Paylaş
ÇÖKÜYORUZ
On günde içerisinde, ‘dünya başkenti İstanbul‘da çok ciddi toprak kayması ve çökme vakaları yaşandı.
*
Bu çökmelerin, bu heyelanların sebebi ne?
Hatalı mühendislik yüzünden mi?
Aşırı yağış, deprem, sarsıntı, belediyecilik anlayışlarındaki yetersizlik, araç ve personel eksikliği, denetimsizlik mi?.
Yoksa;
Kayırmacılık, kollamacılık, çıkarcılık, rüşvet, avanta, doymak bilmeyen rant hırsı, köşe dönme arzusu, umursamazlık mı?..
DERS ALMALI
Nedir?..
Yardım edin de adını birlikte koyalım!..
Tüm yurtta bedeller ödeniyor.
“Ne yapalım, Allah ‘tan geldi” denilemez ki, yöneticiler böyle sıyrılamaz ki işin içinden!..
Belediyeler ve kamu idareleri, sorumsuz, vurdumduymaz davranırlarsa, etkisiz kalırlarsa bedeli masum insanlar öder.
Yazıktır.
Konuya siyasi yaklaşan, politik sonuçlar çıkarmaya çalışan hata yapar!..
Yaşananlardan ders almalıyız!..
*
Düşünsenize; aracınızla üzerinden gittiğiniz yol aniden çöküyor ve içine yuvarlanıyorsunuz.
Oturduğunuz, o anda uyuduğunuz ev çöküyor; ölüyor veya yaralanıyorsunuz!
Ya da yakınlarınız, veya tanımadıklarınız...
Ne fark eder ki, insanlar böyle ucuz olaylarda zarar görüyor!..
Ne acı!..
*
Herkesin, her canlının hayatı değerli...
Kimsenin başına bir olumsuzluk gelmesin, güven içerisinde, mutlu yaşayalım.
BAŞIMIZ BELADA
Köyde, kırda, kenarda, köşede olsa duymayız, ilgilenmeyiz!
Ama hadiseler şehrin merkezinde, belediye binalarının yakınlarında, gözümüzün önünde oluyor...
*
Doymak bilmez bir hırs, derin bir açlık, tehlikeli bir sorumsuzlukla karşı karşıyayız...
Başımız belada...
*
Çöken binaların ve yolların, çöküş anlarının videolarını izlemişsinizdir,
İnşaat alanı açmak için hesapsız, kitapsız hafriyat çıkartılırken çevre önlemi alınmamış, koruma yapılmamış, insanların can ve mal güvenliği sağlanmamış, adeta heyelana davetiye çıkartılmış.
Hadiseler ‘geliyorum’ diye haykırmış aslında!..
BURSA’DA DA OLDU
Olaylar İstanbul ‘da oldu diye rahatlıkla salladığımız sanmayın, her kentin böylesi kötü hikayeleri var. Biz bize benzeriz, mantık her yerde aynı!
*
Bursa ‘da da olmuştu.
Yıldırım Belediyesi sınırlarında ki Mollarap Mahallesinde, 6 ay önce toprak kaymıştı.
İnşaatın temel hafriyatı heyelana sebep olmuş, 100 ‘e yakın ev acilen boşaltılmış,
Yine, on küsur yıl önce şehrin prestijli yapılarından, İntam bloklarından biri istinat duvarının yıkılması, heyelanla çökmüştü.
*
Maliyetten kaçmak, iş çabucak bitirmek, hatalı imalat, kazaları ve olumsuzlukları öngörmemek...
Derdimiz bu.
Kamyon yoldan çıktı mı yol gösteren çok oluyor!..
KANUNLAR HERKES İÇİN
Başıboşluk, vurdumduymazlık olmamalı, yasalar ve yönetmelikleri uygulanmalı.
Mümkün müdür bilmem, ama mevzuat sadece orta ve yoksul sınıflara değil, varlıklılara da uygulamalı...
Eşit uygulandığında adam oluruz!
*
Filmlere, fotoğraflara bakıp yerleşim yerlerinin eski hallerini özlüyoruz.
Nostalji yaşıyoruz!...
Şehirler, mahalleler elden gitmiş, geçmiş kalmamış, rant getiren beton, kentlerde son kalan yeşil alanları da alıp götürmüş!..
Yollar, köprüler, tüneller, geçitler, viyadükler, metrolar, havaalanları, yüksek gösterişli kamu ve özel binaları var artık.
O aynalı, artistik mimarili, led ışıklı, gökyüzüne uzayan yapılar moral veriyor insana...
Kısacası inşaat ve beton kaplamış dünyamızı.
İMAR AFFI VE BİNA GÜVENLİĞİ
Heyelanı, seli, afeti, iki hafta sonra 17 Ağustos; depremi de unutmamalı; inşaat izinlerini imar planlarına ve bilimsel görüşe dayanarak vermeli,
‘Kentsel dönüşüm’ ile kentlerin anasını ağlatmamalı, yarın için doğru adımlar atmalı, ‘İmar affı ve yapı güvenliği’ konuları tartışılmalı, konuşulmalı, tedbir almalı. Yapı teknolojileri ve ekipmanlarında baş döndürücü gelişmeler oluyor.
Tehlike ve riskleri azaltmak, güvenli imalatlar oluşturmak için Jeolojik ve Jeofizik etütlerden eksiksiz yararlanmalı.
Sakat binaların altında kalmamalı!..
Paylaş