Paylaş
Birçok sektörde satış ve pazarlama alanında başarılı işlere imza atar. Profesyonel olarak yıllarca hazır giyimde edindiği deneyimle de 2012’de ortaklı bir yapıyla kendi hikayesini yazmak için ilk adımı atar. Kimsenin yapmadığı ve zor olanın peşinden giden Erman Coşkun, pantolon üretme hedefiyle Betobe Tekstil’i kurar. Süreç içinde ortaklarıyla yolunu ayıran Erman Coşkun, zamanla birçok ünlü markaya koleksiyon verir hale gelir. İtalyan GMG Firenze’i satın alarak girişimcilik serüvenine yeni bir halka ekler. Büyüme yatırımları yaptığı süreçte pandemi yaşansa da Erman Coşkun, hedeflerinden vazgeçmez. Bugün bir yandan global oyunculara BETOBE ile pantolon üreten, GMG Firenze ile de Türkiye’de mağazalaşmaya başlayan Erman Coşkun, yatay büyüyerek global bir oyuncu olma hedefiyle yolculuğuna devam etmek istiyor.
ERMAN Coşkun... Herkesin gittiği yoldan yürümek yerine kendi rotasını çizen sıra dışı bir iş insanı. Ülkesine katma değer yaratmayı misyon edinmiş bir girişimci. Betobe Tekstil’in kurucusu Erman Coşkun ile hem kariyer yolculuğundan gelecek hedeflerine, hem de GMG Firenze için planlarına kadar birçok konuyu konuştuk. Ev kadını anne ile banka memuru babanın ikinci çocuğu olarak 1974’te İzmir’de dünyaya ‘merhaba’ diyen Erman Coşkun, ‘sigortalı-maaşlı işin olsun’ felsefesinin hakim olduğu bir ortamda büyüdüğünü paylaşarak, o süreci şöyle aktardı:
SAKİN YAPIYI PROTESTO
“Böyle bir kültürün içinde çok küçük yaşta ticaretle tanıştım. Burada da maddi ihtiyaçtan oluşan bir şeyle hareket etmedim. Çünkü kendi kendine yetebilen bir yapı vardı. Buna rağmen içimde ‘bir şeyler sat’ diyen bir dürtü sözkonusuydu. Belki o dönem ki sakin yapıyı protesto etmek adına böyle bir dürtü oluşmuş da olabilir. Sonuç olarak annem pazara alışverişe gittiğinde ben de evdeki suları alıp satmaya giderdim. Tabii pazarda annemle karşılaştığım zaman ‘bizi rezil edeceksin, konu komşu bunların paraya ihtiyacı var’ sözleriyle de fırçamı yerdim. Okul dışındaki zamanım hep bu döngü içinde geçti. Ramazan pidesi de sattım, ihracat fazlası ürünler de, video kaset de. İlkokul 1’den itibaren de her yazımı bir esnafın yanında çırak olarak geçirdim. Çevremde de bu tarzda kimse yoktu.”
İMKANSIZ DENEN İŞE KABUL
Lise dönemlerini de sürekli çalışarak geçiren Erman Coşkun, sigortacılık yapar. Erken yaşta para kazanmanın getirdiği bilinçle, lisenin ardından çalışma hayatına adım atar. İlk etapta beyaz eşya üzerine bir firmada satış elemanı olarak işbaşı yapan Erman Coşkun, “Daha sonra askere gittim. Döndüğümde ise bir holding iş ilanı gözüme takıldı. İnşaat ya da makine mühendisliklerinden mezun birini arıyorlardı. Şartları karşılamadığım halde o işe başvurdum. Hem üniversite mezunu olmamam, hem de o mühendisliklerden birini bitirmemem nedeniyle başvuruma sıcak bakılmadı. Ama ısrarcı ve iddialı olmam sonucunda, imkansız dense de o satış odaklı işe girdim. Burada 1,5 yıl çalıştım. Daha sonra tekstil sektörüyle yollarım kesişti. 2,5 yıl gömlek yakalarında kullanılan tela kumaşın satışını yaptım. Bir kaban markasının Türkiye pazarlaması üzerine hazır giyim sektörü yolculuğum başladı. Bu sektöre çok yabancıydım ama burada kendi hikayemi yazacağıma inandım” diyerek, 2,5 yıl içinde hem marka adına hem de kendi kariyeri anlamında çok başarılı işlere imza attıktan sonra burada da ayrıldığını paylaştı.
