Statü meselesi!

Hiç düşündünüz mü, kadınlar, niçin herkeste birbirinin aynı olan pırlanta yüzüklerden takmak istiyor?

Haberin Devamı

Aynı kadınlar konu kıyafet olduğunda her zaman “En özel, en başkasında olmayan bende olsun” demezler mi? Birinde kendi kıyafetlerinin aynısı olsun, krizlere girer, o elbiseyi bir daha giymemek üzere gardıroplarının derinliklerine gömmezler mi?
Tek taş artık bir simge haline gelmiş durumda, tabii ana sebep bu. Pahalı bir araba gibi, iyi bir ev gibi, ulaşılması güç bir çanta gibi...
Bana kalırsa onlardan bir farkı yok, zira işin içinde “aşk” kelimesi geçtiği için, pırlantayı diğer statü sembollerinden ayırt etmek zorunda hissediyoruz, kendimizi zorluyoruz.
Bilirsiniz, pırlanta söz konusu olunca, genelde “aşkın narin sembolü” olma halinden işin diğer tarafını konuşamayız.
Fakat gerçek şu ki, pırlantanın “statü sembolü” olma hali konuşulmasa da, daha ağır basar, “ince hesaplar” başlar. İşte orada pırlanta sadece bir simge olmaktan çıkar.
Kimi kadınlar, bazen taşın büyüklüğüyle kendi değerini, bazen ilişkinin değerini, bazen de karşısındaki insanın cimriliğini-eli açıklığını tayin etme çabasına girer.
Bunu yapan sadece kadının kendisi değil, çevresi de bu “pırlanta ile değer tayini” hareketine katılır. Hal böyleyken, tahmin edersiniz ki, pırlanta bir statü sembolü olarak da eskinin burmasının yerine geçmiş durumda. Artık dirseklerine kadar burma takan teyzeler yok ama ellerde pahada-yükte de ağır alyanslar ve koca pırlantalar görmek mümkün.
Sosyal statü diyoruz, yalan değil, mevzubahis kadınların birbirlerine ellerindeki yüzüklerle “Bak ben çok kuvvetliyim” mesajı da veriyorlar, büyük takıların diğer önemli “görevi” de bu.
Ellerinde “kuvvetli” yüzükler olan kadına, diğer kadınların hürmetle, erkeklerinse “Aman dikkatli olayım kocası beni öldürür” gözüyle bakması gerekiyor, hesap bu yani.
Yine işin “aşk” tarafına dönecek olursak, “sembolizmin gücü”nden bahsetmek lazım. Pırlanta aşkı sembolize ediyor ya hani, o açıdan.
Öte yandan, karşındaki insana hissettiğin eşsiz duygunun sembolünün dünyadaki milyonlarca kadının parmağındaki yüzüğün aynısı olmasıysa enteresan bir karşıtlık.
Altın sektörü- reklam dünyası hala Hollywood ve Tiffany’s’in kafamıza yerleştirdiği kodlar üzerine oynuyor, dolayısıyla pırlanta vazgeçilmez olmaya devam edecek.
Yani etrafınızda “Yüzüklerim ve ben kuvvetli bir kadınım çok şükür, kocam da var” kadınları görmeye devam edeceksiniz...

Haberin Devamı

Poşetten varlık tayini

Haberin Devamı

Konu statü sembolü olunca, şunu da atlamamak lazım: Aynen ellerinde ağır yüzükler taşımaktan hoşlanmak gibi, pahalı mağazaların poşetleriyle sokakta salınmak da bir “statü” göstergesi kimilerine göre.
Alışverişe gittin mi elinde milyonlarca torba olsun ki etrafa caka satasın. O torbaları şöyle bir karıştırsanız mesela, bir bina büyüklüğünde torbanın içinden bir eşarp filan çıkar.
Normalde o eşarbı alıp kol bükümüne taktığı devasa çantasının içine koyabilir mesela ama olmaz, nereden alışveriş yaptığını göstermesi lazım.
Tabii bu torbalar kendi çaplarında “geri dönüştürülebilir” torbalar.
Yani özenle saklayıp daha sonra dışarı çıkarken bir aksesuvar olarak kullanabiliyorsun. Mesela markete gidip, oradaki torbalar yerine meşhur bir tasarımcının torbasını kullanabilirsin.
Görenler Hermes’ten alışveriş yaptın sanır lakin içinde göbek, salatalık, domates filan vardır. (Bu hikaye gerçektir.)
Hazır market konusuna girmişken, bir öneri size, market alışverişinize giderken yanınıza bol bol kumaş torba alın.
Dönüşte o kadar havalı olmuyor, çevreden bakanlar sizin statünüzü filan anlayamıyor ama doğaya faydası bol oluyor. Ha, bu konuda da gösteriş yapılabilir dilerseniz. Kumaş torbalarınızın üzerine “Doğayı severim. Naylon poşet kullanmıyorum, düşünceli bir insanım” gibi bir cümle bastırabilirsiniz mesela.

Haberin Devamı

Bir fikir

Bu arada pırlantadan çöpe geçiş yapacağım ama, aklıma gelmişken söyleyeyim: Çöplerinizi dönüştürme çalışmalarına katılınız sevgili doğa dostu Habitus okurları.
Bakınız, Kadıköy Belediyesi bu çalışmayı uzun süredir yapmakta. Ambalajları, haftada bir gün, ıslak çöplerden ayrı topluyor ve dönüştürüyor. Kendilerini tebrik ediyor, herkese örnek olmasını diliyorum.
Bu arada illa belediyenizin ambalaj çöpünüzü ayrı toplaması gerekmiyor, bu işi sizin için yapacak biri yoksa, siz yine çöpünüzü ayrıştırın ve ambalaj-cam şişe-plastik kumbaralarına atın.

Yazarın Tüm Yazıları