Neden bitmiyor?

Kayseri’de 18 yaşında gencecik bir kız, babasının silahıyla canına kıydı, memleketin bitmeyen, tükenmeyen taciz ve tecavüz vakalarına bir yenisi daha eklendi. Üstelik en rezil, en insanın kanını donduran türden bir vaka bu: Taciz, bir okulda gerçekleşiyor.

Haberin Devamı

İşin içinde bir öğretmen var. 

Ve okul yönetimi bunu saklıyor.
Öğretmen cezaevinde, olay daha yeni duyuluyor, çünkü üzerinin örtülmesi konusunda canla başla çalışmışlar.
“Kol kırılsın, yen içinde kalsın” demişler.
Bu konuda büyük bir değişim görene kadar, dilimiz, damağımız kuruyana kadar yazacağız...
Cezalar caydırıcı değil, mahkemede üstü başı düzgün görünen adama bile indirim veriliyor memlekette.
Ağır ve indirimsiz cezalar ve bu cezaların büyük bir kararlılıkla uygulanması, bu konuda atılacak en büyük adım olurdu fakat devlet büyüklerimiz herhalde bunun için Hindistan seviyesine kadar inmeyi bekliyorlar.
Cezaların ağırlaştırılması ve uygulanması önemli bir konu fakat tek başına yetmiyor.
Zira “gözü kara” olmanın marifet sayıldığı, bu uğurda ne kanun ne de ceza tanıyan bireylere sahip bir toplumuz.
Taciz ve tecavüzü kendine hak gördüğü, içinde yetiştiği aile ortamı ve çevre içinde meseleyi böyle öğrendiği için “Cezası neyse çekerim, bu uğurda gerekirse ölürüm” diyecek adam çok.
Esas onları ne yapacağız?
Kendine göre “Yeterince örtünmemiş” tanımadığı bir kadına, hatta bırakın örtünmeyi, herhangi bir kadına tacizi kendinde hak gören fakat hayatında ahlak timsali yaşayan adamları ne yapacağız?
Taciz ve tecavüz vakaları söz konusu olduğunda sosyal medyada “Ama o da aranmış”, “Etek giyiyormuş”, “O saatte sokakta ne işi varmış”çılar kadar ağzından bir öbek çamur dökülen potansiyel tacizcilerle de karşılaşıyoruz.
Konu ile ilgili yorum yapan tüm kadınlara imkanı bulsa tacizden kaçınmayacağını ima eden bu potansiyel tacizcileri, tecavüzcüleri ne yapacağız?

Haberin Devamı


Çözüm, anlayışı değiştirmekte


Görüyoruz ki, kadına yaklaşım cezayla tamamen çözülecek bir mesele değil.
Burada mesele, anlayışı değiştirebilmekte.
Kadınla erkeği ayrıştıran, erkeği merkeze oturtup kadını hayatın dekoru yapan anlayışı değiştirebilmekte.
Kadını insan değil, bir üreme aracı, bunun haricinde de “dekor” olarak görmeyi sürdüren erkek kültürü içinde iyi bir haber alamayacağız yakın gelecekte.
Üstelik artık haber sokaktan bile değil, evlerin içinden, insanların ikinci evleri, güvendikleri kaleler olan okullardan geliyor.
Bu kadar çirkin, güvensiz bir dünyada yaşamayı hak etmiyor hiçbir kadın.
Pek çok erkek kadına insan gözüyle bakamıyor.
Vapurda çarpıp “Affedersiniz” diyen kadını adam göz hapsine alıyor, peşine takılıyor. “Aranıyor” sanıyor.
Öyle bir hal ki bu, temel insani ilişkileri bile kuramaz haldeyiz.
Erkeklerin kadınlara olan yaklaşımı konusundaki kısa vadeli çözüm, hızla caydırıcı kanunlar çıkarmakta ve cezaları büyük bir kararlılıkla uygulamakta.
Fakat uzun vadeli çözüm ceza değil. Zira idam cezası olan ülkelerde bile tecavüzün kökü kazınmıyor.
Gözünü karartan, yine yapacağını yapıyor. İdamı bile göze alıyor.
Tek konu eğitim. Erkeğiyle, kadınıyla, bir toplumu tüm cinsiyetlere önce insan gözüyle bakmasını sağlayacak bir eğitimden bahsediyorum.
Ayrıştıracak, cinsiyetlerin arasına duvar koyacak, namusu kadının üreme organıyla eşleştirirken erkeğinkini özgür bırakacak, eşcinselliği hastalık olarak görecek bir zihniyetin hakim olduğu ve bu anlayışı yaydığı bir toplumda daha çok karanlık haberler alacağız.
Biz yazıyoruz, durmadan yazıyoruz ancak bizim yerimize kanun yapacak, oylarımızla görevlendirdiğimiz vekilleri her nasılsa bu konuda bir türlü ikna edemiyoruz!

Yazarın Tüm Yazıları