Star topçu nasıl yetişir?

Hatırlar mısınız, çocukken bizden birkaç yaş büyük arkadaşlarımızı bile “abi-abla” bellerdik. Bizden altı ay küçük biri ise asla “bizim ligimizden” sayılmazdı.

Haberin Devamı

Yetişkin birer kadına/adama dönüştüğümüzde ise bir de baktık, aramızda 15 yaş fark olan biriyle bile on numara muhabbet edebiliyoruz.
Bu çocukluktaki “lig” meselesi meğer ne mühimmiş, çok enteresan bir adamdan çok enteresan bir şey öğrendim.

Adamımız Malcolm Gladwell. Amerikalı bir gazeteci ve memleketinde son yıllarda en çok okunan yazarlardan biri. Gladwell’i The Tipping Point (Kıvılcım Anı) ve Blink (Düşünmeden Düşünebilmenin Gücü) kitaplarından hatırlayabilirsiniz.

Kısa süre önce çıkan son kitabı Outliers’da ise “başarı” konusuna eğilmiş. “Başarıya giden en kısa yol” tipi kişisel gelişim uydurmasyonlarından filan değil, o nedenle okumakta tereddüt etmeyiniz.

Kitapta özetle “Hayatta başarılı olmak” konusunda hiç akla gelmeyecek kimi detayların önemine dikkat çekiyor.
ışte size çarpıcı bir örnek, adam diyor ki: “Birçok yıldız sporcunun erken yaşta keşfedilmekten ya da çok çalışmaktan öte, başka bir sırrı var. En başarılı olanlar genellikle yılın ilk aylarında doğanlardan çıkıyor!”

Gladwell hokey, beyzbol ve futboldan örnekler vermiş ama bizde futbol deyince akan sular ve trafik durduğu için hemen oraya geliyorum.  Biliyorsunuz, bilhassa takım sporlarına başlayacak çocuklar yaşlarına göre gruplandırılırlar.

Kimi çocuklar, aynı yaşta olmalarına rağmen ay farkı nedeniyle farklı gruplara düşerler.

Örneğin 31 Aralık’ta 7 yaşına basmış bir çocuk ile 2 Ocak’ta 7 yaşına basacak bir çocuk iki ayrı gruba dahil edilir.
Neden? Çünkü Avrupa genelinde iki yaş grubu arasındaki sınırı belirleyen tarih 1 Ocak!

Peki bu iki minicik gün neleri değiştiriyor?

Çok şeyi! Gladwell mealen diyor ki: “2 Ocak’ta doğan çocuk, grubunun en büyüğüdür. Kendinden sonra gelen tüm çocuklardan fiziksel olarak daha avantajlı olacaktır. O yaşlardaki birkaç aylık fark, çocuğu grubunun ‘canavar’ oyuncusu yapar. Fiziksel üstünlüğü, eğitime diğerlerinden daha çabuk ve daha iyi yanıt vermesini sağlar. Böylece starlığa ulaşma şansı daha yüksek olur.”
Avrupa’dan Hagi, Beckham ve Zidane sadece birkaç örnek...

Bizdeki tabloyu da merak edip bir Uğur Dündar kararlılığıyla araştırdım.

Gerçekten de “dört büyükler”de oynayan futbolcuların yüzde 60’ından fazlası yılın ilk altı ayında doğmuş. Sadece ocak doğumluları saymak bile insanı şaşırtıyor:

Fenerbahçeli ılhan Parlak, Gökhan Gönül, Maldonado, Josico, Abdülkadir Kayalı; Galatasaraylı Serkan Kurtuluş, Aydın Yılmaz, Cassio, Arda Turan; Beşiktaşlı Serdar Özkan, Anthony Seric, Deivson Rogerio da Silva, Holosko; Trabzonsporlu Barış Memiş, Buğra Erdoğan, Engin Keleş, Onur Recep Kıvrak...

Benimki bilimsel bir tespit değil tabii. Zaten futbolla alakam soyadımla sınırlı. Spor analistleri bu konuyu kesinlikle araştırmalı.

Eğer böyle bir istatistik ortaya koyulursa, evladımız futbol starı olsun diyen anne babalar Ocak-Haziran arası bir gün seçecek, 9 ay geri gidecek ve ona göre çalışmaya başlayacaklar. Bu iş onu gösteriyor... 

Haberin Devamı

Arabada bebek mi var?

Haberin Devamı

Tam da meşhur şarkıcı Keremcem’in “Sevgim az geldi, sana Ferrari gerekti” dizeleri kulaklarımızda çınlarken benim de yolum bir Ferrari ile kesişti!

Birkaç gece önce Kuruçeşme sahil yolunda sakin sakin, adeta bir fayton gibi ilerlerken önüme bir vale fırlayıverdi. Neden diyeceksiniz. Bir vale gecenin kör karanlığında, tek başına seyreden bir otomobili niçin durdurmak istesin, değil mi? Ovv, çünkü meğerse hemen karşı şeritte yola çıkmaya hazırlanan bir Ferrari varmış! Durmadım elbette. Vale sola doğru plonjon yapmasa altıma da alacaktım az kaldı.
 
Ferrari bey, yoldaki tek arabanın geçmesini 10 saniye bekleyememiş! Başımı camdan çıkarıp “ınip reverans da yapayım mı” diye bağırırken Ferrari’nin şoför mahallinde ünlü de bir sima gördüm ki; tam oldu. Neyse. Diyorum ki, devlet bu işe el atsın. Kimi arabalara rütbe versin.

Bu arabaların yol üstünlüğü kanuna bağlansın. Orferrari, Tuğporsche, Korlamborghini şeklinde netleşelim. Biz de haddimizi bilelim. Valeler de yollara böylesine cansiperane atılmak zorunda kalmasın.

Yazarın Tüm Yazıları