Önce erkekler!

İsveç’teki Uppsala Üniversitesi’nin haberine göre batan gemilerde önce kadınlar ve çocukların kurtarıldığı inanışının gerçekçi olmadığı ortaya çıkmış.

Haberin Devamı

Kaptanlar ve mürettebatın kurtulma oranı daha yüksekmiş.
Can derdine düşen erkeğin kadını da çocuğu da pek sallamadığını batan Costa Concordia’dan kurtulan yolcuların ağzından da dinledik hatırlarsanız.
Erkeklerin hayati durumlarda “canını seven kaçsın ya da kendini kurtarsın” hallerini göz önüne seren araştırmalar söz konusu olunca, şehir hatları vapurlarını düşünmeden edemiyor insan.
Zira yanaşmadan vapuru 60 derece yana yatıran o yoğun erkek kalabalığının, -Allah göstermesin- vapur batma anında yaratacağı kaosu gözümün önüne getirmek istemem.
(Önce mürettebatın ve saltanat kayığı biçimli ayakkabı sahibi delikanlıların kurtulacağı şüphe götürmüyor tabii.)
Aslına bakarsanız erkeklerin içindeki “centilmen insan” ancak bir kadını etkilemek istediklerinde ya da değer verdikleri kadının yanında ortaya çıkıyor.
Tüm o kapı tutmalar, “önden buyurun”lar, sandalye çekmeler, kol kanat germeler, tavuskuşu gibi kabarmalar genlerden filan değil, tamamen hedefe odaklanmış bir insanın strateji kurma halinden kaynaklanıyor.
Evlendikten sonra ise tüm düşünceli halleri ailelerine yöneliyor.
Adam sokakta dozer gibi yürürken, hafta sonu parkta çocuğuyla birlikte adeta kuştüyü yumuşaklığında hareketleri ve sakinliğiyle bambaşka bir görüntü veriyor.
Tanıdığı tüm kadınlar tarafından “ayarsız” olarak tanımlanırken, yakın çevresinde “cüssesiyle ters orantılı, tatlı insan” diye tanınıyor.
Gerçi alıştık artık bu duruma. Ekstra hassasiyet beklemiyoruz.
Çünkü erkeklerin günlük hayatta, sokakta, işte, her yerde “birinç” hastalığına tutulmuş olduklarını biliyoruz.
Önce onlar geçecek, önce onların işleri görülecek.
Kadınlar da kenarda bekleyecek.
Zira tahmin ediyorum şu sıralayacaklarım siz sevgili kadınlara pek yabancı gelmeyecektir:
- Kapıyı tutacağını sandığınız adamın kendi geçtikten sonra bırakması sonucu cam kapının kafaya geçmesi,
- Kapısı açık bir arabaya aynı anda hamle yaparak kafayı sokmanız ve bu sahnenin çarpışma ile bitmesi,
- Yol vereceğini sandığınız adamın kaza yapma pahasına yol vermemesi, bir de üzerine karılı kızlı, argolu cinsel organlı küfürler sallaması...

Haberin Devamı

Bunlar da var...

Haberin Devamı

Bunun dışında “kaba erkek profili” olarak düşünecek olursak,
- Siz sıra beklerken süzülerek sıra başına geçen ve gişede tanıdık olmamasına rağmen tanıdık muhabbeti kuran ve diğer sıradakilere “ahbabımdır, sohbet ediyoruz” havası yaratarak işini en önce gördürmeye çalışan “ağır ağbi”ler...
- Toplu taşıma araçlarında, az önce bahsettiğim saltanat kayığı ayakkabılarıyla kadınların ayaklarını ezerek, omuz atarak, iterek yolculuk yapanlar...
- Yazdığımız bir yazı üzerine, Twitter’daki bir cümlemiz üzerine ya da hiç durduk yere sebep yokken kabadayılık yapanlar...
- Kadınlardan “merhaba” almadan merhaba demeyenler...
- Önlerinden bir kadın geçerken faltaşı gibi açılmış gözlerle popo bölgesine kilitlenenler...
Ne diyeyim, umarım sizlerle batan gemilerde bir arada bulunmayız...

Yazarın Tüm Yazıları