Paylaş
Bolu Beyi’nin hikâyesini bilir misiniz? Bilmeyenlere özetleyeyim. Rivayete göre Bolu Beyi at meraklısı bir Bey. Günlerden bir gün seyisi Yusuf’u cins bir at aramak üzere başka diyarlara gönderir.
Yusuf epey arandıktan sonra ideal tayı bulur. Tay, küçüklüğüne verin, henüz çirkindir. Ama attan anlayan Yusuf bilir ki ileride harika bir küheylan olacaktır. Beyinin yanına dönen Yusuf tayı takdim ettiğinde Bolu Beyi öfkeden çıldırır. Tayı çirkin ve sevimsiz bulur. Yusuf’un gözlerine mil çektirir, tayı da ona verip kovar.
Yusuf artık Kör Yusuf olmuştur. Köyüne döner, olan biteni sonradan Köroğlu adını alan oğlu Ruşen Ali’ye anlatır. Baba-oğul tayı terbiye ederler. Ve nihayetinde tay görkemli bir küheylana dönüşür.
Artık Köroğlu için öc alma vakti gelmiştir. Dağa çıkar, gelen geçeni soyar, küçük bir ordu kurar. Bolu Beyi’nin bacısı Döne Hanım’ı kaçırır, onunla evlenir. Bolu’yu basar, yakar, yıkar. Babasının intikamını alır. Bolu Beyi de boş durmaz. Köroğlu’na tuzaklar kurar. Bir defasında onu, başka bir sefer de oğlunu yakalatır. Ama Köroğlu ve adamları her sefer kurtulurlar.
Görünen o ki Bolu’nun yeni Beyi Belediye Başkanı Alaattin Yılmaz.
Yaklaşık iki hafta önce Bolu Belediyesi Sahipsiz Hayvan Bakım ve Rehabilitasyon Merkezi’nde adına yakışmayacak şekilde bazı hayvanlar donarak ölmüş, bazı gönüllüler durumu yetkililere haber vermişti.
Hayvansever olun olmayın, manzara dehşet vericiydi. Yetkililer köpekleri ölüme terk etmişti.
Sosyal paylaşım sitelerinde kıyamet koptu, hayvanseverler hayatta kalan köpekleri kurtarmak için harekete geçti. Hayvan Hakları Federasyonu’ndan (HAYTAP) bir grup gönüllü barınağa ulaşıp gördükleri karşısında “Soğuktan değil, dehşetten donduk” dedi. Köpeklerin 1-1,5 metre uzunluğundaki zincirlere bağlı, korumalı kulübeler yerine açıkta tutulduğunu, bu nedenle de donarak öldüğünü belirttiler.
Bunun üzerine Belediye Başkanı Yılmaz burasının en ideal hayvan barınağı olduğunu iddia etti, polise suç duyurusunda bulunan hayvan hakları savunucularını “şovmen” olarak nitelendirdi, “Bakımsızlıktan ölen hayvanların durumu sizce de kötü değil mi?” sorusuna, “İnsanlar da ölüyor... Siz hiç insan ölüsüne rastlamadınız mı? Bakımsızlıktan öldü diyemez kimse. Bakılacak kadar yiyecek içeceği en iyi şekilde veren Bolu Belediyesi’dir. Bolu şov yeri değildir. Şovmenlere de gerekli dersi vereceğiz” diye yanıt verdi.
Bununla da yetinmedi, bundan sonra artık kendini hayvansever olarak tanımlayan kimsenin hayvan barınağına alınmayacağını söyledi. Canlı yayınlara katıldı, “Veterinerimi-ze sorsalardı hayvanın neden öldüğünü anlarlardı” dedi; Bolu Belediyesi, hayvan barınağı ve Bolu’nun adını karaladıkları gerekçesiyle HAYTAP’a dava açma kararı aldı. “Ruh hastalıkları hastanelerine gitsinler. Bunlar kuru gürültüden ibaret. Değil Başbakanlığa, Cumhurbaşkanlığına; dünyanın tamamına yazı yazsalar da bize faydaları olmaz, bizim de onlardan talebimiz olmaz. Seslerini duyurmak açısında güçlü olabilirler ama benim nazarımda zavallı insanlar” diye çemkirdi.
Hırsını alamadı, son olarak da gönüllüleri “Hayvansever hayvanlar!” diye nitelendirerek Bolu’yu kötü emellerine alet etmekle suçladı.
Tam da böyle bir tartışmanın ortasında “hayvan” sözcüğünü hakaret ve aşağılama ifadesi olarak kullanarak pastanın süsünü eksik etmedi.
Köroğlu ile Bolu Beyi arasındaki hadise yine bir hayvan yüzünden çıkmıştı. Bolu’nun kaderi bu galiba.
Neyse ki, hayvana zulmeden Başkan Yılmaz’ın karşısına hayvanseverler Köroğlu cesaretiyle çıktı.
Paylaş