Paylaş
HER şey baba Mehmet Behçet Can’ın 15 yaşında Malatya’dan İzmir’e gelmesiyle başlar. Tabii o da tesadüfen olur. Çünkü, İstanbul treni yerine yanlışlıkla İzmir trenine biner. İzmir’e geldiği ilk gün Kestelli’de uyuyakaldığı bir dükkanın sahibi onu işe alır. Burada tereyağı yapımını öğrenir. Beş yıl sonra İkiçeşmelik’te bir handa kendi yerini açar. Türkiye’de o yıllarda ham kremadan ticari tereyağı üretip, yağlı yaldızlı kağıdı paketlemede kullanan ilk firma olur. 14 yaşında babasının yanında tereyağı yapmaya başlayan Aybey Can ise asker dönüşü direksiyona geçtiği markanın önce ulusal çapta bilinirliğini artırır, sonra da yurt dışına taşır. Babasından devraldığı markayı bugün sektörünün önemli bir aktörü konumuna getiren Aybey Can’ın son bombası ise Selçuk Belevi’de 27 milyon liralık yatırımla kurduğu yeni tesisi. Tereyağının yanında reçel, fındık ezmesi, eritme peynir, pekmez, tahin ve helva gibi ürünler üreten Aybey Can, şimdi de imalatını 10 kat artırdığı yeni fabrikasında süt, meyve suyu, zeytin ve zeytinyağı ile et ürünlerini portföyüne eklemeyi planlıyor. İhracat pazarlarına da ağırlık verecek olan Aybey Can, Türkiye’deki zincir marketlerde de yerini almayı hedefliyor.
İlk üretim bir handa
Can Tereyağları’nın ikinci kuşak temsilcisi, yönetim kurulu başkanı Aybey Can’la markanın dünü, bugünü ve yarınını konuştuk. İlk günden bu yana sektörde hep ilkleri gerçekleştirdiklerini anlatan Aybey Can, kuruluşla ilgili şu bilgileri paylaştı:
“Can Tereyağları, 1930’da rahmetli babam Mehmet Behçet Can tarafından kuruldu. Babam tereyağı işini de İzmir’e geldiğinde yanında çalıştığı Yahudi bir işadamından öğrenmiş. Beş yıllık çalışmanın ardından kendi işini kurmaya karar vermiş. İlk üretime İkiçeşmelik’teki bir handa başladık. Günde 300 ile 500 kilo arasında değişen tereyağı üretiyorduk.”
Margarin yoksa tereyağı
Tereyağı konusunda çok iddialı olan Aybey Can, 14 yaşında yaz tatillerinde üretime girer ve bu konuda usta olur. “Türkiye’deki en iyi tereyağını ben yapıyorum” diyerek iddiasını ortaya koyan Aybey Can, askere gidinceye kadar üretimde çalışır. Aybey Can, öykünün devamını şöyle anlattı:
“Asker dönüşü bir yıl kadar daha üretimde görev aldım. Daha sonra babam işleri bana devretti. Ben de İkiçeşmelik’te daha büyük bir yer açtım. O yıllarda Ege’de bilinir bir markaydık. Ben markayı Türkiye’ye açtım. Asıl atılımımızı ise 70’li yıllarda yaşanan margarin kıtlığında yaptık. O yıllarda tereyağını yok sattık. Bu da bizi uçurdu. İşlerimizi büyüttük. Türkiye’nin her yerine tereyağı sattık. Bu konuda Karadeniz meşhurdur. Biz Karadeniz’e de tereyağı gönderdik. Tabii onlar bizden aldıkları tereyağını İstanbul’a götürüp ‘Karadeniz tereyağı diye’ sattı.”
ASKERİN KAHVALTISI ONDAN
Zamanla Can Tereyağları’nı büyüten Aybey Bey, 90’lı yılların başında İzmir Gıda Çarşısı’nda yeni yatırımla bir tesis kurar. Aybey Can, şöyle devam etti: “Soğuk hava depolarına çok para verdiğimiz için yeni tesisin altına dört katlı bir fabrika daha kurdum. Böylece dört kat yerini üstünde, dört kat yerine altında olan bir tesise dönüştük. Burada tereyağının yanına eritme peyniri ekledik. Tereyağımız gibi peynirimiz de çok beğenildi. Teknoloji ve kalite anlamında kendimizi sürekli yenileyerek ürün yelpazemizi genişlettik. Farklı ambalaj gruplarında çalışma yaparak, yurt dışından ithal ettiğimiz teknolojiyle piknik ambalaj grubuna da girdik. Daha sonra reçel, bal, fındık ezmesi, pekmez ve tahin helvayı ekledik. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihalelerine girdik. Bunlar çok büyük ihalelerdi. Otellere, cezaevlerine ve yatılı okullara da ürün vermeye başladık. Müşteri portföyümüzü genişlettik.”
27 MİLYON LİRALIK YATIRIM
Aybey Can, uzun uğraşların ve zorlu bürokratik süreçlerin ardından yakın zamanda faaliyete geçirdiği İzmir Selçuk’a bağlı Belevi’deki yeni fabrikayla ilgili de bilgi verdi. 27 milyon liranın üzerinde bir yatırımla kurulan tesise ilişkin şunları aktardı: “İzmir-Aydın Otoyolu’nun kenarında toplam 346 dönüm arazi satın aldık. 17 bin metrekare kapalı alana sahip bir fabrika kurduk. Gıda Çarşısı’ndaki tesisi buraya taşıdık. Yıllarca dar yerlerde büyük işlere imza attık. Şimdi daha geniş bir alanda faaliyetlerimizi sürdüreceğiz. Mevcut üretimiz 10 kat artırıyoruz. Mevcut ürünlerin yanına yeni eklemelerimiz olacak. Önce sütü paketleyeceğiz. Buna ilaveten meyve suyu da olacak. Ayrıca, zeytin ve zeytin çeşitleri ile et ve dondurulmuş gıda üretimimiz devreye girecek. Zincir marketlere de yerimizi alacağız. Şu anda tesisimiz otoban kenarında. Burayla ilgili başka bir hedefimiz de kahvaltı yeri açmak. Bunun için Karayolları Genel Müdürlüğü ile görüşme halindeyiz. Burada çok farklı bir projeyle yer almak istiyoruz.”
KISA KISA
* Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ürün veren Aybey Can, yakın zamana kadar Irak’taki ABD askerlerinin kahvaltısını da vermiş.
* Irak başta olmak üzere çeşitli ülkelere ihracat yapan Aybey Can, son gelişmeler nedeniyle Irak’a olan ihracatı askıya almış durumda. Ama yeni tesisle birlikte ihracatta hedef büyük. Hedef pazar olarak ise Avrupa’yı düşünüyor.
* Yeni tesisinde yaklaşık 200 kişiyi istihdam eden Aybey Can, bunu kademeli olarak yıl sonuna kadar önce 300, sonra 400, ardından da 500’de noktalamak istiyor.
* “Sektörümüzde tartışmasız lideriz” diyen Aybey Can, Türkiye genelinde 5 bin 800 ana bayileri bulunduğunu, 81 vilayetin en ücra kasabasında bile ürünlerinin bulunduğunu söylüyor.
* Firma bugün ‘Can’ ve ‘Beyazca’ olmak üzere iki markayla pazarda yerini almış durumda.
* Aybey Can, ürün teminini Ege ve Orta Anadolu’daki köylerden sözleşmeli tarım modeliyle topladıklarına dikkat çekiyor ve ekliyor: “Ürünü vadeli satsak da hammaddenin yüzde 70’ini peşin alıyoruz.”
Paylaş