Paylaş
Bir toplumda milyonlarca kadın mütemadiyen eziliyorsa, erkek şiddetine maruz kalıyorsa, her yıl erkeklerce yüzlercesinin canına kıyılıyorsa...Geri kaldık demektir.
Hiç boşuna hava atmayın, caka yapmayın. Geriyiz işte.
Anne kutsalmış, kadın baş tacıymış...
Kadına saygı bizim köklerimizde varmış... Boş versenize...
Bu ülkede insanın değeri var mı ki kadının olsun?
Yine de bütün bu imkansızlıklar içinde...
Bu kıstırılmışlıkta...
Bu milletin kadınları bağırmaya, hakkını aramaya, kendini ezdirmemeye başladı.
Adam olamamış birçok erkek, kurumların, idarenin, siyasetin üst kademelerinde -göstermelik üç-beş kadın kontenjanı açmak dışında- kadınların önünü her daim tıkamaya, seslerini kesmeye çalışsın...
Bu yola çıkıldı.
10 yıl da alsa, 100 yıl da...
Bir gün bu topraklardaki kadına zulüm bitecek.
Bu safi kadınların çabasıyla da olmayacak.
Adam gibi erkeklerin de meseleye dahli olacak.
Neyse ki kadına baktığında, cinsiyetinden önce insan gören erkekler de var memlekette.
Kadın katili erkekler olduğu gibi...
Kadını korumak için kendi vücudunu siper eden...
Erkek şiddetinden utanan erkekler de var.
Onlar da susmayacak.
Onlar da kadınlara destek atacak.
Sonra oyun bozulacak.
Bakın... Ülkede son yıllarda dört bir elden kadına şiddetin önüne geçilmeye çalışılıyor.
Özel sektör, STK’lar, hatta devletin bazı birimleri meseleyi sahipleniyor, savaşta taraf oluyor.
Yetmiyor ama yol da alınıyor.
Erkekler de kendilerini konuşmak zorunda hissediyor.
Yargıtay 1’inci Dairesi Başkanı, kadın cinayeti davalarında cezadan taviz vermediklerini açıkladı önce.
Ardından uçurumdan itilerek öldürülen Esin Güneş’in iki yıldır tutuksuz yargılanan katili tutuklandı.
Ardından, geçtiğimiz yıl kocası tarafından öldürülen Ferdane Çöl’ü korumakla yükümlü olduğu halde korumayan polise terfi etmeme cezası kesildi.
Ardından, hiçbir konuda sözünü esirgemeyen ama nedense bu konuda pek ağzını açmayan Başbakan da Balıkesir’de yargıya çağrı yaptı, “Kadını sekiz yerinden bıçaklayan adamı yargı serbest bırakıyor. Bu nasıl adalettir? Adalet Bakanıma da söyledim. Bu işin üzerine gidelim” dedi.
Oysa biliyoruz, Başbakan istedi mi çağrı yapmaz, gürler!
Ve bu mevzuda da çağrı yetmez, gürlemeli. Çünkü o gürlemedikçe kimse işini yapmıyor.
Misal size, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu emniyetten, jandarmadan, Adalet Bakanlığı’ndan ve Aile Bakanlığı’ndan 2012’de yaşanan kadın cinayetleri verilerini istedi.
Jandarma “Biz verileri Aile Bakanlığı’na verdik” dedi.
Emniyet ile Aile Bakanlığı “Elimizde veri yok” dedi. Adalet Bakanlığı ise Platform’a uygun bir dille “Benden bir şey isteyemezsin” türünde bir ayar verdi.
Velhasılıkelam... Bu iş yarım ağız mesajlarla çözülmez.
Erkekler de gürleyecek.
Başbakan da, kabinenin erkekleri de gürleyecek.
Başka yolu yok.
Paylaş