Balkanların cennet köşesi Kuzey Makedonya’daydım

Korona virüsünün dünyamızı henüz sarmadığı günler içinde gidip, gördüğüm ve etkisinden hala kurtulamadığım Kuzey Makedonya’ya götürmek istiyorum sizi.

Haberin Devamı

Şu gerçeği baştan söylemek gerekir ki Makedonya, kendinizi tam anlamıyla evinizde hissedeceğiniz son derece güzel bir ülke. Mesela Üsküp’te dolaşırken bol miktardaki camii, Osmanlı yapısı hanlar, hamamlar gördükçe kendinizi Bursa’da, Gaziantep’te, Ankara Kaleiçi’nde yani memleketimizin her hangi bir kentinde yürüyormuş, geziyormuş gibi hissediyorsunuz. Yöredeki Osmanlı eserleri özellikle TİKA ve kimi vakıflar vasıtasıyla ile yenilenmiş, güzelleşmiş, hizmete sokulmuş. Bölge halkı bu konuda Türkiye Cumhuriyeti’ne minnettar. Kuzey Makedonya; Arnavutluk, Kosova, Sırbistan, Bulgaristan ve Yunanistan arasında kendisine yer bulmuş küçük bir ülke. Efsane lider Tito’nun tüm izlerinin görüldüğü, eski Yugoslavya Cumhuriyetleri’nden birisi olan Makedonya’nın bizler için önemi dediğim gibi, tarihi ve kültürel özellikleri açısından tastamam benzerimiz olması. Ülke, 1991’de Yugoslavya'dan bağımsızlığını "Makedonya Cumhuriyeti" adıyla ilan etti. Birleşmiş Milletler tarafından 1993’de tanındı. Makedon ve Yunan hükûmetleri, 12 Haziran 2018'de ise ülkenin adının "Kuzey Makedonya" olarak değiştirilmesi konusunda anlaşmaya vardı. 

Balkanların cennet köşesi Kuzey Makedonya’daydım

Haberin Devamı

Atatürk’ün sevdiği Vardar Ovası Türküsü eşliğinde Üsküp

Balkanlar’ın yıldız ülkesi Kuzey Makedonya’da ve özellikle Üsküp’te hem geçmişi hem moderni görebiliyorsunuz. Değerli dostum Serhat Kaynarpınar’ın sunumuyla, bir grup gazeteci ve influencer arkadaşla bu şahane ülkeyi alt üst ettik diyebilirim. İlk durağımız Türk Hava Yolları’nın karşılıklı sefer düzenlediği başkent Üsküp oldu. Makedonya’nın başkenti Üsküp, Vardar Nehri’nin iki kıyısına kurulmuş. Mustafa Kemal Atatürk’ün en sevdiği türkülerin başında gelen Vardar Ovası ve Vardar Nehri işte burada. Makedon dilinde ona Skopje olarak adlandırıyorlar Üsküp’ü. Tarihi ve kültürel özellikleri ile asla yabancılık hissetmediğimiz bir şehir Üsküp. Çünkü 600 yıla yakın süre Osmanlı egemenliğinde kaldı. Nüfusu yaklaşık 800 bin. 1963 depremiyle adeta yerle bir oldu şehir ve küllerinden yeniden doğdu diyebilirim. Hem Avrupa hem de Osmanlı mimarisini bir arada barındıran Vardar Nehri üzerinde kurulmuş Taş Köprü’yü ve köprünün diğer yakasındaki Osmanlı Dönemi’nden kalma Türk Çarşısı’nı mutlaka ziyaret etmelisiniz. 

Haberin Devamı

Türk Kahvesi ve eşsiz tattaki Trileçe burada

Yine Osmanlı zamanından kalma Eski Tren Garı’nı, Nobel Ödüllü Rahibe Teresa’nın Anıtı ve Evi’ni, Mustafa Paşa, Sultan Murad ve Gazi İsa Bey Camiileri’ni, Davud Paşa Hamamı’nı, Kapan, Sulu ve Kurşunlu Hanı mutlaka görmenizi tavsiye ederim. Osmanlı Çarşısı’nı gezerken Türk Kahvesi eşliğinde Trileçe yemenizi özellikle öneririm. Büyük İskender’i şahlanmış atı Bukefalos’un üzerinde betimleyen devasa heykelin bulunduğu meydan Makedonya Meydanı. Burası tüm Makedonya’nın da simgesi adeta. Meydan çevresinde de ülke tarihinin çok önemli simalarının tasvir edildiği devasa heykelleri görebiliyorsunuz. Vardar Nehri’nin hemen kıyısındaki bu meydan kentin en canlı alanı. Eğlenmeyi seven Üsküplüler ve üniversite gençliği buranın tadını doyasıya çıkarıyor. 

