buldum. Ve fazlasıyla etkilendim açıkçası. Dinlediğim her şarkısı üniversiteli yıllarıma götürdü beni. Öğrenciliğimin bekar evlerinde fazlasıyla dinlerdik Haluk Levent’i. Gündüz partilerinde onun tınılarında aşık olduğumuz kıza açılır, platonik kalp atışlarımızı yine onun sesinden, melodilerinden şekillendirirdik.
Güzel zamanlardı. Şahane bir sahnesi var Haluk Levent’in. Seyircisiyle kurduğu sıcacık diyalogu paha biçilmez güzellikte. Bana kalırsa çok az sanatçıya da nasip olur bu. Anadolu’nun renklerini sahneye taşırken, mikrofonu bir kenara bırakıp koca Açık Hava’yı çıplak sesle doldururken, dev isimleri anıp da şarkılarını seslendirirken uzun zamandır bu keyifle ve istekle ve coşkuyla bir sanatçıyı seyretmediğimi, dinlemediğimi fark ettim. Haluk Levent fazlasıyla enerjik, capcanlı, dupduru bir memleket ve insanlık sevdalısı. Beni gençliğimin saf, temiz, özgüveni eksik ve hatta fazlaca kaygılı yıllarına götürdü. Şarkılarının ve sesinin ne kadar değerli olduğunu hatırlattı. Ben Haluk Levent’in sanatımızda ve müziğimizde çok özel bir yeri olduğuna ve zamanla farkına daha da fazla varacağımıza inanıyorum. Hele şu fazlasıyla ucuz pop dönemler bi’ geçsin de, öyle.
Paylaş