Paylaş
Polen alerjilerinin sezonu uzun. Polenlerle baharla başlayan karşılaşma, kışa kadar sürüyor. Çünkü her bitkinin polen yayma dönemi farklı. Ağaç polenleri genellikle şubat-mart, çim polenleri nisan-temmuz ortasına kadar, yabani ot polenleriyse yaz sonu ve genellikle sonbaharda ortaya çıkıyor. Böylece polenlere maruz kalma süresi bazen 8-9 aya kadar yayılıyor.
Anadolu Sağlık Merkezi göğüs hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Kemal Tahaoğlu, polenlerin herkeste alerjiye neden olmadığını söylüyor. Genetik yatkınlığı bulunan ‘atopik’ler (burun, deri ve akciğerin aşırı enflamasyona yatkın olması) ve diğer alerjenlere de duyarlılarda bahar alerjisinden çekme ihtimali daha yüksek.
Polenler özellikle 7-8 yaşlarındaki çocuklarda daha sık olmak üzere, alerjik nezleye yol açıyor. Alerjik nezle burunda akıntı, tıkanıklık, hapşırık, kaşıntı, gözlerde yaşarmayla kendini belli ediyor. Bazı çocuklardaysa astıma neden olabiliyor. Erişkinlerde benzer bulgular görünse de astım daha sık. Astım, nefes darlığı, öksürük, göğüste daralma hissi ve hırıltı yapabiliyor. Doç. Dr. Tahaoğlu, “Bu bahar alerjisi astım çevirmesi olarak düşünülmemeli. Aslında polenler, alt hava yollarını etkileyerek astımı ortaya çıkarıyor. Bazen de yine bahar alerjisi olarak bilinen saman nezlesi ya da alerjik rinit astımla birlikte görülebiliyor” diyor.
POLENLER EN ÇOK 05.00-10.00 ARASI YAYILIR
* Polenler daha çok sabah saat 05.00-10.00 arasında yayılırlar. Bu saatlerde mümkün olduğunca dışarı çıkmayın.
* Araba ve evlerin pencerelerini kapalı tutun.
* Polen mevsiminde açık havada spor yapmayın.
* Arabayla yolculuk yaparken camları kapalı tutun.
* Gözlerin yanını da örten güneş gözlükleri yararlı olabilir.
* Dışarıda giydiğiniz giysileri evde giymeyin. Eve dönünce saçlarınızı yıkayın.
* Çamaşırları dışarıda kurutmayın. Üstlerine polen yapışabilir.
* Evde ve arabadaki klimaların polen filtrelerini sık sık değiştirin.
* Toz, sigara dumanı, boya kokusu, parfümden uzak durun.
* Tatil için yeşili değil, deniz ve kumsalları tercih edin.
Koltuk altındaki terlemeyi kesmeniz sizi öldürmez!
Deodorant ve antiperspiran (terlemeyi önleyen) ürünlerin etkileri konusunda kafalar karışık. Deodorantları kötü kokuyu engellemek için kullanan çok. Özellikle de terden nasibini aldıktan sonra. Sanıldığının aksine deodoranlar terlemeyi kesmez. Bu iş için antiperspiranları kullanmalısınız.
Birçok kişinin, “Ama bunlar toksin atmayı önlüyor” dediğini duyar gibiyim. Ama toksinleri doğrudan koltuk altındaki bezlerden atmıyoruz. Koku yapan özel bezlerse koltuk altında bulunuyor. Toksinlerin çoğunu karaciğer ve böbrek yoluyla atıyoruz. Dolasıyla koltuk altındaki terlemeyi kesmeniz, size zarar vermez. Bununla birlikte çevrenizdeki pek çok kimseyi mutlu eder.
TEMİZ CİLDE UYGULAYIN
Deodoranların görünen bölgelere sıkılması ve temiz cilde uygulanması gerekiyor. Bu nedenle deodoran sıkılmadan önce yıkanmak veya hiç olmazsa koltuk altını temizlemek (hatta kıldan kurtarmak) önemli. Deodoran sıktıktan sonra güneşe çıkmayın. İçindeki kimyasallar güneşle birleştiğinde vücutta alerjik tepkiler, tahriş, kızarıklık, kaşıntı, yanma ortaya çıkabilir. Bu nedenle özellikle yaz aylarında güneş görebilecek bölgelerde deodoran kullanılmamalı. Çünkü insanlar hangi kimyasal maddelere ne tepki vereceğini bilemeyebilir.