Hiçbir zaman ‘bir düzen kur ve o düzeni koru’ mantığında olmayan Erman Coşkun, sürecini ve misyonu tamamladığı dönemde profesyonel olarak çalıştığı şirketlerden ayrıldığını söyleyerek, hikayesinin devamını şöyle anlattı:
FASON YERİNE KOLEKSİYON
“Kaban firmasından sonra bu kez bilinilirliği daha az bir pantolon firmasıyla yolum kesişti. Arabanın arkasına numuneleri koyup bütün Türkiye’yi dolaşmaya başladım. Bu bana büyük zenginlik kattı. Şirketi büyüttük ve adını ilk dörde yazdırdık. Çalışan olarak girdiğim şirketten hisse verdiler ve ortaklık başladı. Ama bir süre sonra burada da misyonumu tamamladığımı düşünüp, 2 yılın ardından ayrıldım. Bu kez ünlü markaların bayiliğini yapan bir şirkette işbaşı yaptım. 100 milyon TL ciro ve 3-4 tane de iyi markanın olduğu bir pazarlama şirketi hedefiyle işe başladım. Tabii bana güldüler, çünkü o dönem 7-8 milyon TL ciro yapıyorlardı. Yıl 2004. Bu 9 yıllık bir yolculuk oldu. Bu süreçte İzmirli şirket ulusal bir markaya ortak olma noktasına geldi. Bayilikten ortaklığa giden bir süreç oldu. 135 milyon TL ciroya ulaşılmıştı. 80’e yakın da mağaza olmuştu. 2012’de buradan da hiçbir planım olmadan ayrıldım. Bazı hedefler için risk almak gerekiyordu. Önce bir internet şirketi kurdum. Daha sonra bir firmaya da danışmanlık verdim. Ve 2012’nin sonunda da ortaklı bir yapıyla girişimcilikte yeni bir serüven başladı. Erkek takım elbise üretimi süreci başladı. Önemli markalara koleksiyon vermeye başladık. Geçmişte pantolon işi de yaptığım için orada kafamda bir şeyler vardı ama o sistemi kimseye ürettiremiyordum. ‘Bunu ben yapmalıyım’ dedim. Betobe Tekstil 2014’te doğdu. Zor olanı seçtim, herkesin yaptığını yapmadım. En az üreticisi olan, kimsenin üretmek istemediği bir teknikle pantolon üretim sürecimiz başladı. Fason yerine büyük markalara koleksiyon veren bir mantığı benimsedik. Bu da bizim farkımız oldu. Yurtdışına da açıldık. İki şirketteki payları alarak ortaklarımla yolları ayırdım ve pantolon üretimine odaklandım. Bugün Betobe Tekstil, yüzde 100 ihracat yapan bir şirkete dönüştü. Kendi alanında dünyanın sayılı 18 markası için üretim yapıyoruz ve onlara koleksiyon veriyoruz.”
İTALYAN GMG FIRENZE’Yİ SATIN ALDI
YILLARCA hazır giyimde basamakları birer birer çıkan Erman Coşkun, 2019’da İtalyan GMG Firenze’i satın alarak iş hayatında yeni bir kapıyı da aralar. Erman Coşkun, “İtalya’da bir de mağazası olan markayı satın aldıktan sonra İzmir’de de daha önce İzmir Sarnıç’ta kurduğumuz pantolon tesisini Menderes Tekeli’deki İTOB Organize Sanayi Bölgesi’ne taşıdık. Ciddi yatırımlar yaptığımız süreçte tüm dünya pandemi nedeniyle kapanmaya gitti. Herkesin üretimlerini durdurduğu süreçte biz hiç ara vermeden devam ettik. Koleksiyonlar üretmeyi sürdürdük. Katma değeri yüksek ürün üretme hedefiyle yola çıktığımız için de çalışma arkadaşlarımız çok değerli. Bu süreçte bu gücümüzü kaybetmek istemedik. GMG Firenze’i Türkiye’de de yapılandırmaya karar verdik. Klasik erkek giyim yerine de şık ve rahat giyim odağında bir koleksiyon hazırladık. Ve koleksiyonumuz çok ses getirdi. Mağazalaşma yoluna gittik. İki yıl içinde GMG Firenze 10 mağaza ile 50 satış kanalına ulaştı” diyerek, geldiklerini noktayı paylaştı.
RUHUMUZU
KAYBETMEDEN
BÜYÜYECEĞİZ
GMG Firenze’nin İtalya’da bir mağazası bulunduğunu söyleyen Erman Coşkun, Türkiye’nin yanı sıra bu markayla yurtdışında da büyüme hedeflerinin bulunduğunu aktardı. Erman Coşkun, hedeflerinin şöyle anlattı:
“Burada agresif bir büyüme hedefimiz bulunmuyor. Butik bir yapılanma planlıyoruz ve yatay büyüme stratejisi izliyoruz. Biz iyi bir marka olmak istiyoruz ve içeriğimizi-ruhumuzu kaybetmeden büyüyeceğiz. Dolayısıyla Türkiye’de en fazla 20 mağazaya ulaşabiliriz. Yurtdışında ise önce butiklere ve büyük mağazalarda yer alacağız. 2023’te bu başlayacak. 15 nokta için anlaşmak üzereyiz. 2024’te ise mağazalaşma olacak. 2025 geldiğimizde de Avrupa’da 250-300 satış noktasına ulaşmış oluruz.”
KISA KISA
* Erman Coşkun, şimdi bir yandan kendi markası için çalışırken öte taraftan da global oyuncuların Türkiye’de üretimi ve distribütörlüğü gibi farklı işbirliklerin gündemde olduğunu aktardı, “Ayrıca yat ve yelkenli giyimiyle ilgili çalışmalarımız var. Yine golf ile ilgili planlarımız bulunuyor. Niş işlerde olacağız” diyor.
* ‘Tasarım fabrikası’ felsefesiyle çalıştıklarını dile getiren Erman Coşkun, “Bu felsefe için 180 kişilik bir ekibimiz var” diyor.
* Coşkun, konforlu alanların dışına çıkarak risk aldığını söyleyerek, şu mesajı veriyor: “İşini kaybedersen hayatını kaybedersin baskına hep karşı geldim. Bunu yapmasaydım bir yerde takılıp kalacaktım. Bu üretkenliği de öldüren bir yapı.”
Paylaş