Paylaş
Yumak gittikçe de büyüyor. Nasıl büyümesin, sanırsınız ki, bir ucunda kedi yavrusu oynayıp duruyor... Şimdi ya da yarın aç açabilirsen yumağı...
Geçmişte gazeteci iş sözleşmesi ile çalışmış ve bu kapsamda (kendilerinin deyimi ile 212’li olarak) SGK’ya bildirilmiş kişiler emeklilik hesaplamasında bu günlerde sorun yaşıyorlar. Dedik ya, bu gidişle zor; yumak dolaştırıldıkça dolaştırılıyor.
Gazetecinin geçmişteki hakkı
Birçok çalışan gibi gazeteci iş sözleşmesi ile çalışanlar da 1 Ekim 2008 öncesinde, her 360 günlük çalışmaları karşılığında bunun 1/4’i oranında itibari hizmet süresi kazanmaktaydı. Ancak, bu haktan yararlanabilmeleri için sözü edilen işteki çalışmalarından dolayı en az 3600 günleri bulunması gerekiyordu. Böylece kazandıkları itibari hizmet süreleri sigortalılık sürelerine ilave ediliyordu. Bu da daha erken yaşta emekli olmalarına olanak sağlıyordu. Ancak, bu hakları “Sosyal Güvenlik Reformu” ile kaldırıldı!
İtibari hizmet süresi hakkı yok
Gazeteci iş sözleşmesi ile çalışanlara erken emekli olma olanağı tanıyan 506 sayılı Kanunun ek 5. ve ek 6. maddeleri artık yok. 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile 1 Ekim 2008 tarihi itibariyle yürürlükten kaldırılmıştır.
Peki, itibari hizmet süresi yeni 5510 sayılı Kanunda düzenlenmedi mi? Düzenlendi, düzenlenmesine ama burada gazetecilere yer verilmedi. 5510 sayılı Kanunun 40. maddesinde düzenlenen fiili hizmet süresi zammı uygulamasından artık gazeteci iş sözleşmesi ile çalıştırılanlar yararlanamıyor.
Eski çalışma süreleri ne oldu
Kanun koyucu, yeni düzenlemesinde itibari hizmet sürelerinin/fiili hizmet süresi zammının gün sayısı olarak değerlendirileceğini hüküm altına almıştır. Geçmiş uygulamada ise itibari hizmet süresi sigortalılık süresine eklenmekteydi.
1 Ekim 2008 itibariyle gazeteciler bu kapsamdan çıkarılınca, bu tarihe kadar olan itibari hizmet sürelerinin nasıl değerlendirileceği de yeni 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesinin ikinci cümlesinde açıklığa kavuşturulmuştur.
5510 sayılı Kanunun geçici yedinci fıkrasının birinci ve ikinci fıkralarını birlikte aşağıya alırsak daha aydınlatıcı olacaktır. Buna göre;
“Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı, 2/9/1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17/10/1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17/10/1983 tarihli ve 2926 sayılı, 8/6/1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20’nci maddesine göre sandıklara tabi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibari hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları kanun hükümlerine göre değerlendirilir.
Kanunun yürürlük tarihinden önce 24/6/1965 tarihli ve 635, 18/3/1986 tarihli ve 3269, 22/7/1965 tarihli ve 644, 1/11/1983 tarihli ve 2937, 25/3/1957 tarihli ve 6940 ve 26/10/1990 tarihli ve 3671 sayılı kanunlar ile 5434 sayılı Kanunun 32’nci maddesine göre fiili hizmet süresine müstehak görevlerde çalışanların bu görevlerde geçirdikleri süreler bu Kanunun 40’ıncı maddesi gereğince aranan 3600 günün doldurulmasında nazara alınır. 17/7/1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun ek 5’inci maddesinde sayılan itibari hizmet süresi kapsamında yer alıp bu Kanunun 40’ıncı maddesinde sayılmayan işlerde bu Kanunun yürürlük tarihinden önce geçen çalışma sürelerinin bu maddenin birinci fıkrası kapsamında değerlendirilmesinde 3600 gün prim ödeme şartı aranmaz.”
SGK ne yapacak
Bütün bu kanun hükümleri ortadayken, geçmişte gazetecilik yapmış ve SGK’ya sigortalı bildirimleri yapılırken de (2A veya 3A) belge türünde sigorta günleri bildirilmiş ise, yapılacak şey 5510 sayılı Kanunun geçici 7. maddesine uygun olarak işleme alıp değerlendirmektir. Artık bunun farklı yorumlanması veya Ankara’dan görüş istenmesi yoluna gidilerek “ipe un sarılmamalı”. Kaldı ki Ankara, Genelgeler ile görüşünü, kanun hükmüne uygun olarak açıkça ortaya koymuştur.
Geçmişteki bu itibari hizmet süreleri hesaplanıp, sigortalının/gazetecinin sigortalılık süresine eklenmelidir. Bu ise, sigortalının işe başlama tarihini o süre kadar geri götüreceğinden, 506 sayılı Kanunun yürürlükteki geçici 81. maddesi uyarınca, diğer koşulları da var ise, daha erken bir yaşta emekli aylığı bağlanmasına olanak tanıyacaktır.
Paylaş