Paylaş
Malüllük aylığı bağlananlar
Sosyal güvenlik sistemimizde çalışma gücünün en az %60’ını veya iş kazası ve meslek hastalığı sonucu meslekte kazanma gücünün yine en az %60’ını kaybedenlere malül denilmektedir. Yani malüllük çalışma hayatı içinde bulunanların maruz kaldıkları bir risk oluyor. Çalışmaya başlamadan önce %60 ve üzeri özrü olsa bile o kişilere malül denilmemektedir.
İşte, bu şekilde malül sayılan kişinin en az 10 yıllık sigortalılık süresi ve toplam 1800 günü var ise ona malüllük aylığı bağlanmaktadır. Dahası, kişinin malüllüğü bir başkasının sürekli bakımını gerektirir derecede ise bu sefer 10 yıllık sigortalılık süresi aranmamaktadır.
Malüllük aylığı bağlanmış olanlar, çalışırlar ise aldıkları aylıkları kesilir. Yani bunların destek primi ödemek suretiyle çalışma imkanları da bulunmamaktadır.
Özürlü emekliliği
Bir kere bunlara bağlanan aylığın adı “emeklilik-yaşlılık aylığıdır”. Yani sosyal güvenlik sistemimizde özürlü olarak kabul edilenlere malüllük değil yaşlılık aylığı bağlanır. Bu aylık bağlanırken de malüllük halinde olduğu gibi yaş şartı aranmaz.
Şu halde, çalışma gücündeki kayıp oranının;
a) %50 ilâ %59 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 16 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4320 gün,
b) %40 ilâ %49 arasında olduğu anlaşılan sigortalılar, en az 18 yıldan beri sigortalı olmaları ve 4680 gün, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş olmak şartıyla yaşlılık aylığına hak kazanırlarlar.
Bu şekilde aylık bağlananlar ise destek primi ödemek suretiyle çalışmaya da devam edebilirler.
Vergi indiriminden yararlananların emekliliği
Özel bir düzenleme de bunlar için geçerli. Vergi mevzuatı uyarınca sakatlık indiriminden yararlananlara yine yaş şartı aranmaksızın belli gün sayısı ve sigortalılık süresi üzerinden emekli aylığı bağlanabilmektedir.
Bu durumda olanların çalışma yeteneklerindeki kayıp malüllük değil de yaşlılık aylığı bağlanmasına yaramaktadır. Bunlarda hem emekli aylıklarını alıp hem de destek primi ödemek suretiyle çalışabilmektedirler.
SGK’dan iki düzeltme!
Yazdığımız iki yazı üzerine SGK’dan iki düzeltme geldi.
Sözleşmeli personelin kadroya geçmesi üzerine sağlık aktivasyonlarının nasıl yapılacağı 2011/59 sayılı Genelge ile doğru bir biçimde açıklandı. Eski memuriyeti olanların sağlık aktivasyonları çalıştıkları kurumlarınca, ilk defa kadroya geçenlerin aktivasyonları ise başvuru üzerine SGK müdürlüklerince yapılacak.
İkinci düzeltme bir duyuru ile yapıldı. Memurların rapor süresi ile ilgili olarak...
Halen uygulama memurlarda işçi ve esnaf gibi tek hekimin bir seferde 10 gün rapor verebileceği şeklinde. Ama bu bize göre yanlış demiştik…
SGK bir duyuru ile bu uygulamanın yersiz olduğunu kabul etti ama çözümü yazmak yerine Devlet Personel Başkanlığı’ndan sorulabilir(!) dedi…
Oysa çözüm net; memurlara hastalık raporlarının hangi hallerde, hangi hekimler veya resmi sağlık kurulları tarafından verileceğini ve raporların süreleri ile bu konuya dair diğer hususlar Memurların Hastalık Raporlarını Verecek Hekim Ve Sağlık Kurulları Hakkında Yönetmelik ile düzenlenmiştir.
Söz konusu yönetmeliğin “hastalık izni süreleri” başlıklı 3. maddesi birinci fıkrasının (b) bendine göre de; “hastalık raporlarında, tek hekim 20 güne kadar hastalık izni verilmesine lüzum gösterebilir” denilmektedir. Hepsi bu!
Paylaş