TERLETEN SORUNLAR!
Aşırı terleme sorunu genellikle ergenlikle birlikte başlıyor. Tek tük de çocuklarda görülüyor. Terlemenin derecesini ölçen çeşitli testler var. Ancak asıl kriter aşırı terlemenin günlük yaşamı ne kadar bozduğu. Bazı sorunlar daha fazla terlemeye yol açıyor. Hormon veya metabolizma bozuklukları, bazı enfeksiyonlar, hastalıklar ve psikiyatrik bozukluklar, bazı ilaçların yan etkileri veya obezite de aşırı terleme yapabilir. Terlemede artış belli bir bölgeden çok vücudun genelinde görülür. Bu durumda, altta yatan sorunun tedavisi gereklidir. Tedavi seçeneklerine başvurmadan önce, sorunun nedeninin araştırılması ve tedavinin buna göre düzenlenmesi önemli.
Önümüz, arkamız, sağımız, solumuz radyasyon
ŞİFA KÜTÜPHANESİ
Radyasyonun aslında hayatımızın her alanında olduğunun farkında mısınız? Cep telefonları, telsiz telefonlar, tablosuz internet, plazma televizyonlar, mikrodalga fırınlar, saç kurutma makineleri, tıbbi aletler ve hayatımızdaki pek çok şey bizi radyasyona maruz bırakıyor. Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Biyofizik Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Süleyman Daşdağ, ‘Dalga Dalga Geliyorlar’ kitabıyla elektromanyetik alanların üzerimizdeki etkilerini bir kez daha hatırlatıyor. Hayy kitap, 19 lira.
Zencefil ‘evrensel ilaç’
TAMAMLAYICI TIP
Limonlu, güzel ve sıcak bir zencefil çayı, kişinin kendini iyi hissetmesi için muhteşem bir ev yapımı ilaç. Zencefilin sindirime yardımcı, mide bulantısı kesici, iltihaplanmayı önleyici, kötü huylu kolesterol düşürücü, kansere, mikroplara ve virüslere karşı koruyucu ve kan seyreltici etkileri bulunuyor. Beslenme ve diyet uzmanı Gizem Keservuran, zencefildeki aktif içerik gingerollerin, insan kalın bağırsak ve rektum kanser hücrelerinin gelişimini engellediğinin Kanser Önleme Araştırma Konferansı’nda dile getirildiğini söylüyor. Zencefil, aynı zamanda tükürük salgısını arttırarak sindirimi kolaylaştırıyor. Ancak kan seyreltici ve pıhtı önleyici ilaç kullanan kişilerin, zencefili çay veya baharat olarak tüketirken dikkatli olmaları gerek. Aynı zamanda safra asidi artırıcı etkisi de var. Bu nedenle safra kesesi rahatsızlığı veya safra kesesi taşı olanların, sağlık profesyonelleri tarafından önerilmedikçe, bu bitkiden uzak durmalarında fayda var. Zencefil gebelik döneminde kullanılacaksa güvenli dozu (2 gr yani bir çay kaşığı toz şeklinde / günde) aşmamak gerek.
Tamer Karadağlı (Oyuncu)
SAĞLIĞIM İÇİN
MUTLAKA YAPARIM: Ekmek, tuz ve şekerden uzak duruyorum. Arzu Balkan’ın bilgisine çok güvenir, danışırım. Dizi çekimleri sırasında düzenli beslenmek zor oluyor ama çok yağlı yememeye çalışıyorum. Izgara tercih ediyorum.
ASLA YAPMAM: Günde 1.5-2 paket sigara içerdim. İki senedir sigara içmiyorum.
MUTLAKA YAPACAĞIM: Daha çok spor yapabilmek istiyorum. Keşke dağ sporlarıyla ilgilenebilsem.
UZUN LAFIN KISASI
YANLIŞ: Sevişme spontan olmalı. Bu konuda düşünmek veya konuşmak spontanlığı bozar.
DOĞRU: Cinsellik doğuştan gelen bir yetenek değil. Tam tersine cinsellik öğrenilebilir, öğretilebilir, sonradan keşfedilebilir ve geliştirilebilir.
Paylaş