Paylaş
Korkularımız son derece çekicidir ve başımıza gelme olasılığını artırır. Korkularımızdan arınmak bizi hafifletse de bazı korkular bize hizmet eder. Hayatta başarısız, hasta, yoksul olma korkumuz olmasaydı tembel ve kendimizi tamamen bırakmış biri olabilirdik ancak bu korkularımızın bir kısmı hizmet etse de belli bir seviyeden fazlası bize hayatı zindan edebilir. Bize sıkça sorulan korkular ise genelde aynı alanın etrafında dönmekte…
1- Uçak korkumu bir türlü yenemiyorum, biner binmez panikliyorum. Hayatımda rahat ve neşeli biri olarak tanınırım, bu korkumu hiç kendime yakıştıramasam da bir türlü yenemiyorum. İşimi son derece kötü etkiliyor, bana ne tavsiye edersiniz?
Uçak korkusunun altında temel olarak tek şey yatar o da kontrolün sizin elinizden çıkmış olmasıdır. Uçak korkusu, araç tutmasının altında kontrol edememeniz yatar. Ben size ‘Siz kontrolcüsünüz’ desem eminim olumlu yanıt alacağım çünkü danışanlarımda da bu hep böyle oldu. Kontrol etmek, kontrolcü olmak bizi hep aşağıya çeker önemli olan her durumu ve her olayı gerektiği kadar kontrol altında tutmamızdır. Kontrolcülük insanı yıpratır çünkü hiçbir şeyi kontrol edemeyeceğiz, her şeyin bizim kontrolümüzün altında olması mümkün değildir. Sadece gerektiği kadar kontrol altında tutabiliriz. Bunu kabullenmeniz bu konuda yol almanızı sağlar, ancak kontrolcülükle ilgili konularınızı, bilinçdışı sebeplerini ve bilinçdışı kayıtlarını tek tek çalışmak gerekir. Bunu biliyor olmak eminim sizi biraz daha rahatlatmıştır. İnanın çok zor değil hazır olduğunuzda çok kolay olduğunu göreceksiniz, biraz cesaret…
2- Hayatta en büyük korkum sevilmeyen biri olmaktır. Herkesin beni sevmesi için o kadar çok çaba sarf ettim ki artık çok yorgunum. Aileme, sevdiklerime ve yakınlarıma o kadar çok verici oluyorum ama sonunda yaranamıyorum, bir bakıyorum ki yine çok sevilen ya da vazgeçilemeyen biri olamıyorum. Bu korkumdan bir anda kurtulmak isterdim bana nasıl yardımcı olursunuz?
Keşke bir sihirli değnek olsa sana dokunsa ve hemen değişse değil mi? Peki sihirli değneğinin aslında senin bilinçdışın olduğunu söylesem ve sihirli değneğinin senin elinde olduğunu söylesem. Bu, hayatında seni nasıl değiştirirdi? Sen olduğun en son, temiz ve her halinle sevilmeye layıksın. Sevgiyi satın alma çabalarından lütfen vazgeç, sevgiyi satın almak için çaba, zaman ve enerjini tüketmene değmez inan bana. Seni seven olduğun her halinle sevsin. Tabii ki sevilebilir olmak için belli şartlar var, saf kalpli, saf niyetli, düzgün, dürüst bir insansan ve buna benzer erdemlerden sende varsa tabii ki çok sevileceksin. Sevilmek için kendinden taviz vermene gerek yok. Taviz verdikçe sende tükenir. Ama verme dengeni her zaman muhafaza etmelisin. Tabii diğerlerini bu şekilde alıştırdığın için vermemeye başladığında senden uzaklaşıp, gidebilirler, uğurlar ola… Senden beslenen kan emicileri göndermenin vakti gelmiş demektir. Onların yerine senin sevgine layık, temiz insanlar gelir hiç merak etme. Bu kadar sevilmek istiyorsan en büyük eksiğin kendine gösterdiğin sevgidir. Yani gösteremediğin sevgidir. Sen kendini sevdikçe, diğerleri de seni sevecek tabii ki seni sevmek için pek çok neden bulacağından eminim.
3- Yeni biriyle tanıştım, her şey yolunda gidiyor ve evlenme kararı aldık. Kendisi evde yılan beslediğinden bahsetti, uzun süre terapi aldım ve yılan korkumu yenmeye çalışsam da bir türlü yenemedim. Nişanlımı çok seviyorum, böyle bir nedenden ötürü onunla yollarımızın ayrılmasını hiç istemem. Sizce ne yapmalıyım, bu korkumu yenmem konusunda bana yardımcı olabilir misiniz?
