Paylaş
Adını Türkçe’ye “Eş değiştirme” olarak çevirebileceğimiz programda, farklı sosyal sınıflardan iki aile seçiliyor, kadınlar, öteki kocaya eş olmaya gidiyor.
Aman hemen panik olmayın, eş olmaya gidiyor dediysem, yatağına değil.
Sanki misafir olduğu evin kadınıymışçasına, evi kendi kurallarıyla çekip çevirmeye...
şimdi Hayal Mahsulleri Ofisi, programı Türkiye’ye getirmeye niyetlenmiş. Bu programı yayınlayacak kanal arıyor.
Tabii bizim buralarda “eş değiştirme” programı yapmak zor iş. (Cümleyi kurunca bile tuhaf geldi.)
HMO’nun ortaklarından Sinan Yüce’yle konuştum, “Bize uyar mı bu iş?” dedim.
Öncelikle, katılacak insan bulmakta, aileleri ikna etmekte çok zorlanıyormuş. “Yılmak üzereyim” diye yakındı...
Yani bizim “Wife Swap” her an yalan olabilir...
Peki neler yapmışlar bizim “Zevce değiş-tokuşu” programı için? Öncelikle ismi henüz belli değil. Duyduğum bazı detaylara da çok güldüm, tam “biz”lik olmuş.
Bazı değişiklikler yapmışlar bizim erkekleri rahatlatmak için... Mesela kadın kendini güvende hissetsin, evde kalan kocası “namus” konusunda endişelenmesin diye, kadınlara geceleri “o ev”de değil, otelde konaklama imkanı vermişler.
Evdeyken de bekçi olarak yanında eltisi, yengesi olsun demişler!
Bu program Türkiye’ye gelirse nasıl bir gümbürtü kopar acaba?
Kesin yine Meclis’e filan taşınır “Türk aile yapısı” filan diye. Hemen abartırız olayı.
şimdi işe oradan bakacak olursanız, program Fin aile yapısına, Aborijin kabile düzenine, ıskoç klan hayatına filan da uymaz. Kimseye uymaz. Kim karısını bir başkasına gönderir ayol?
Fakat burada olay kulağa geldiği gibi pornografik filan değil. ıstenirse bu olaya pek tabii “Kemikleşmiş alışkanlıklar nasıl kırılır, insan kendi konfor alanından çıkınca nasıl ekstrem tepkiler verir?” gibi ilginç taraflardan da yaklaşılabilir.
Üstelik işin eğlenceli tarafına bakmak lazım.
Düşünsenize, Ebru şallı-Harun Tan gibi bir çiftin evine yeni anne ve eş olarak Nazire şenlendirici giriyor. Ya da mesela Seda Sayan-Onur şan’ımsı çiftin evinin yeni kraliçesi Günseli Kato oluyor...
Öte yandan bizim “koca”ları düşünüyorum da... Cinnet geçirirler valla... Öteki evin erkeği bizim hanıma yan gözle baktı mı, orasını-burasını inceledi mi diye kendilerini kemirirler, sonunda da tüfeği alıp baskına giderler herhalde!
Kadınların durumuysa ayrı! Öteki kadın benden güzel mi, genç mi, benimki ona baktı mı... Düşünsenize, 20 yıllık kocanın yanına Hadise’msi bir lokum gönderiyorlar. Kısa şortuyla yerleri siliyor, evde sürekli bir bacak ve dekolte söz konusu. Kadın kendini yemez mi? “Yeni eş”in saçlarını yolmaz mı?
Bence bu program kesin olmalı! Pek eğleniriz.
Arabamızı nereye koyacağız?
Herkül gibi kaldırıp evimizin çatısına filan koyacağız herhalde.
Çünkü eğer garajınız yoksa koyacak yer yok. Park edilecek tüm yerler malum ıspark. Eskiden bıçaklı, silahlı otopark mafyası vardı, onların kökünü kazıdı ama şimdi de çifte standart var bu konuda.
Belediye, acil ulaşım yolunu ıspark yapabiliyor (Kadıköy’de olduğu gibi mesela), ancak acil ulaşım yolu olmayan fakat ıspark da olmayan bir cadde-sokak kenarına park ettiğinizde araç anında çekiliyor. Bu arada o yeni nesil araç çekme vinçlerinin hızına hiç şahit oldunuz mu bilmem.
Arabayı cadde kenarından alıp götürmesi beş saniye filan sürüyor! Mesela eczaneye girmişsiniz, camdan bir bakıyorsunuz sizin araba olmuş leylek!
Siz “Fakat bi dakk...” diye koşmaya başlamadan araç bilinmeyen bir otoparka çekilmiş oluyor!
şimdi ben böyle diyorum ama paralel park konusunda işin tadını kaçıran adam da çok. Kimi caddelerde iki, hatta bazen üç sıra park yapmak konusunda tereddüt edilmiyor. Caddenin toplam eni de 5 metre. Sonra niye trafik sıkıştı. Sıkışır tabii. Çünkü çok önemli insanlar çok önemli otomobillerini park edip balık yiyecek, eğlence yerlerine girecekler. Ya da taksiciler hiç gelmeyecek müşterilerini bekleyecekler.
Bence bu seçimlerde adaylar “Büyük Düşün”, “Sakin Güç” gibi sloganlar bulacaklarına (Gerçi hepsi arak ya, neyse) “Trafiği çözeceğim”, “Depremde hiçbir ev yıkılmayacak” filan dese direkt oyları alır.
Düşünüyorum da, bu politikacılar halk için değil de Yeşil Dev Hulk için çalışıyor olmasın?
Paylaş