Balkanların cennet köşesi Kuzey Makedonya’daydım

Haberin Devamı

Makedonya’nın incisi, güzeller güzeli Ohrid

Ohrid ya da Ohri tam anlamıyla aşık olunası bir yer. Ohrid, Balkanlar’ın en güzel şehirlerinden birisi, Makedonya’nın gözbebeği. Küçük, şirin, huzurlu ve yeşil… Ohrid Makedonya’nın tartışmasız en gelişmiş turizm kenti. Muhteşem bir göl. Gölün kıyısına kurulmuş şahane Ohrid ve tüm bunları tamamlayan harika insanlar… Birçok anlamda Makedonya için çok önemli bir kent. Milano’nun Como’sunu andıran doğası, eşsiz ve orijinal yapılarıyla turizm başkenti de denilebilir. Slav dünyasının kültür, sanat ve eğitim merkezi olarak da biliniyor. İlk Slav Üniversitesi de burada kurulunca kent tam anlamıyla kültür kentine dönüşüveriyor. Kril Alfabesi’nin de doğduğu şehir burası. Ohrid ve gölü 1980’de UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne eklenmiş. Ohrid sokaklarını yürüyerek keşfetmeniz gerekiyor. Yer yer Safranbolu mimarisinin sergilendiği yapıları göreceksiniz. Bu arada Ohrid İncisi’nin de dünya çapında çok ama çok meşhur olduğunu söylemeliyim.

Haberin Devamı

Ohrid’in kutsalı St. Naum Manastırı

Ohrid yakınlarına kurulmuş St. Naum Manastırı da mutlaka görülmesi gereken yerlerden. Ohrid doğasını burada çok daha iyi hissediyordunuz. St. Naum Ortodokslar’ın en kutsal manastırlarından biri. Burada aynı zamanda gölün suyunu sağlayan tabiat mucizesi Drim nehri su kaynaklarını da göreceksiniz. Kilise Mikail ve Cebrail meleklerinde adanmış. Buradaki mezarın hikayesi de oldukça ilginç. Zira Hristiyanlar burada Aziz Naum’un yattığına, Müslümanlarsa Sar Saltuk’un yattığına inanıyor. Muhteşem göl manzaralı manastırın içinde yer alan tavuskuşu ailesi de kesinlikle dikkatinizi çekecektir.

Balkanların cennet köşesi Kuzey Makedonya’daydım

Atatürk’ün askeriyeden mezun olduğu Manastır ya da Bitola

Haberin Devamı

Manastır yani Bitola Balkanlar’ın en eski şehirlerinden biri olarak dikkat çekiyor. Makedonya’nın tarih ve kültür cenneti olan Manastır’a, Makedonyaca Bitola deniyor. Son derece önemli bir kent. Bu kentin bizler açısından en önemli özelliği Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün mezun olduğu Askeri İdadi’nin yani Harbiye Okulu’nun burada olması. Okulun içinde yer alan Atatürk’e adanmış, Atatürk Müzesi’ni de mutlaka gezip görmenizi tavsiye ederim. Tarihi Haydar Kadı Camii, Mehmet Ağa Camii, Bedesten de görülecek yerler arasında. Manastır’ın ünlü Hamidiye Caddesi de son derece dikkat çekici. Ülkede 50 kadar doğal ve yapay göl ve yüksekliği 2 bin metreden fazla 16 dağ bulunuyor. Mavrovo da bunlardan biri. Doğal güzelliklerine bayılacağınız Makedonya’nın Mavrovo Kasabası, son yıllarda bir kayak tatili için göz çarpan bir destinasyon. Şahane güzellikteki Matka Kanyonu da Üsküp’e yakınlığıyla dikkat çeken bir doğa harikası kanyon. Yaklaşık 20 kilometre uzunluğu olan kanyon Makedonyalıların gurur duyduğu doğal güzelliklerden biri. Ülke içinde de hayli meşhur. Teknelerle gezi yapabileceğiniz gibi kanolarla da kanyonu keşfedebilirsiniz. Dağ yamacındaki yürüyüş yolunu kullanarak da şahane gir gezintiye çıkabilirsiniz. Mutlaka görülmesi gereken bir doğa güzelliği Matka Kanyonu. Bu arada Makedonya’nın güzelliklerini keşfetmek için Eşek safarileri ya da Cip safarilerini de denemenizde fayda var. 

Yazarın Tüm Yazıları