Çok net bir şekilde söyleyebilirim ki yılan korkusu yenilemeyecek en önemli korkudur. İstersen yıllarca terapi al, istersen benden al, yine hiçbir şey değişmeyecek, yılan korkusu kalacak. Korkular arasında çalışılmaması gereken korkulardan biridir yılan korkusu… Sebebi ise tamamen hizmet etmesidir. Bilinçdışı kayıtlarımızda son derece kalıplaşmıştır. Partnerini seviyorsun diye bir yılanla yaşamak zorunda değilsin. Partnerin neden evde bu kadar sıra dışı bir hayvan besliyor bence çalışılması gereken tek konu bu… Bir de neden sen bu kadar partnerine uyumlu olmaya çalışıyorsun, neden sınırların yok, bence bu çalışılmalı… Yani yılanla yaşama konusunda sana yardımcı olamayacağım ve olamayacaklar. Bundan çok daha önemli bir konunun olduğu ortada ve partnerinin de bir desteğe ihtiyacı olduğu ortada…
4- On dört yıl önce anne oldum, ikiz çocuklarım var ve beynimi susturamıyorum. Sürekli başlarına bir şeyler gelmesinden korkuyorum. Bu korkumu bir türlü yenemiyorum ya da dikkatimi bir başka şeye veremiyorum. Eşimle yıllarca bu konuda savaş verdik ve en sonunda boşandık. Benim telaşlı hallerime artık dayanamadığını söyledi. İnanın çok da haksız değil, çekilmez bir hâl aldım. Çocuklarım erkek çocuklar olmasına rağmen son derece pısırık, içine kapanık ve tek başlarına kalamıyorlar. Eski eşim bunun sebebinin ben olduğunu söylüyor ve sürekli başıma kakıyor. Bunların sebebinin ben olduğunu biliyorum ama bir türlü yenemiyorum, sizce ne yapmalıyım?
Korkularımız ve özellikle sizin bahsettiğiniz gibi bize hizmet etmeyen kısımları bizi son derece aşağıya çeker. Olumsuz üretim yaparsanız, ne yazık ki bunları hayatımıza çekme ihtimaliniz çok yüksek. Aynı zamanda çocukların özgüvenli olmasını engeller. İnanın bana hiçbir şey için geç değil, kendinizi bu kadar suçlamayın. Olan oldu ve bundan sonra ne yapabiliriz ona bakacağız, geriye takılmaktan vazgeçin. Korkularınız çalışılması gereken bir konu. " ….başımıza gelseydi kötü mü olurdu, ne hissederdiniz?” Boşluğa başımıza gelebilecek en kötü şeyi, en büyük korkunuzu yazın. Daha derine daha derine indikçe en büyük korkumuz ortaya çıkacaktır, muhakkak bir bilinçdışı kaydını bize verecektir, bu şekilde çalışıyor ve tek tek dönüştürüyoruz. Çocuklar da halledeceklerdir eminim, halledemezlerse destek alır toparlarlar. Her şeyin bir çözümü var, merak etmeyin lütfen… Sadece kendinize sürekli şunu hatırlatın, onları koruyan Yüce güç, Tanrı, Allah var… Onları koruyan aslında siz değilsiniz, sadece size emanetler, lütfen kendinize sürekli bunu hatırlatın.
5- Hayatta en büyük korkum ele güne muhtaç olmaktır. Maddi durumumuz ve imkânlarımız çok iyi olmasına rağmen sürekli kaybetme korkusu ile biriktiriyorum. Çalışmalarımın, imkânlarımın hiçbirini kullanamıyorum. Çok iyi şartlarda çalışıyor ve kazanıyor olmama rağmen sadece biriktiriyorum. Hatta evdeki atık plastiklere kadar biriktiriyorum. Eşimle çocuklarımla aramda artık çok büyük problem oluyor. Çocuklarıma çok iyi imkânlar da sunmamıza rağmen devlet okulunda okutuyor, onların para harcamalarına izin vermiyorum, sürekli para biriktiriyorlar mı kontrol ediyorum. Çok zengin olmamıza rağmen fakirliğe yakın yaşıyoruz. 16 yıldır aynı arabaya biniyorum. Yıllardır üzerimde aynı kıyafetleri görebilirsiniz. Akıl almayacak kadar bir servet yaptım diyebilirim. Hatta hisse senetlerinden yapmış olduğum serveti eşim dahil olmak üzere çocuklarımdan da gizliyorum. Kendimden artık nefret ediyorum. Bir gün ölürsem çocuklarım çok sevinir gibi geliyor artık bana. Büyüklerinden böyle görüyorsun, bir türlü vazgeçemiyorum. Yokluk içerisinde okudum ve büyüdüm. Bir gün ben de zengin gibi yaşayabilir miyim sizce?
Bu tam bir kıtlık bilinci. Kıtlık bilincine sahipsiniz, yokluk ve kıtlık içerisinde büyümüşsünüz. Kendinize bu kadar acımasız olmayın lütfen. Kendinize ne kadar şefkatsiz olduğunuz kesin ve net. Kıtlıkla ilgili kayıtlarınız tek tek çalışılmalı. Her şeyden bolca var, bolca para, bolca imkân, bolca yemek var. Rızkımızı en çok biz kısıyoruz. Allah, Tanrı son derece cömerttir. Siz gereken şartları sağladığınız sürece, çalışkan, azimli, dürüst ve değer bilen olduğunuz sürece zaten size daha çok akacaktır. Bolca paranız olması mümkün ve güvenli. Paranız olduğunda da çocuklarınız da güvende olacaklar. Paranız olduğunda ve bunun sefasını sürdüğünüzde başımıza gelebilecek en kötü şey nedir? Bunu bir inceleyin. Evlatlarınız, eşiniz, aileniz, yuvanız ne durumda, en kötü ne olur, daha kötü ne olur? Burada açığa çıkan korkumuzu çalışmalıyız, çalıştıkça rahata ereceğinizden eminim.
Paylaş