Paylaş
Yabancılar, giyimleriyle “biz halktan biriyiz” derken halkçı geçinen yerliler “veresiye kabul etmeyen tüccar” gibi hava basıyor.
İngiliz basınında politikacıların jean’li fotoğraflarıyla ilgili geçmişte çıkan yorumlara bir bakalım...
İngiltere Başbakanı David Cameron:
“Jean’ini polo yaka tişört ve siyah loafer’larla tamamlayan Başbakan otopark valesi gibi görünüyor.”
İngiltere Dışişleri Bakanı William Hague:
“Willie bunu giyerken ne düşünüyordu acaba? Bir gün eskinin İtalyan dondurma satıcısı, şimdinin jigolosu görünümüne rağbet edileceğini mi? Neyse ki tersten giyip eline bir hindistan-cevizi kokteyli almamış, buna da şükür, Ama bu tür jean’leri en son Take That’in arka planındaki dansçılarda görmemiş miydik?”
Liberal Demokrat Parti Lideri Nick Clegg:
“Büyükba-basının jean’leri içindeki Clegg, çantasını kaybettiği için işinden kovulmuş paytak postacı imajı çiziyor.”
AB Komisyonu’nun ticaretten sorumlu üyesi Peter Mandelson:
“Jean’ler Simon Cowell tarzında, bele kadar çekilip pantolon gibi giyilmez. Kalça kemiği üzerine oturmaları gerekir.”
Fotoğraflara baktığımızda yorumların yerinde olduğunu fark ediyoruz.
Ama burada İngilizlerin sorunu politikacılarının jean giymesi değil, jean’i doğru giymeyi bilmemesi.
ABD’liler işi kıvırıyor
Jean giyen ABD’li politikacılarla ilgili ise bu kadar acımasız olamayız.
Bir kere eski Başkan George W. Bush bir Teksaslı olarak jean’i kendine en iyi yakıştıran politikacılardandı. Zaten adam gibi jean giymeyi bilmese Teksas valisi bile olamazdı büyük ihtimalle.
Jean’ini beyaz aygır ve kovboy şapkasıyla kombinleyen Ronald Reagan’da da kusur arayın, bulamazsınız.
Ha yüksek belli jean’iyle Bill Clinton bu anlamda başarılı sayılmazdı ama onun dönemi 80’lerin can yakan modasının uzantılarının hala hissedildiği 90’ların başıydı, onu affedebiliriz.
Obama’ya gelirsek... Ülkesinin moda otoriteleri ondan jean’i kendisine yakıştırma konusunda daha iyisini bekliyor.
Rusya’ya geçelim...
Başbakan Dmitri Medvedev resmi kıyafetler içinde değilken, jean’le bile güçlü görünmeyi beceriyor. Kalite kokan bir blazer, kolalı gömlek, pahalı ayakkabıları ve koyu renkli düz kesim jean’iyle övgüleri topluyor.
Gelelim bize...
Bizde niye yok?
Keşke eleştirilmek pahasına dahi olsa jean giyen politikacı’mız olsa...
Yakın dönemden tek akla gelen Kemal Kılıçdaroğlu.
CHP Grup Başkanvekili iken AKP Genel Başkan Yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat’la yaptığı büyük düello sonrası gazetecilerin önüne jean’iyle çıkmıştı. Hafta sonu olması dolayısıyla takım elbise yerine rahat bir giyimi benimsemiş ama çuvallamıştı.
Hem jean’i giymeyi seçtiği yer doğru değildi hem de doğru şekilde giymemişti. Jean’in basın toplantısına giyilmeyeceğini birileri ona söylemeliydi.
Batılı politikacıları golf ya da beyzbol oynarken, yürüyüş yaparken, bisiklete binerken jean’le görüyoruz, basın toplantısında değil.
Resmi ortamları bir yana koyarsak bizim politikacılarımızı neden hiç jean’le görmediğimizi merak ediyorum.
Mesela, acaba Tayyip Erdoğan’ın dolabında bir jean’i yok mudur?
Varsa neden hiç üzerinde görmüyoruz?
Hele de politikacısı sokaktaki adama yakın durmak, onun gibi görünmek isteyen bir memlekette, bu beni şaşırtıyor açıkçası.
Paylaş