Nefes almaktan utandırdılar

DEVLETİN bankasının müdürünün evinde ayakkabı kutusundan milyon dolarlar çıkıyor...

Haberin Devamı

Biz utanıyoruz.
Bakan oğullarının evinde kasalar gırla...
Biz utanıyoruz.
30 milyon avroyu tıkacak yer bulamıyorlar, malikânelerden banknotlar fışkırıyor...
Biz utanıyoruz.
1 trilyona “3-5 kuruş” diyorlar...
Biz utanıyoruz.
Birileri yağ bağlamışken Meclis’in önünde bir adam “Açım” diye benzinle yıkanıp kibriti çakıyor...
Biz utanıyoruz.
Komisyonculuk oynuyorlar...
Biz utanıyoruz.
İmece usulü medyayı ele geçiriyorlar...
Biz utanıyoruz.
Otoritenin basın bülteni gibi gazete çıkarıyorlar...
Biz utanıyoruz.
“Medya eskiye göre daha özgür” diye masallar anlatıyorlar...
Biz utanıyoruz.
Sözde gazetecilerin hayalet yazarı oluyorlar...
Biz utanıyoruz.
Sit alanlarını eşe dosta peşkeş çekiyorlar...
Biz utanıyoruz.
Taharet musluğuna, havuz perdesine kadar her detayı onaylarına tabi villalar için “Benim değil” diyorlar...
Biz utanıyoruz.
Yüzbinlerce insan örgütsüz sokaklara dökülüp cenaze uğurlarken, mitinglerine telefon mesajlarıyla, kamyonlarla, otobüslerle adam taşıyorlar ve hâlâ “milli irade” diyorlar.
Biz utanıyoruz.
Yerlerde sürünen üsluplarına tanık olup...
Biz utanıyoruz.
Seçim anketlerini manipüle ediyorlar...
Biz utanıyoruz.
3 oda 1 salon daireyi kollarında beleşten saat diye taşıyorlar...
Biz utanıyoruz.
Üç büyükten birinde darbe yapmaya kalkıyorlar...
Biz utanıyoruz.
Rus oligarklar misali ada alıyorlar...
Biz utanıyoruz.
İhaleleri paşa gönüllerince dağıtıyorlar...
Biz utanıyoruz.
Yargıya adam beğenemiyorlar...
Biz utanıyoruz.
Valilerine gazeteci için, savcı için “Kır kapısını, at içeri” talimatı veriyorlar...
Biz utanıyoruz.
ABD yalanlıyor, Avrupa kınıyor, Ortadoğu zaten sallamıyor...Biz utanıyoruz.
Çocuklar ölüyor, çıkıp sahnede tünel anlatıyor, çevre yolu anlatıyor, duble yol anlatıyor...
Biz utanıyoruz.
Çocuğun cenazesi kalkarken sahnede kol kola girip dans ediyorlar...
Biz utanıyoruz.
Yiten canlara bakıp hâlâ nefes aldığımız için...
Biz utanıyoruz.
Utanıyoruz, çünkü insanız.

Haberin Devamı

Bu kadarını hayal bile edemezdik

BENİM gazeteciliğe başlamam Erdoğan’ın başbakan olmasına denk geliyor.
Bu 12 yılda çok severek, gururlanarak parçası olduğum mesleğin birileri tarafından nasıl ayaklar altına alındığını izlemek beni en az Türkiye’nin içine düştüğü durum kadar üzüyor.
Gazetecilerin soru bile soramaması beni kahrediyor.
Fakat, geçtiğimiz akşam, gazeteciyim diyen birinin Başbakan’a sorduğu soruyu duyunca beterin beteri olduğunu gördüm.
Başbakan’a sorulan soru, Berkin’in ölümünün borsaya etkisiydi.
Belli ki o gazeteci geçinen zatın Berkin’in ölümünü doğrudan sormaya cesareti yoktu.
Ya da daha fenası, felaketin sadece bu boyutunu merak ediyordu.
Kahroldum.
Başbakan’ın cevabını duyunca da yer yarılsın, içine gireyim istedim.
Dedi ki: “Türkiye o işleri aştı. Bu işler ani rüzgâr gibidir. Gelir geçer.”
Biz candan saymadıkları ağaçları oduna, dereleri santrallara indirgemelerine öfkeleniyorduk ama...
Bir başbakan ile sözde gazetecinin karşılıklı oturup milyonların önünde bir insan canının borsaya etkisini tartışacaklarını hayal bile edemezdik.
Kâbus bile değilken...
Gerçek oldu.
Artık ağızlarıyla kuş tutsalar sökmez.
İp koptu.

Yazarın Tüm Yazıları