Gelinlik sarhoşluğu

İki günlük ayrılıktan sonra tekrar merhaba sevgili yeni evli Habitus okuru.

Haberin Devamı

Diyeceksin ki şimdi, hayrola Habitus, yoksa sen balayına gitmedin mi?
Gitmedim efendim. Fakat anladım ki balayını ertelemek hataymış. İnsan evlendikten sonraki birkaç gün aptala dönüyormuş ve aslında balayı, dinlenmek için, tatil için değil, o aptallığı üstten atmak içinmiş.
Patron sağ olsun iki gün müsaade etti lakin hâlâ, manasızca sırıtan ve bir cümleyi anlamak için iki kere “Haaaa?” diye soran halimi atamadım üzerimden.
Şu halimin sürmesinde arkadaşlarımın da payı var şüphesiz. Misal, can dostlarımdan Tolga Akyıldız, blogunda öyle bir yazı kaleme aldı ki her okuduğumda gözlerim doluyor. Çok rica ediyorum siz de okuyun: www.takyildiz.blogspot.com
Ağladım, duygulandım, sonra, Hilal Cebeci memelerini açtı da kendime geldim. Dedim Melike, tamam evlendin mevlendim ama uyan artık, bak magazin gündemi karışmış.
Yine de gerçek hayata dönmeden şu notları da düşmek isterim:
-Daha önce evlenen arkadaşlarım “Son hafta öyle bir kilo vereceksin ki ne olduğunu anlamayacaksın” demişlerdi, haklılarmış. İnsan yemek yemeyi unutuyor. Zaten kına gecesi ve düğünde gecenin sahibi olarak oturmanın imkansız olduğu iki uzun gece yaşıyorsun, sıkıysa verme kilo. Zarganaya döndüm, yemin ediyorum.
-Düz ayakkabı giymek, mükemmel bir gecenin anahtarıymış. Her daim düz ayakkabı giyen erkekler bile köselezede olup kendilerini koltuklara, sandalyelere  atarken (bkz. Damat), siz neşeyle dans etmeye devam ediyorsunuz.
-“Stressiz gelin” olmak lazımmış.  Bilirsiniz, o gece dünyanın en büyük sorunları saç bozulması, eteğe basılması, makyaj akmasıdır. Bridezilla dediğimiz gelin türleri, iki lülesi düşsün bozulsun mesela, titreyerek ağlayabilirler.
İşin açıkçası, ben de öyle olmaktan korkuyordum. Fakat olmadı. Sanıyorum bu “düz ayakkabı giymenin etkisi. Hani topuklu giyince böyle bir duruşunuz, havanız değişir, kendinizi daha yavaş ve ağır hissedersiniz, yedi sene yaşlanır, bir anda teyzeleşiverirsiniz. Eh tabii insan teyzeleşince olur olmaz her şeye takıyor ya hani, bu bridezilla halleri ondan olsa gerek. Düz ayakkabıyla dünyanın en hafif ve ergen insanına dönüşüyorsunuz. Siz sevgili gelin olmaya hazırlanan heyecanlı Habitus okurlarına tavsiye ederim.
-Bridezilla demişken, elbette bir noktada oldum, şimdi abartmayayım. Sadece müzik konusunda terör estirdim,  gecenin DJ’i Ali Burgaç idi, ona ayrıca teşekkür etmem lazım. Şimdi kimsecikler bozulmasın lakin kimi popüler Türkçe pop şarkılarıyla eğlenemiyorum ben arkadaş.
Dedim ki Ali’ye, lütfen şu şu şarkıları çalma. O da çalmadı tabii. Ha, gecenin ilerleyen saatlerinde mutlaka o malum şarkılar kalabalık tarafından isteniyor. Artık nasıl bir “korkunç gelin”lik yaptıysam, arkadaşlarım o şarkıları çalması için imza toplayıp, altına benim müsaade ettiğime dair imzayı da alıp Ali’ye verdiler.
Ali demişti, bunları çalmaktan kaçamayız diye, haklıymış. Herkesin keyfinin gıcır olması için insanın kendini bu işin ehli olan profesyonele bırakması lazımmış. Olsun ama yine de pişman değilim, ben yine bridezillalığımı yapayım ah hah haaaay.
-Takma kirpik takmamak lazımmış. Ya da ertesi gün uyanıp, sabah mahmurluğuyla düşmüş kirpikleri tanıyamayıp “Yatakta örümcek var!” diye feryat figan zıplamamak için geceden çıkarmayı unutmamalıymış...

Yazarın Tüm Yazıları